Hükümet, terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullandıkları patlayıcıların yapımında kullanılan malzemelere yönelik olarak sıkı bir gözetim ve denetim kararı aldı. Bu kapsamda revize edilen TSE 1449 Standardı ve alınan 6354 EPDK sayılı Kurul Kararı ile tüpgazlarda karekod uygulaması zorunlu hale getirildi.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanacak tebliğ ve ilgili kurulların alacağı karar ile özellikle 12 kg'lik tüplerin terör örgütleri tarafından kullanılmasının engellenmesi için, satış ve dağıtım sürecinin izlenmesi ve denetlenmesi amaçlanıyor. Tüplerde seri numarası ve kare kod bulundurulması ile dolumdan nihai tüketime kadar, tüketicinin kimlik bilgileri dahil olmak üzere tüm süreçler online olarak takip altına alınacak.
Sektörde söz sahibi olan kuruluşların da ülke güvenliği adına destek verdiği bu kararın, özellikle maliyet ve fiziki zorluklarından dolayı uygulama aşamasında sıkıntılar doğuracağına dikkat çekiliyor. Bu nedenle, kararın sağlıklı bir biçimde uygulanması için devlet desteğinin zorunlu olduğu belirtiliyor.
"Başarı için devlet desteği zorunludur"
Enerji Sektöründe özellikle Likit Petrol Gazı (LPG) alanında önde gelen ve köklü şirketlerden biri olan Ergaz A.Ş. de bu endişeyi haklı ve ciddi buluyor. Şirket adına konuşan Genel Müdür Abubekir Yağız, "Devlet varsa biz varız, Devlet yoksa biz de yokuz" anlayışıyla hareket ettiklerini, bu nedenle bütün tüplerin kontrol altına alınması için tereddütsüz olarak kararı uygulamayı düşündüklerini söyledi; fakat getirdiği ciddi maliyetten dolayı yaratacağı sıkıntıların olacağını da unutmamak gerektiğini ekledi.
Tüpgazlara karekod uygulanmasının başarılı olması için devlet desteğinin zorunlu olduğunu savunan Abubekir Yağız, “1960 yıllarında hayatımıza girmiş olan ve tüpgaz adıyla tanımlanan LPG, Türkiye’nin üçte biri tarafından kullanılmaktadır. Sektör temsilcisi olarak düşüncelerimizi devlet yetkililerine iletmek ve bu uygulamanın hayata geçmesi sırasında sektörümüzün yükünü hafifletmek için devlet desteği bekliyoruz." dedi.
"Adresi belli olmayan tüpler nasıl toplanacak"
Yağız'ın verdiği bilgiye göre, bu sektörde yaklaşık yetmiş milyon civarında tüp var ve bunların takibi için çok büyük bütçe gerekir. Kurul Kararı bu nedenle sektörde rahatsızlık oluşturdu. Karekod uygulamasıyla tüplerin kimlere verildiği, nerede olduğu, sisteme kayıtlı olarak takip edilecek ama depolarda bulunan veya hurda olarak piyasada kayıt altına alınamayan tüplerin kontrolü soru işareti olarak duruyor. Yıllarca sürecek bir çalışma gerektiren vatandaşın balkonunda, bodrumunda olan ve yeri belli olmayan tüplerin kimler tarafından nasıl toplanacağı da belirtilmemiş.
Sonuç odaklı bir değerlendirmenin yapılıp yapılmadığının tartışmalı olduğunu, bu nedenle de kendilerini ciddi manada zorlayan kararın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini beyan eden Abubekir Yağız, zaten doğalgaz karşısında pazar payı küçülen tüpgaz sektörüne ek maliyet getiren uygulamanın artı yük getirmeden hayata geçirilmesi için çözüm önerileri talep ediyor: "Bu uygulamanın ciddi bir maliyeti söz konusudur. Ergaz A.Ş. olarak sektörde söz sahibi bir firmayız. Karekod uygulamasını hayata geçirdiğimizde şirketimize ilk etapta üç milyon lira civarında bir ek bütçe yüklemektedir. Tam bu aşama da devlet desteği gerekiyor. Devlet bize, uygulamayı gerçekleştirirken, faizsiz on yıl içinde ödeyebileceğimiz kredi desteği sunmalı. Sonuçta; bu sorun sektör olarak bizden kaynaklanan bir sorun değildir. Terör sorunu asayişle ilgilidir."
"Tüplü gaz ile doğalgaz ÖTV farkı da can yakıcı boyuttadır"
Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Naci Ağbal ile bir araya gelerek bu konuyu görüşme imkanı bulduğunu kaydeden Abubekir Yağız, kendilerine, tüpgaz dediğimiz LPG ile doğalgaz ÖTV farkı arasındaki uçurumun makul bir seviyeye getirilmesini ve etkin bir denetim yapılmasını önerdiğini belirtti.
Yağız konu ile ilgili şunları söyledi: Tüplü gaz ÖTV bakımından doğalgaza oranla 46 kat daha pahalıdır. Bu konudaki genel mağduriyetin giderilmesi ve adil bir enerji sunumu sağlanabilmesi adına oldukça yüksek olan tüplü gaz ÖTV’sini, diğer muadili olan enerji kaynakları (elektrik, doğalgaz, kömür, odun) seviyesine çekilmesiyle olabilir. Tüplügaz daha ziyade kırsal ve gelir düzeyi düşük kesimler tarafından tüketiliyor. Daha uygun fiyatlarla sunulan doğalgazı ise zengin kesimler tarafından tüketilmektedir."
Sayın Bakanımızın konuya yaklaşımı çok takdire şayan olduğunu söyleyen Abubekir Yağız sözlerine şunları da ekledi: "Güvenilir enerji kaynaklarına ihtiyaç vardır. Mesela Rusya ile yakın geçmişte yaşadığımız macera enerji alanında bizleri nasıl tedirgin etti, hepimiz şahit olduk. Kışın ortasında doğalgazı kesildiğini düşünürsek ne yapacaktık. Anında tüpgaz devreye girecekti. Onun için Türkiye tüpgazı gündeminden çıkarmaması gerekir.
Eğer haksız rekabet olmazsa, Türkiye’nin istikrarına güveniyoruz. Şirket olarak hedeflerimizin ötesinde başarı elde etmiş olacağız. Devletimizin görevi bu haksız rekabeti ortadan kaldırmaktır, hukuksal altyapıyı mükemmel bir hale getirmektir.” Sektör olarak yaşamakta olduğumuz bir başka sorun ve problem olarak görülen konu ise; sektörde segmentler içindeki ÖTV farklılığıdır. Şöyleki; sektör faaliyetlerimiz içinde tüplü ve otogaz LPG de uygulanmakta olan ÖTV oranlarıdır. Tüplügaz segmentinde uygulama ÖTV 1.210 TL/TON iken, Otogaz’ da uygulanan ÖTV 1.778 TL /Ton dur. Sektörel faaliyet içinde uygulamada olan iki segment arasındaki ÖTV farkı 568 TL/Ton’ olduğundan bu fark Piyasa faaliyetlerinde haksız rekabet ve vergi kaçağına konu edilmektedir.
Sektörün rekabet gücünü ve uygulamalarını temin etmek ve haksız rekabet dolayısı ile Devletimizin vergi kaybını önlemek için resmi makamların piyasada etkin ve sonuç alıcı denetimlerinin artarak uygulamaya konulması, segmentler arasında reel bir ÖTV uygulamasını Devletimizden bekliyoruz.”