Türkiye'nin farklı illerinden binlerce kişi, 250 yıl önce dönemin astronomi dehası Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’nin sandukasının başucunu aydınlatması için yaptırdığı ve birkaç yıl önce UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenen "ışık hadisesi"ni izlemek için Siirt'in Tillo ilçesine akın etti.
Siirt Valiliğinin öncülüğünde Tillo Kaymakamlığı ve Tillo Belediyesince organize edilen "Işık Hadisesi" etkinliği, ilçe meydanında kurulan platformda Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Türkiye'nin farklı illerinden binlerce kişinin geldiği alanda vatandaşların etkinliği izlemeleri için meydana dev ekran kuruldu. Davetliler, saat 06.18'de sabahın ilk ışıklarıyla güneşin aydınlattığı türbeye yansıyan hadiseyi çıplak gözle izledi. Kimi vatandaşlar ise bu sırada tekbir getirdi.
Işık hadisesi sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, İslam dünyasındaki Müslümanların içine düştüğü durumun özünden uzaklaşmasından, Kur'an ve sünnetleri terk etmesinden kaynaklandığını aktardı. Sırma, İbrahim Hakkı Hazretleri'nin hocası İsmail Fakirullah Hazretleri için o zamanın teknolojisiyle yaptırdığı bu düzeneğin o dönemdeki Müslümanların ilme ve bilime verdiği önemi gösterdiğini söyledi.
Etkinliğe Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Vali Ali Fuat Atik, AK Parti Siirt Milletvekili Osman Ören, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Afif Demirkıra, Siirt Belediye Başkan Vekili Ceyhun Taşkın ile Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Güven Kuzu da katıldı.
IŞIK HADİSESİ
18. yüzyılda yaşamış önemli bir bilim adamı olan İbrahim Hakkı Hazretleri'nin 18. yüzyılın ortalarında zirvesinde olduğu astronomi bilgisini kullanarak kurduğu sistemle Güneş'in ekvatora dik düştüğü ve böylece gün ve gecenin eşitlendiği ekinoks günleri 21 Mart ve 23 Eylül'de güneş ışınları, türbe içindeki hocası İsmail Fakirullah Hazretleri'nin kabri başına düşüyor. “Işık hadisesi” veya “Güneş hadisesi” olarak bilinen bu sistem, türbenin restore edildiği 1960'lı yılların başına kadar da çalıştı. Restorasyon sırasında türbenin orijinal yapısında değişiklikler olunca sistem çalışmadı. Daha sonra yapılan çalışmalarla sistem yeniden çalıştırılmaya başlandı. Işık hadisesinin gerçekleştiği türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda, bir hol ile 8 köşeli ve 10 metre yüksekliğinde bir kuleden ibarettir. Her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül'de “ışık hadisesi” türbede gerçekleşmektedir.
İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo'nun 3-4 kilometre doğusunda bir tepe üzerinde harçsız taşlarla bir duvar yaptırır. Halk arasında Kal'at-ül Üstad diye bilinen bu duvarın etkisiyle yeni doğan güneşin ilk ışınları türbenin tümünü gölgede bırakırken, duvarda bulunan 40 ile 50 santimetre ebadındaki pencereden geçen güneş ışınları türbe kulesinin penceresine ve oradan da kırılmak suretiyle türbe penceresinden İsmail Fakirullah Hazretleri'nin sandukasının başucunu aydınlatmaktadır. İbrahim Hakkı Hazretleri, bu sistemle ilgili olarak, "Yeni yılın ilk güneşi eğer hocamın başucuna düşmezse ben o güneşi neyleyim" diyerek hocası İsmail Fakirullah Hazretleri'ne karşı olan saygısını göstermektedir.