Mayıs 1919 tarihi, Erzurum açısından çok önemli üç olayla birlikte akıllara geliyor. Bu üç olaydan ilki; İzmir’in Yunanlılarca işgali ve bunun yankılarının Mondros Mütarekesi nedeniyle Erzurum ile Doğu da “Hayali Ermenistan”a ait girişimler olarak kaydedilirken, ikinci ve önemlisi; M. Kemal Paşa’nın Müfettişlik görevi ile Samsun’a çıkması ve sonuncusu da, işgal acılarını daha önce yaşamış Erzurum’un, bu girişimlere mitingler yoluyla karşı çıkması şeklinde sıralanıyor.
//MÜDAFA-İ HUKUK
Aynı günlerde Erzurum’da Vali olarak, şehrin yaralarının sarılmasını sağlamış olan Münir (Akaya), Belediye Başkanı Zakir (Gürbüz ve XV. Kolordu Komutanı Tuğgeneral Kazım Karabekir göze çarparken, tarihi kaynaklarda o dönem İstanbul’da kurulan ve Erzurum’da da şubesi açılan Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti’nin ise, etkin biçimde faaliyetlerine devam ettiği belirtiliyor.
İzmir’in Yunanlılarca İtilaf devletlerinin izniyle işgal edileceğinin bilindiği o yıllarda, İzmirli vatanseverler Redd-i İlhak’ı harekete geçirirlerken, bu durumun, 14 Mayıs 1919’da yurdun hemen hemen bütün merkezlerine bildirildiği ifade ediliyor.
//KAZIM KARABEKİR PAŞA’NIN TEMASLARI…
Kazım Karabekir’in de, bir asker olarak işgal olayını acı ile karşıladığının belirtildiği tarihi kaynaklarda, 19 Mayıs 1919 günün önemi ve Erzurum ilişkisi şöyle aktarılıyor: “İzmir’in işgalini yeterince öğrenemeyen M. Kemal ve karargahı da, Samsun yolunda idi. İnebolu ve Sinop’ da bazı aydınlatıcı bilgiler temin edilmişti. Nihayet, Bandırma Vapuru ile zorlu bir yolculuk sonucu 19 Mayıs 1919’da erken saatlerde Samsun’da karaya ayak basılmıştı. Paşa, ilk iş olarak, Samsun’a vardığını, yakın arkadaşı Kazım Karabekir Paşa’ya telgrafla bildirdi. İlişkiler 21 Mayıs günü başladı ve önemine göre devam etti. Kazım Karabekir, Erzurum’a 3 Mayıs 1919’da gelmiş ve XV. Kolorduyu teslim almıştı. Kendisine yardımcı olarak Erzurumlu Rüştü Bey ile 1. Dünya savaşında Erzurum işgali öncesi askeri etkinlikleri ile göze çarpan Deli, Yiğit sıfatlı Halil Bey göze çarpıyordu. İtilaf Devletlerinin temsilcisi Yarbay A. Ravlinson da, Erzurum’da idi. Ara sıra Rus ve ABD’li askeri kişilerle görüşmeleri oluyordu.
//KARABEKİR: MİLLETİMİZİN KURTULUŞ ANAHTARI DOĞU’DADIR
Kazım Karabekir, M. Kemal ile İstanbul’da iken “Vatan” konusunda görüşmesini 11 Nisan 1919’da, şimdi müze olan Harbiye’deki evinde görüşmüştü. Karabekir’in söylediğine göre o sıralarda M. Kemal, küçük bir ameliyat geçirmiş, evinde dinleniyor, bu arada yakın dostları ile görüşüyordu. Kazım Karabekir ile de dostane bir hava içinde şu görüşme olmuştu: “Paşam, ben yarın Erzurum’a hareket ediyorum. İstanbul’da ne vaziyette kalırsanız kalınız, bir şey yapmak imkansızdır. Sükut edersek mahvımız mukadderdir. Behemmehal Anadolu’ya ordu başına geliniz. Hem de Şarka: milletin kurtuluş anahtarı şarktadır. Orada her şey mümkündür. Ordu da kuvvetlidir, halkta beraber gider. Ben kat’i kararımı verdim. Planım basittir. Milli bir hükümet teşkili ve Şark vilayetlerini istilaya hazırlanan Ermenistan’ı bize güzel bir sulh rehinesi olarak elde tutmak, sonra hadisata göre, garbe tevcih etmektir. İstanbul’da ne siz ne de kıymetli arkadaşlar fazla müddet kalmayınız. Başka türlü milli birlik ve milli varlık göstermek imkanı yoktur. Benim ahtım tek dağ başı mezar oluncaya kadar uğraşmaktır. İstiklalimizi ve hiç değilse namusu millimizi kurtaracak, ancak bu karardır.”
Kazım Karabekir Paşa’nın bu çağrısına, Mustafa Kemal Paşa ise şöyle cevap verdi: “Bu da bir fikirdir, ahval günden güne size hak verdiriyor. Size muvaffakiyet dilerim.”
Kazım Karabekir Paşa, söylediklerinin bir fikir değil kat-i bir karar olduğunu anlattığı M. Kemal’e; “Ordu ve halk bu fikir etrafında muhakkak toplanacaktır. Şarkta milli hükümet esaslarını kurduktan sonra siz garbe teveccüh edersiniz. Şark vazifesini ben deruhte ederim. Eğer gelmeyecekseniz hareketimi ona göre tanzim edeyim.”
//ERZURUM YAYLASINDA DADAŞLAR ŞAHLANDI…
19 Mayıs 1919, Samsunlular ve tarihçiler için ilk adım olarak kabul edilirken, Erzurum özelinde ise, asıl 21 Mayıs 1919’da başlatılan temasların bu yolda atılan “İlk Adım” olduğu benimseniyor.
15 ile 19 Mayıs arasında yaşanan tarihi gelişmeler, şöyle aktarılıyor: “15 ve 19 Mayıs rüzgarı ile Erzurum yaylasında, halk yine şahlandı. Miting adı verilen toplantılar yapıldı. Bunların en önemlisi, kar yağışının hüküm sürdüğü Erzurum’da, Lala Paşa Meydanında, henüz onarılmamış ve hazin hali ile göze çarpan Hükümet Konağı yanında yekvücut halinde boy gösteren Erzurumlular, hatiplerin yaptığı konuşmalarda İzmir İşgalini reddetmişler, en yakın zamanda vatan toprağına kavuşturulmasını istemişlerdir. Bu miting ve sonuçları da ayrıca XV. Kolordu Komutanlığınca, M. Kemal Paşa da iletilmiştir. M. Kemal, daha Sinop’ta iken, Erzurum Valisi Münir (Akkaya) bağlı bulunduğu Dahiliye Nezaretine 18 Mayıs 1919’da halkın hislerine tercüman olan telgrafında, “İzmir’in İtilaf Devletlerinin desteği ile Yunanlılar tarafından işgali, burada üzüntü ile karşılanmıştır. Bunu kabul etmemek için aynı gün Erzurum’da, Belediye, MHC ve her sınıf halkın katılımı ile mitingi tertip edilmiştir. Gerekli yerlere, İtilaf Devletleri temsilcilerine, telgraf çekilmiş ve olay kınanmıştır. Erzurum’a bağlı ilçeler de aynı şekil de halk heyecanla işgali kabul etmemiş, bu durumun düzeltilmesi için, Erzurum gibi, İstanbul’daki ilgilileri uyarmıştır” denilmiştir.
//TÜRKİYE’NİN ŞEKİLLENMESİ SÜRECİNDE ERZURUM’UN ÖNEMİ…
‘Erzurum’da gerçekten halkın heyecanını bastırmak münkün değildi. 19 Mayıs 1919 da Başbakanlığa, 25 Mayıs ta tine aynı makama, 12 Haziran’da da aynı hisleri dile getiren üç telgraf gönderilmiştir. Belediye Bakanı Zakir, Üye Eşref, Dava Vekili Hüseyin Avni, Albayrak Gazetesi Müdürü Süleyman Necati, Vilayat-ı Şarkiye, Müdafaa-ı Hukuk-ı Miliye’den sekreter Cevat ( Dursunoğlu)’nun imzaladığı tarihi tel’in ve protesto telgrafları, Erzurumlunun tarihe karşı sorumluluğunu dile getirmekte idi. Atatürk’ün, Nutuk’ta da belirttiği gibi, kurtuluş için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basılmış ve Türkiye’nin şekillenmesinde ilk adım atılmıştır. İstanbul’da verilen karar üzerine, M. Kemal Haziran 1919 Kongresi nedeni ile Yüce Yurt veya Dadaşlar diyarına davet edilecek ve sonunda 23 Temmuz Kongresi toplanarak, önemli kararlar alınacaktır. Erzurumlu, Samsun’a çıkıştan sonra Büyük Kurtarıcıya kucak açmış, İzmir olayındaki gibi Mütarekenin oldu-bittileri ile Erzurum’un da Ermenilere verilmeyeceğini kesin dille belirtmiştir.”