Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, “Tarihi eserleri korumak, onların kapılarına kilit vurarak değil, onlara işlev kazandırmakla mümkün olur.” dedi.
//TARİHİ MİRASI KORUMAK BOYUN BORCU
Tarihi ve kültürel geçmişin, gelecek kuşaklara aktarılmasının, kültür bilinci ve koruma kültürüyle ilgili olduğu bildirildi. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, Anadolu’daki kültür varlıklarının eski yerleşim merkezleri ve buralardan elde edilen buluntuların, ülkenin, son derece zengin bir kültür coğrafyasına sahip olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Böylesine önemli ve zengin mirası korumanın ve yaşatmanın, gelecek kuşaklara karşı boyun borcu olduğunu kaydeden Aktemur, gelecek nesillerin, tarihi geçmişlerini ve kültürel kimliklerini bu eserlere dayandırarak bulabileceklerini ifade etti.
//TARİHİ KORUMA KÜLTÜRÜ
Tüm bu faktörlerin, tarihi zenginlikleri koruma kültürünün oluşması gerektiğini açıkça ortaya koyduğunu anlatan Aktemur, “Tarihi eserleri korumaktan kasıt, onların kapılarına kilit vurmak şeklinde algılanmamalı. Onlara asli kimliklerini bozmayacak işlevler kazandırıp yaşatma yoluna gitmeliyiz. Bunun yanında eğitim yoluyla daha ortaöğretimdeyken genç dimağlara kültür bilincini aşılayarak yaygın bir koruma kültür oluşturmalıyız.” diye konuştu.
//AKTEMUR: AVRUPA KÜÇÜK BİR TAŞ BİLE YERİNDE KORUNUYOR
Avrupa ülkelerinde, kendi kültürlerine ait olsun ya da olmasın, kültür varlıklarına karşı büyük bir saygı ve koruma anlayışının söz konusu olduğunu dile getiren Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, “Onlarda tarihi değer taşıyan küçük bir taş bile yerinde koruma altına alınmaktadırlar. İşte bu zenginlikler gelecek kuşaklara aktarılıyor. Böylece kültürel kimliklerini de yaşatmış oluyorlar.” dedi. Türkiye’de ise durumun tam tersi bir seyir içerisinde olduğunu anlatan Aktemur, “Bizde, ‘kültür karın doyurmaz’ mantığı hüküm sürüyor ve bu mantıkta insanlar yetişiyor. Bu tip özelliklere sahip bir toplum, bırakın tarihi ve kültürel geçmişi korumayı adeta yok etme yolunda emin adımlarla ilerliyorlar. Tarihi Türk konut mimarisin en eşsiz örnekleri olan Erzurum Evleri’nin, sırf arsa temini adına yok edilmeleri, işte bu kültür bilinci eksikliğinin bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.