Şiddet içerin dizi ve filmler çocukları olumsuz etkiliyor
Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve Araştırma Merkezi uzmanlarından Psikolojik Danışman Hakan Kırbaş, saldırgan çocukların, ruhsal sorunları nedeniyle yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramadıklarını ifade etti.
Çocuklarda artan şiddet ve saldırganlıkların çeşitli nedenlerinin bulunduğu belirtilerek, bunda şiddet içeren dizi ve filmlerin de etkili olduğuna dikkat çekildi.
Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve Araştırma Merkezi uzmanlarından Psikolojik Danışman Hakan Kırbaş, saldırgan çocukların, ruhsal sorunları nedeniyle yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kuramadıklarını ifade etti.
SALDIRGAN ÇOCUKLAR CEZALARDAN ETKİLENMİYOR
Aşırı geçimsiz, ilişkileri gergin ve sürtüşmeli olan saldırgan çocukların, olağan anlaşmazlıkları bile gücüyle çözmeye çalıştıklarını anlatan Kırbaş, tepkileri ölçüsüz çocukların, bu davranışlarından utansa bile yinelemekten kendilerini alıkoyadıklarını söyledi.
Saldırgan çocuklarının cezalardan etkilenmediklerini veya bir süre etkilenmemiş gibi göründüklerini ifade eden Kırbaş, şunları söyledi:
''Bu tanıma giren çocuklar, ruhsal sorunlarını davranışlarına aktarırlar. Erişkinlerle sürekli çatışma içindedirler. Saldırgan erkek çocuk anlaşmazlıklarını dövüşerek çözme eğilimindeyken, kız çocukları ise ağız kavgasını yeğlerler. Saldırgan çocuklar, bazen de saldırganlıklarını kendilerine yöneltirler ve kendi kendini yaralama gibi uyum bozuklukları gösterebilirler.''
SALDIRGANLIĞIN NEDENLERİ
Çevrenin olumsuz tutum ve gereksiz engellemelerin çocukta saldırganlığın oluşmasına veya saldırganlık dürtüsünün beslenerek güçlenmesine neden olabileceğine dikkat çeken Kırbaş, ''Son zamanlarda televizyonlar yayınlanan ve şiddet içeren dizi ile filmler saldırganlıkların artmasına neden olmuştur'' dedi.
Saldırganlığın nedenleri arasında ana-baba tutumunun da önemli bir yer aldığına işaret eden Kırbaş, ''Bazı anne ve babalar çocuklarına gerektiği gibi rehberlik edemiyorlar'' dedi. Çok sert ve hoşgörüsüz ana-baba tutumu içinde yetişen çocukların, biriken öfkelerini ev dışında açığa vurduklarını anlatan Kırbaş, disiplinle yetişmiş bir çocuğun da saldırgan olabileceğini söylerdi.
YAPILMASI GEREKENLER
Uygunsuz cezalar verildiğinde çocukların saldırganlık dürtüsünü kaybetmeyeceğini ama başka alanlara yönlendirebileceklerini ifade eden Kırbaş, şöyle devam etti: ''Saldırgan çocukları hemen cezalandırma yerine, saldırganlığın bireysel ve çevresel nedenlerini araştırmak lazım. Çocukta güven duygusu geliştirilmelidir. Çocukta güven duygusu geliştikçe beklemeyi ve tepkisini dizginlemeyi öğrenir. Gereksinimleri doyuruldukça yatışır. Kendisine sevgi ile yaklaşılan çocuk, bu sevgiyi sürdürmek amacıyla kendi kendini kısıtlamaya başlar. Saldırganlığını oyuna aktarır. Bastırmak zorunda kaldığı dürtülerine boşalım alanı sağlar. Daha sonra benimsediği ana- babasına benzemek, onlar tarafından beğenilmek için, davranışını kendi denetlemeye başlar.''
Saldırganlık dürtüsü problemiyle başa çıkmak için öncelikli yapılması gerekenin uygun olmayan cezalar vermemek olduğunu sözlerine ekleyen Kırbaş, çocukların beden gücünü ve enerjisini kavgada değil, spor alanında yarışmaya araç olarak kullanılması sağlanması ayrıca çocuğun davranışları gereksiz yere engellenmemesi, davranış ve isteklerinin eleştirilmemesi ve alay edilmemesi gerektiğini söyledi.