Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Uzaktan eğitimin sadece öğrencilere yönelik değil, öğretmenlere yönelik katkıları üzerinden de değerlendirmek yararlı olacak. Bunun için bu projenin bir fırsat olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, güvenli okullaşma ve uzaktan eğitim projesi tanıtım ve istişare toplantısına katıldı. Mövenpick Hotel’de gerçekleştirilen programda Bakan Selçuk, Türkiye’nin uzaktan eğitim konusunda ilk günden itibaren gelinen noktayı ayrıntılarıyla ele aldı. Selçuk, ilerleyen dönemde Türkiye’nin eğitim konusunda izleyeceği yol haritasını da açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzakta eğitimle ilgili Covid-19 salgını öncesinde de projelerin yer aldığını hatırlatarak, “Covid sürecinde eğitimi tüm bileşenleriyle ele almak noktasında bir kararlılığımız var. 2023 eğitim vizyonuyla beraber, yenilikçi dönüşümleri dikkate alan ve dünyanın nereye gittiğini algılamaya çalışan bir bakış açımız var. Uzaktan eğitimle ilgili de salgın çıkmadan evvel de hedefler söz konusuydu. Salgın dönemi bizim açımızdan mevcut kapasiteyi ve çalışmaları çok daha ileri taşımanın vesilesi oldu. Zamanın ruhunun gerektirdiği, imkanları yeniden ve yeniden ele alma imkanı bulduk” diye konuştu.
2020-2021 eğitim öğretim sezonunun bugün itibariyle başladığını hatırlatan Selçuk, yaklaşık 1 milyon öğrencinin canlı ders alacağı bir platforma sahip olunduğunu vurguladı. Selçuk, “Başlangıçta yaklaşık 40 bin öğrencinin çevrim içi olabileceği bir ortamdan yaklaşık 1 milyon öğrencinin canlı ders alacağı bir ortama gelmiş bulunuyoruz. Mevcut EBA sisteminin daha ileriye götürülmesi için birtakım ihtiyaçlarımız vardı ve bu projeyle birlikte bunu sıkı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu projenin bizim açımızdan iki önemi var. Salgın dönemine ilişkin olarak bu konuya önem vermiyoruz sadece. Salgın döneminde eğitimin kalitesini arttırmaya, erişimin hızlandırmasına yardımcı olmaya önem veriyoruz. Salgın sonrası Türk eğitim sisteminin harmanlanmış, hibrit yaklaşımlara nasıl tepki vereceğine dair boyut. Bu iki boyut bizim için genişletilmesi ve derinleştirilmesi mümkün olan bir noktaya geldi. Uzaktan eğitimin sadece öğrencilere yönelik değil, öğretmenlere yönelik katkıları üzerinden de değerlendirmek yararlı olacak. Bunun için bu projenin bir fırsat olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Salgına dair ilk vakaların Türkiye’de görülmesi üzerine çok kısa sürede reaksiyon gösterildiğine değinen Selçuk, “Dünyada çok hızlı tepki verebilen birkaç ülkeden birisiyiz. Ama bunu yeterli görmek mümkün değil. Önümüzdeki süreç gösteriyor ki biz uzaktan eğitimi hem salt uzaktan eğitim olarak hem de harmanlaşmış, canlı derslerle ilgili çok yüksek çıtalara kavuşturacağız. Önümüzde bir yol var ve bu yolun nasıl yürünmesi gerektiğine dair hayallerimiz var. Biz dünyada özel bir platform hazırlamak istiyoruz. Kaynaklarımızı son derece işlevsel bir şekilde hazırlayıp, eğitim kalitesinin artmasında hızlandırıcı bir etki etmesini bekliyoruz bu projenin. Burada, nasıl bir yol düzenleyelim, nasıl bir yol haritası ortaya koyalım bunlar konuşulacak. Birçok izleme, değerlendirme çalışmalarıyla ilgili parametreler söz konusu. Bunların tamamında en işlevsel süreci nasıl yürütürüz bunu görmek için gayret edeceğiz. Çalışmanın verimli geçeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.