Erzurum’un sosyal ve kültürel hayatında gelişme yerine, hızlı bir gerilemenin söz konusu olduğu öne sürüldü. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulkerim Dinç, 1940’lı yıllarda çok zengin sosyal, sanat ve kültür ortamlarının bulunduğu Erzurum’un, günümüzde geriliğin ve ilkelliğin işgali altına girdiğini söyledi.
SANAT AKTİVİTESİ HACMİNDE DÜŞÜŞ
Erzurum’un kültürel, sosyal ve sanatsal faaliyetler açısından bulunduğu noktanın, Evliya Çelebi’nin anlattığı Erzurum’dan bile çok geride olduğunu vurgulayan Dinç, “Esasen Erzurum halkı ilerleme ve gelişmelere açık bir kimliğe sahiptir. Ancak şehrin kültürel ve sanatsal hacmini genişletmekle mükellef olan kurum ve kuruluşlar, maalesef üzerine düşen görevlerine yerine getirmemişlerdir. Evliya Çelebi’nin ‘kültür ve sanat şehri’ dediği Erzurum, maalesef bu vurdumduymazlık yüzünden sanattan, kültürden ve sosyal aktivitelerden uzaklaşmıştır” diye konuştu.
NEREDEN NEREYE?
Erzurum’un 1940’lı yıllarda kültür ve sanat ortamı açısından hayli zengin bir kent olduğunu, özellikle Türk Halk Müziği bağlamında en güzel örneklerin ve faaliyetlerin Erzurum’da bu dönemde verildiğini kaydeden Abdulkerim Dinç, “O dönemin Erzurum’u ve yaşayanları, öylesine yüksek bir tiyatro zevkine sahiplerdi ki, Shakespeare oyununu bile sahneliyorlardı. Amatör faaliyetler çerçevesinde rejisini, oyunculuğunu ve tasarımlarını bile Erzurumluların gerçekleştirdiği tiyatro faaliyetleri, ülkenin pek çok yöresinden ilerideydi. Teknoloji gelişti, kitle iletişim araçlarının sayısı arttı, ama buna rağmen Erzurum’daki kültür ve sanat ortamı, gerilikle ilkelliğin işgali altına girdi. Bırakın şimdi 1940’lı yılları, kültür ve sanat bağlamında Evliya Çelebi’nin anlattığı Erzurum’dan bile daha fakiriz” şeklinde konuştu.
A.Ü’YE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR
Erzurum ve çevresinin kültür ve sanat dünyasını zenginleştirecek kurumların başında, Atatürk Üniversitesi ile Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun geldiğine dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Abdulkerim Dinç, “Bu kurumlar, halkla entegre olmayı, kültür ve sanat dünyasını zenginleştirmeyi, geleceği güzelleştirmek gibi bir misyona sahip olduklarını asla unutmamalıdırlar. Erzurum halkının kültür ve sanat ihtiyacına cevap verecek tiyatro da dahil olmak üzere pek çok etkinliğin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Belediyelerimiz, neredeyse 30 yıldır bu bağlamda en ufak bir adım atmamışlardır. Esasen Erzurum halkı ilerlemelere ve gelişmelere açık bir kimliğe sahiptir. Bu özelliği, Erzurum halkının önemli bir kavşak üzerinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Umuyoruz, Erzurum eski sanatsal ve kültürel kabiliyetlerini geri kazanır” diye konuştu.