ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
‘Köklerimiz üzerinde yol alacağız'
‘Köklerimiz üzerinde yol alacağız'
Emniyetten Siber suçlarla mücadele seferberliği
Emniyetten Siber suçlarla mücadele seferberliği
Büyükşehir’de 7/24 karla mücadele mesaisi
Büyükşehir’de 7/24 karla mücadele mesaisi
Efendioğlu ÜNİDES projesini paylaştı
Efendioğlu ÜNİDES projesini paylaştı
Erzurum’da FETÖ operasyonu: 11 gözaltı
Erzurum’da FETÖ operasyonu: 11 gözaltı
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
22 Nisan 2010 Perşembe - 07:25

Şair çiçek şiirlerle anıldı

AYHAN TÜRKEZ/İHA/Birey Üniversite Kitabevi’nde ‘yalnız hüzün vardır kalbi olanın hüznü öylece orta yerdedir’ diyen ve herkesin yıllarca merak ettiği, gençliğinin baharında ölen şair İlhami Çiçek memleketi Erzurum’da ilk kez anıldı.

Şair çiçek şiirlerle anıldı

Birey Üniversite Kitabevi’nde ‘yalnız hüzün vardır kalbi olanın hüznü öylece orta yerdedir’ diyen ve herkesin yıllarca merak ettiği, gençliğinin baharında ölen şair İlhami Çiçek memleketi Erzurum’da ilk kez anıldı.
Birey Kitabevi kurucusu Mahmut Balcı programın açılışında yaptığı konuşmada “İlhami Çiçek gibi değerli bir şair için Erzurum’da bir anma programının çok geç yapıldığını belirtmek isterim. Dilerim bu ihmal başka şair ve yazarlar için yapılmaz” dedi.
//ÇİÇEK’İN BIRAKTIĞI HOŞ SEDA
“Şair İlhami Çiçek hayatı acı bir sonla bitmiş olsa dahi o Müslüman ve mümin bir şairdi. Aşıkların söyledikleri türküler onda büyük bir etki uyandırmış. En önemli şiiri Satranç Dersleri sekiz bölümden oluşan uzun soluklu bir şiirdir.Bu da bize çalışkanlığını gösterir.Çalışkan bir arı;balı bize sunan, zehrini kendine akıtan..Şiiri güçlendikçe kendi gücü azalan bir şairdi” diyen Eğitimci ve yazar Mustafa Nezihi Pesen, İlhami Çiçekin hayatını ve şiir dünyasındaki yerini anlatmaya çalıştı.
Hüzün konusunda akademik çalışma yapan Ahmet Karakuş’un yönettiği söyleşiye İsmail Bingöl, Şahin Torun, Abdülkadir Öğdüm, Abdurrahman Zeynal gibi isimler de katkıda bulundu.
//ERZURUM’DA ÖDÜL ALDI
Çiçek çok nazik ve cömert bir sairdi.Şiirlerinde Sezai Karakoç gibi divan edebiyatından etkilenmişti. O’nu daha çok Cahit Zarifoğlu’na benzetmişlerdir. 1972’de ‘Otel Odaları’ şiiri Erzurum’da ödül almıştır.Şair 1983’te Tokat’ta hayatı kaybetti.
İlhami Çiçek’in yakın arkadaşlarından Dr Ali Kurt, “O sorumluluklarını bilen ve yerine getiren, tek derdi kitap olan, çayı ve sigarayı seven bir insandı.Bazıları onun ölümüyle ilgili üzücü şeyler söylemekte. O işleri yolunda giden, intihar etmesi için hiçbir sebebi olmayan bir adam.Ölümünden önce yakalandığı hastalık sebebiyle çok acı çektiği için o anda bazı davranışlarının bilinçdışı olması doğaldır.” Dedi.
//İLHAMİ ÇİÇEK: ŞİİRİN DALGIN OYUNCUSU
Eğitimci ve yazar Mustafa Nezihi Pesen İlhami Çiçek için şunları söyledi: “İlhami Çiçek, Şiirin Dalgın Oyuncusu. Dahası da vardı: İki yıl aynı evi paylaştıkları dostu Cahit Yeşilyurt’a bile anlatamadığı onlarca haliyle kendini şiirine yedirmiş Göğekin’in nerdeyse somutlaşmış varlığı. Yaşamının sağlamasını şiiriyle yapmış ve ürpertici, korkutucu bir boşluksuzluk bırakmıştı geride. Bu yüzden O’nu okurken nereye saklanacağımı bilemez olurdum. Kaçacak bir delik, sığınak bırakmamıştı. Keşke bırakmış olsaydı. Rastgele ve ani bir çıkışla yazılmamıştır Çiçek’in şiiri. Kalbin derinliğinde kaynaya kaynaya kelimelerle, imgelerle gün yüzüne çıkartılan bir şiirdir. Satranç Dersleri’nin uzun soluklu bir şiir olması, İlhami Çiçek’in şiirini bir duygulanım anından hemen sonra hızlıca yazmadığının en iyi göstergesidir. Şiirin en uyarılmış şekilde karşılandığı o bölgeye gidip uzun bir süre hizmet ediyor, kelimeler, imgeler, metaforlar arasında en iyi mısralar için mekik dokuyor. Yorgunluktan bitap düşünceye kadar. Varoluşun ağır yükünün farkına çok erken yaşlarda varan Çiçek, Zarifoğlu’nun bahsettiği şiirin saldırısına uğrayanlardandı belki de. Çünkü çocukluktan itibaren şiirle hemhal olmuştu. Aşıklık geleneğinin devam ettiği Erzurum’da yaşayan bir hassas ruhun, bundan etkilenmemesi düşünülebilir mi? Daha sonra lisede ve üniversitede bu okumalar genişleyerek ve koyulaşarak devam edecektir. Halk şiirinden, divan ve tekke edebiyatına geçiş yapan Çiçek, şiiri hayatının merkezine yerleştirdikten sonra Nuri Pakdil’in Edebiyat Dergisi çevresinde aradığı Öğreti ve önemsemeyi de yakalamıştır. Kaderin cilvesinin nerde, nasıl tecelli edeceğini kim bilebilirdi ki?
İlhami Çiçek, bu dönemden sonra, adeta alem-i misalden, yani farklı bir dil dizgesine sahip olan bir boyuttan gelen akını, bu dünyadaki duyarlı ruhların anlayabileceği bir inişli-çıkışlı, gerilimli şiir diline çeviriyor. Sanatçının, İbn Arabi’nin mertebelendirmesinde ‘berzah’ dediği mertebeye denk düştüğünü düşünüyorum. Şair İlhami Çiçek, dünya ile şiir evreni arasındaki o berzahı aşmak için yazıyordu belki de. Sanki şiir, Çiçek için hem bir tutamak-dayanak hem de O’ndaki gerilimi arttıran bir kara büyü. Beslendiği bu gerilim anları O’na ürpertiye, korkuya açık şiirler yazdırırken, dünyaya çocukluğundan beri tam uyum sağlayamamış ruhundaki dalgalanmaları da arttırıyor. Dalgalanmaları, gerilimleri ötelemek veya dengelemek için ortaya koyduğu şiirsel çaba, O’nun berzahta olma halini daha da belirginleştiriyor. Sadece şiir yazarken ip üstünde değildir ki O. Toplumdaki ve toplumsalın işleyişindeki aksaklıklar, sahtelikler, O’nu ta çocukluğundan beri kendisinin üzerinde yalnız yürüyebileceği bir sırat köprüsü’ne mahkum etmiş gibidir. En azından o böyle düşünmeye yatkındır. Dünya işlerinin acemisi olması, yaşı ilerledikçe kitaba, şiire daha çok sığınması O’nu dünyanın normal olmayan reel halinden daha çok koparmıştır. Bu kopuş, ölümüne değin süren doğurgan bir kopuştur. Şiirindeki düzen ve işleyişi en mükemmel şekilde görünür kılabilmek için sarfettiği sanatsal çaba, O’nu aşamayacağı bir yorgunluğa duçar etmiştir. Yani sanatında belirginleşen bir ışımayı var ederken, farkına olmadan-bilmeden sonunu çağırmıştır bununla. Şiirin çalışkan arı işçisi, balını bize sunarken zehrini kendine akıtıyordu. Saatlerce, günlerce, aylarca yoğunlaşarak çalışırken, tedirginliğin İlhami Çiçek duyarlılığına kuşku çullanıyordu.
Çağın ve içinin denetleyemediği kötücül baskılarına, vehimlerine zor bela direnen, kendi cüzi özgürlüğünde şiirin verimliliğine sığınarak isimlendiremediği kör baskını bertaraf etmeye çalışan Çiçek, kışlada bu direnci kaybetmiş olmalı. Somutlaşmış katı dış düzen, kurmak istediği oyunun taşlarını yerinden etmiş olmalı. Ki yürümenin dışında her eylemin adı kaçıştı. Kaçışını durdurmak için kendini durdurdu. Bezginlik bir cinnet halinde O’na galebe çaldı ve ‘oyun’ bitti. Tedirginliğin ve kuşkunun Yezidleri, yalnızlığının çölünde, iradesini elinden alarak O’nu meleklere teslim ettiler. Mahzun, müteellim, mahcup (çekingenliğin örtülerine bürünmüş) bu genç mümin şairin elini, kader, uzaktaki dostlarından evvel davranarak tuttu ve O’nu kendi geri döndürülemez gerçekliğine çekti. Ecinnilerin müphem ve mevhum olması ne kötü: Utanmıyor, doymak nedir bilmiyor. En güzel adamlarımızı, biz de bir yerlerde çırpınırken, elimizden alıveriyor. Ama biz şuna iman etmişiz: Allah’ın rahmetinin kuşatıcılığından kuşkulanmak affedilmez bir hatadır.”

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kutlu doğum coşkusu devam ediyor
İlhami İBİŞ/ERZURUM gazetesi/Erzurum’un Palandöken ilçesi Müftüsü Mustafa ...
Kutlu doğum’u ilahilerle kutladılar
DURSUN MURAT AYDIN(İHA) - Oltu İlçe Müftülüğü Kutlu Doğum Haftası heyecanını köylere taşıdı.
Palandöken’den “Bir Keloğlan Masalı”
DİLEK BAYRAK/ERZURUM gazetesi/Palandöken Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Çocuk ...
 
Milli kültürün nabzı Oltu’da atacak
Oltu Havzası Aşıklar Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen ...
Küçüköner’den “Fırçadaki Ben Üç
AHMET AKBUĞA/İHA/Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ...
Ezan yarışmasında Oltu İHL farkı
Yakup Bağıran (CİHAN)- Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ...
 
“Nene Hatun” senaryosuna eleştiri
Erzurumlu tarihi kahraman Nenehatun'un hayatının anlatıldığı ve başrollerinde ...
Liseler, Tiyatro Şenliği’nde buluşacak
ERZURUM gazetesi - Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 4 Mayıs-18 ...
Baytar: “En iyi öğretmen annedir”
Orhan Yıldırım(CİHAN)- Erzurum Palandöken Müftüsü Mustafa Baytar, Peygamber ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper gibi derman olacaksın !
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Örnek İnsan Ömer Daştan ve…
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Dadaşların kar üstünde cirit dansı
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva