Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “İkinci çeyrekten sonra yılın üçüncü ve son çeyreğinde ekonomik aktivitenin yeniden potansiyel seviyesine döneceğine ve 2020 yılını pozitif büyüme performansı ile kapatacağımıza yürekten inanıyoruz” dedi.
VİDEO KONFERANS
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, TÜSİAD’ın "Kovid-19 Dönemi ve Sonrası İş Dünyası" konulu toplantısına video konferans ile katıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Oktay, korona virüs sürecinin en ağır döneminin geride kaldığına işaret ederek, “Normalleşme sürecine girdik. Artı bir de post Covid dönemi var tabii, hepsinden önemli. Şu dönemde normalleşme sürecinin uygulanmasına odaklanmışken post Covid döneminde yoğun bir şekilde çalışmaya başladık. Türkiye bu süreçte mali disiplin altyapısı, etkin kriz yönetimi ve çarkları durmayan sanayisiyle birçok ülkeden pozitif yönde ayrıştı. 2020’nin ilk çeyreğinde milli gelirimiz yıllık bazda yüzde 4,5 oranında artış göstermiştir. İlk ayrışmayı burada yaşadık. 2020 yılına çok güçlü bir şekilde girmiştik. 2020’de Türkiye’ye yeni bir sıçrama yaşatmak arzumuzdu. Covid salgını hesaplarımızı yeniden revize etmemizi zorunlu kıldı. Ülkemiz 2020’nin ilk çeyreğinde AB, G20 ve OECD ülkeleri arasında en güçlü büyüme performansı gösteren ülke oldu. Bu performansın devamı için aldığımız tedbirlerle virüsün, ekonomimizin, ihracatımızın ve üretim kapasitemizin hücrelerine yerleşmesine hamdolsun engel olduk. Ekonomik İstikrar Kalkanı Tedbir Paketi'ni uygulamaya geçirerek vergi kolaylıklarını, finansal imkanların genişletilmesi ve istihdam gibi alanlarda iş dünyamızı destekleyen önlemler aldık. Ekonomi alanındaki tedbirlerimiz öncelikle şoktan etkilenen hane halkına gerekli kaynakları sağlamaya, iş dünyamızın likidite zorlukları nedeniyle zor durumda kalmasını önlemeye, iş ve istihdamı korumaya, sağlık, gıdaya erişim ile kamu hizmetleri gibi temel faaliyetlerin devam etmesini garanti altına almaya odaklandı. Diğer taraftan Merkez Bankası bankalara likidite yönetiminde esneklik sağlamak, yine şirketlere gerekli kredi akışını temin etmek, reeskont kredileri aracılığıyla ihracatçı firmaların nakit akışını desteklemek ve hazine, borçlanma piyasası likiditesini destekleyerek parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek yönünde adımlar attı. Aynı zamanda BDDK finansal istikrarı korumaya ve bankacılık sektörünü daha da güçlendirmeye yönelik yardımcı olacak bir dizi politika uygulamaya da devam etmekte. Bankaların güçlü sermaye yapısı ve likidite tamponları sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir” açıklamasını yaptı.
4 YENİ KREDİ PAKETİ
Kamu bankaları tarafından inşaat, otomotiv ve turizm sektörüne canlılık kazandırmak amacıyla 4 yeni kredi paketinin kamuoyuna sunulduğunu kaydeden Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Diğer taraftan istihdamın sürekliliğini sağlamak için de yine kısa çalışma ödeneğinden faydalanma şartlarında kolaylaştırmış durumdayız. Bugüne kadar 3 milyondan fazla çalışana 5,1 milyar lira kısa çalışma ödeneği verdik. Yine ihracatçılarımız için ise Türk Eximbank stok finansman destek paketi, Türk lirası cinsinden reeskont kredisi ve kredi verme, kredi geri ödeme vadelerinin uzatılması gibi destek programları başlatmış, 800 milyon dolardan fazla bir tutarda sendikasyon kredisi temin etmiştir. Tüm bu desteklerin olumlu etkileri verilere yansımaya başladı. Mayıs ayı ihracatımız normalleşmenin sağladığı olumlu etkiler sonucunda Nisan ayına göre yüzde 10,84 artışla 540 milyon dolara yükselmiştir. İhracatta hızla normal seviyelerimize dönmek ve akabinde de post kovid fırsatlarını değerlendirerek çok daha ötesine geçmek arzusundayız. Yerli sanayimizi ithalat baskısına karşı tüm politikalarımızla korumaya kararlıyız. Aynı zamanda bu ay yine tüketici, reel kesim, hizmet sektörü, perakende, inşaat sektörünü içine alan güven endeksi de bir önceki aya göre yüzde 20,4 oranında artarak 61,7 seviyesinde gerçekleşti.”
NORMALLEŞME SÜRECİ
“Tedbiri elden bırakmadan ve desteklerimizi güçlendirerek normalleşme süreciyle birlikte toparlanmaya başladık” diyen Oktay, “Şu anda üreticimizi, ihracatçılarımızı destekleyerek ekonomimizin en az hasarla bu süreci atlatması için de gündemimizde swap görüşmeleri, gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi, ulusal para birimleri üzerinden ticaret ve virüse temas etmeyen bir üretim anlayışını yerleştirmek var. Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik girişimlerimizi de yine artırarak müzakere sürecini resmen başlatmak yönünde tavrımızı ortaya koyacağız. Diğer taraftan likidite riskini ortadan kaldırmak için swap anlaşmalarını genişletmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz ay Katar ile güncellenen swap anlaşmamızın yanı sıra serbest ticaret anlaşması imzaladığımız ve dış ticaret potansiyeline sahip olduğumuz ülkeler ile swap görüşmelerini sürdürmekteyiz. Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız yeni normalde öne çıkacak sektörlere göre şekillenen bir hamle destek programı üzerinde çalışmakta. Ticaret Bakanlığımız yeni fırsatların önünü açmak için çok yönlü ticari diplomasi yürütürken yine sanal fuar, sanal ticaret heyeti gibi dijital çözümlerini iş dünyamıza sunmaya başlamış durumdadır. Öte taraftan Türk Lirasının konvertibilitesi ve serbest piyasa ilkelerinden uzaklaşmamak yine bu süreçte kırmızı çizgimiz olmayı sürdürmektedir. Toparlanma hızımız sadece yurt içi faktörlere değil aynı zamanda dış paydaşlarımızın durumuna ve küresel gelişmelere göne kendisini gösterecektir. İçinde bulunduğumuz dinamik süreci tüm etkenleriyle takip ederek gerektiğinde ilave önlemler almaya da devam edeceğiz. İkinci çeyrekten sonra yılın üçüncü ve son çeyreğinde ekonomik aktivitenin yeniden potansiyel seviyesine döneceğine ve 2020 yılını pozitif büyüme performansı ile kapatacağımıza yürekten inanıyoruz. Şu anda izim ikinci çeyrek belki de en çok etkileneceğimiz dönem olacak çünkü korona virüse karşı tüm tedbirleri aldığımız, neredeyse herkesin evde kal Türkiye dediğimiz bir dönem. Dolayısıyla bu dönemdeki etkileri üç ve dördüncü dönemde çok hızla pozitife dönüştürerek yılı artıda tamamlamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.