“Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar; Arif Hikmet Koyunoğlu” adını taşıyan kitapta, Erzurum’da askerliğini yapan Mimar Koyunoğlu’nun, Birinci Dünya Savaşı dönemine ait Erzurum’u tasvirleri bulunuyor.
KOYUNOĞLU’NUN ÇALIŞMALARI
Ankara'da Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı Binası, Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) binası, Adliye Binası, Büyük Otel, Celal Bayar Evi, Mithat Alam Evi (İsrail Büyükelçiliği ikametgahı), Hariciye Vekaleti (günümüzde Kültür Bakanlığı binası) ve Maarif Vekaleti binaları kendi yapıtları arasında bulunan Mimar Koyunoğlu, İstanbul Beyoğlu'ndaki Saint Antoine Kilisesi'nin yapımında da görev aldı. Birinci Dünya Savaşı döneminde askerliğini yapmak için geldiği Erzurum’da da boş durmayan Arif Hikmet Koyunoğlu, burada İttihat ve Terakki Kulübü Binası’nı inşa etti, ayrıca şimdiki Atatürk Evi’nde de bir takım mimari düzenlemeler yaptı. Koyunoğlu’nun, Erzurum’da bulunduğu süre zarfında kaleme aldığı hatıraları derleyerek, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar; Arif Hikmet Koyunoğlu” isimli kitaba dönüştüren Hasan Kuruyazıcı, kitapta, aynı zamanda bir gazeteci olan Koyunoğlu’nun, Erzurum’un o yıllardaki mimari yapısına ilişkin kayıt altına aldığı bilgilere de yer verdi.
ERZURUM’DA KAYAKÇILIĞIN GELİŞTİRİLMESİNE KATKILARDA BULUNDU
Arif Hikmet Koyunoğlu’nun, 3 Temmuz’da Erzurum’a gelen M. Kemal Atatürk’ü karşılayanlar arasında da bulunduğu öğrenilirken, kendisinin aynı zamanda hem askeri, hem de sivil alanda Palandöken’de kayakçılığa vurgu yaptığı kaydedildi.
Askerliğini yaptığı Dadaşlar diyarındaki Erzurum Evleri’ne olan hayranlığına hatıralarında yer veren Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu, Avrupa ülkelerinin tümünde hakim olan düz çatı sisteminin, yıllar önce Erzurum’da uygulandığına dikkat çekti. 1982 yılında vefat eden Arif Hikmet Koyunoğlu, hatıralarından derlenerek hazırlanan kitapta, Erzurum Evleri için şu ifadeleri kullanıyor: “İstanbul civarının narin saçaklı evlerinin yerine buralarda üzerleri topraklı ve çatısız, pencerelerinde kalın kapaklı evler yapılmıştır. Erzurum’un eski evlerinde yegane gaye, soğuktan korunmaktı”
“ERZURUM EVLERİNDE MEDENİ ZEVK”
Hatıralarında, eski Erzurum evlerinde medeni bir zevkin bütün gereklerinin yerine getirildiğine yer veren Koyunoğlu, söz konusu yapıları şöyle tarif ediyor: mutfakları süsleyen raflar, dolaplar, tandırlı geniş kemerli ocaklar ve aşhane sekisi denilen mutfak dahilindeki yemek odaları çok mühimdir. Bu evler süslenmiş, tavanlı geniş misafir odalarıyla tuğla döşeli kilerleri ile medeni bir zevkin bütün levazımını temin etmekte idi. Damların düz ve toprak olması da, iklimin ihtiyaç hissettirdiği bir meseledir. Erzurum gibi bir metre derinliğe kadar toprağı donan bir muhitte, damların üzeri kalın bir toprak tabakasıyla örtmek, asırlarca evvele ait fenni bir düşüncenin başarılı bir sonucudur. Bina içini harici soğuktan yalınlamak için uygulanan bu inşaat sistemini Erzurum’da görmekteyiz. Bugün bütün Avrupa yapılarında hakim olan düz çatılar, binlerce sene evvel uygulandığı yapı şeklinin bir örneğinden başka bir şey değildir”