TÜRKER BEKTAŞ (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Van'daki yolsuzluk soruşturmasını engellediği" iddialarıyla ilgili olarak, "Kılıçdaroğlu'nun Sağlık Bakanına bir özür borcu vardır. Haysiyetli insanlar başkalarını kulaktan dolma bilgilerle suçlamazlar" dedi.
HAVAALANINDA BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları üzerine Erzurum'dan dönüşte Esenboğa Havaalanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Kılıçdaroğlu'nun "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" dediğini anımsatarak, "Aslında sayın Kılıçdaroğlu'nun ciddiyetten uzak olarak yaptığı bu açıklamayı yargıya da bir müdahale olarak nitelendiriyorum" dedi.
Konuyu Sağlık Bakanlığı müfettişlerince karara bağlanarak yargıya aktarıldığını belirten Bakan Akdağ, "Devletin müfettişlerini sanki yandaş gibi görmek, tabii ki hiç sağlıklı bir durum değil. Bakan olarak ben söz konusu araştırma ile nihai kararımı 18 Mart 2010'da vermiş olduğuma göre ve bu kararı da ilgili mercilere, Van'daki savcılığa da gönderdiğime göre gerçekten sayın Genel Başkan son derece anlamsız ve mesnetsiz bir iddiayı devam ettirmekte çok yanlış bir iş yapmış oluyor. Bakan olarak
müfettişlerce verilen bir kararı, Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdikten sonra bilgi edinmek üzere elbette, bu konularda açıklama yapmayıp yargının kararını beklemek aslında yargıya saygının bir gereğidir. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu, yargıya intikal eden konularda politik mülahazalarla gerçek dışı açıklama yapmayı bir alışkanlık haline getirmiş durumdadır. Bu sefer de aynı şeyi yapmaktadır" diye konuştu.
OLAY YARGIDA
Olayın yargıya intikal ettiğini ifade eden Bakan Akdağ, Van'daki olaya ilişkin bilgiler vererek, soruşturmanın tamamlanmasının ardından müfettişlerin düzenlediği raporları, suç duyurusu raporunun kendi 'onayıyla muameleye' konulduğunu söyledi.
Bakan Akdağ, onay ve raporların daha sonra Bakanlık birimlerine, Van Valiliği, Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini belirtti.
AKDAĞ’IN AÇIKLAMASI
"Bakanlığımız birimlerine intikal eden disiplin soruşturma raporları ile ilgili olarak bürokratlarım bazı konularda tereddütler oluştuğunu, herhangi bir haksızlık olmaması ve adaletin eksiksiz tecelli etmesi için konuların yeniden incelenmesi gerektiğini yazıyla bildirdiler" diye konuşan Bakan Akdağ, "Ben de konunun hassasiyetine binaen yeniden bir müfettiş heyetine konuyu inceletme kararı verdim. Teftiş Kurulu Başkanına bu konuyu bir daha inceleyin bu önemli bir konudur diye talimat verdim. Daha sonra ilgili yazı Teftiş Kurulu Başkanlığına, Van Valiliğine Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderiliyor. 'Belge, belge' diyorum. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir tek yazıya dayanılarak buradan bir hüküm çıkarmaya çalışması son derece de yanlış bir davranış. Süratle bu yaptığım son görevlendirme ile söz konusu bir önceki raporları bir müfettiş heyetine süratle incelettim. Yaklaşık 3 hafta sürdü bu inceleme ve 18 Mart 2010 tarihi itibariyle ilk müfettiş heyetince düzenlenen raporlar doğrultusunda verdiğim karar için bir onay tesis ettim. Derhal gereğinin yapılması üzerine, aynı tarihte Bakanlığımız birimlerine, Van Valiliğine ve Cumhuriyet Başsavcılığına bu belgeleri gönderdim" dedi.
Konunun, başka müfettişlerce inceleme ve soruşturmasının yapılması yolundaki talimatının, Teftiş Kurulunca bilgi olarak savcılığa gönderilmesinin Kılıçdaroğlu tarafından yargıya talimat şeklinde yorumlandığını söyleyen Bakan Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun geçmişte denetim elemanı olarak çalıştığından bunun doğru olmadığını kendisinin de çok iyi bildiğini söyledi.
MÜFETTİŞ SORUŞTURMASI
Mevzuat gereği müfettişlerce yapılan disiplin soruşturmalarının idari bir işlem olup yargının dışında cereyan ettiğini ve yargı sürecinden etkilenmediğini belirten Bakan Akdağ, "Bizim bu aşamada yaptığımız sadece yargıyı bilgilendirmektedir. Müfettişlerimiz idari soruşturmada esas olmak üzere gerek yargıdan bilgi ve belge talep ettikleri gibi yargı mercilerince de müfettişlerden veya bakanlığımızdan bilgi ve belge istenmektedir. Niketim bu olayda da böyle olmuştur. Teftiş Kurulu, mevzuatımız çerçevesinde incelenen soruşturulan konuların tekrar ayrı bir müfettiş veya müfettiş kuruluna inceletilmesi veya soruşturmanın yapılması oluşan tereddütlerin giderilmesi, adaletin eksiksiz tecelli etmesi amacına yöneliktir. Gerektiğinde başvurulan bir yöntemdir. Bütün raporlar Van Valiliğine ve yargıya intikal ettirilmiş durumdadır.
KILIÇDAROĞLU YOLSUZLUK PARANOYASI İÇİNDE
Hal böyle iken Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'Sanki yanlış bir iş yapılmış gibi' ortaya çıkması kendisi adına gerçekten çok talihsiz bir davranış olmuştur. Yanlıştan dönmek ve gerektiğinde özür dilemek bir meziyettir. Kılıçdaroğlu, olayın bütününü değerlendirmeden acele ile bir suçlamada bulunmuştur. Buna içinde bulunduğu ruh halinin sebep olduğunu bir hekim olarak görebiliyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, sürekli olarak yolsuzluk dedektifi gibi görünme ihtiyacını hissetmektedir. Bir yolsuzluk paranoyası içine düşmüş durumdadır. Ucuz bir siyaset üslubu tutturmuştur. Vatandaşın kafasını karıştırarak oy devşirmeye çalışmaktadır. Genel Müdürlüğü boyunca yıllarca emekçileri, işçi yakınlarını, işçi emeklilerini eski SSK hastanelerinin kapılarında süründüren, SSK hastanelerinin eczaneleri önünde perişan eden sanki kendisi değilmiş gibi şimdi hedef saptırmaya çalışmaktadır. Hastanelerin tek çatı altında toplanması, herkese bütün hastanelerin kapılarının açılmasını engellemeye çalışan, bunun için Anayasa Mahkemesine giden bir CHP'nin genel başkanıdır Sayın Kılıçdaroğlu. Bizi muayenehanelerden, hoca farkından kurtaran kanunu bozulsun
diye Anayasa Mahkemesine götüren ve altında kendi imzası olan bir sayın genel başkandır" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU’NAD DAVET
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu "ciddiyete, ahlaka, faziletli davranarak özür dilemeye davet ettiğini" belirten Bakan Akdağ, "Kılıçdaroğlu'nun Sağlık Bakanına bir özür borcu vardır. Haysiyetli insanlar başkalarını kulaktan dolma bilgilerle suçlamazlar" dedi
"Yüzü kızarmadan iftiraya devam etmek, eskimiş siyasetin karanlık bir yüzüdür" diye konuşan Bakan Akdağ, "Türkiye, siyasetin bu karanlık yüzünü çok iyi bilmektedir ve vatandaşlarımız bunu 12 Haziran'da bir kez daha değerlendirecektir. Türk halkı temiz siyaset istiyor ben de Kılıçdaroğlu'nu bu tarz bir siyasete davet ediyorum" dedi.