Felsefe’nin güncel sorunları anlatıldı
Üniversite Kitapevi ODTÜ Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam’ı okurlarıyla buluşturdu.
Erzurum Üniversite Kitabevi'nin, kitap dostları için, söyleyecek sözü olan yazar, akademisyen ve aydınların katılımıyla başlattığı "Erzurum Üniversite Kitabevi Pazar Söyleşileri" önemli isimlere ev sahipliği yapmaya; şehrin kültür ve düşünce gündemini dinamik tutmaya devam ediyor.
Erzurum Üniversite Kitabevi kurucusu ve Birey Yayıncılık yayın danışmanı Mahmut Balcı, ODTÜ Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam'ın katıldığı "Erzurum Üniversite Kitabevi Söyleşiler Özel'in açılış konuşmasında bu şehirde ve Erzurum dışında kapris ve naz yapmadan sözü olanları okuyucularla buluşturmayı amaçladıklarını belirtti. Balcı, İstanbul ve Ankara dışına çıkmayan yazar ve aydınlara da yaptığı küçük sitemin ardından, modern çağda yaşayan gönül felsefecisi Prof. Dr. Ahmet İnam'a Erzurum'a teşrifleri için teşekkür ettikten sonra, "Hiç kimse olmasa da kitap dostlarının birbirleriyle buluşmalarını" önererek tüm okuyuculara kitapevinin açık olduğunu söyledi.
ODTÜ Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet İnam daha çok Felsefenin güncel sorunları, Anadolu'dan felsefeye bakmak, Batı'da felsefe gibi konular üzerinde durdu. Genel olarak felsefe dünyasında görünen tablonun pek de iç açıcı olmadığını, felsefeci sayısının fazla olmasına rağmen, kaçınılmaz bir yüzeyselliğin dikkat çektiğini belirten İnam, böylesi söyleşilerin az da olsa umut vaat ettiğini belirtti.
Anadolu topraklarında felsefe yapmak isteyen kişinin yükünün ağır olduğunun belirten İnam, gençlerin "ilgileri dar","bölmeli" kafalar halinde yetiştiğinden yakındı. İnam, devamla: "Arayış çizgisini bulamamış, ele aldığı meseleyi sığ bir biçimde işleyen, otoritenin eteğine yapışmadan hayatını sürdüremeyen insanların olduğu bir ülkede boyunduruk altına kolay girilir" dedi. Her düşünenin felsefeyle ilgili olduğu noktasından hareketle, felsefecilerimizin Batı paradigmasının dışına çıkmayı göze alarak hamasetten uzak bir tavırla kendi gündemlerini belirlemeleri gerektiğini ekledi.
Söyleşi boyunca okuyucuların da katkılarıyla "felsefe nedir, nelerle uğraşır, felsefeyi nasıl sevdiririz, felsefe akademik ortamdan nasıl kurtulur, felsefe din ilişkisi, felsefe okumaktan korkulmalı mı gibi felsefe deyince akla ilk gelen sorulara da yanıtlar arandı.
Bir felsefe şölenine dönüşen söyleşide Ahmet İnam, felsefenin deyim yerindeyse bulutlara yakın olması gerektiğini söyledi. İşte söyleşiden hafızalarda kalan bazı cümleler: Uçuk kaçık düşünmenin gereği gibi yapıldığında bizi faydalı yerlere götüreceğini bilmekle olur felsefe… Anlamamaya tahammül edemiyorsanız felsefeye başlamayın… Felsefe metindir. Metinleri anlamak aydınlatıcıdır; yüzyılların deneyimini paylaşmak, bütün insanlığı anlamak, kâinatla kucaklaşmak bilinçlilik kazandırır… Felsefe müzik gibidir, ritim duygunuz yoksa müzik yapamazsınız… Felsefecide bulunması gereken nitelik, haddini bilmektir, kendini bilmektir. Bu topraklarda felsefe yapacak kişinin; yaşadığı toprakların kültürünü, tarihini, masalını, efsanelerini bilmesi gerekir. Felsefe sorgulamak, deyim yerindeyse şeytanın avukatlığına soyunmaktır… Hazırlığınız yerindeyse, felsefe size yeni ufuklar açabilir. Felsefe bir ruh bakımıdır (Sokrates). Ruhun kokması gizli ve tehlikelidir. Felsefeyle ilgilenmek yeni olanla bilgilenmek ve ruhumuzun her dem taze olmasıyla ilgilidir.
Ahmet İnam, gerek Atatürk Üniversitesinde ve gerekse Üniversite Kitabevinde yaptığı konuşmada felsefe-bilim ilişkisine de değindi. "Bilimsel düşünmek için çok iyi bir mantık bilgisine sahip olmak gerekir. Bilimsel düşünce, bilginin değişebileceğini, yeni şeyler olabileceğini kabul etmektir. Bilimciler arasında da tutucu ve fanatik düşünenler hep olmuştur. Bilimci, olaylara ve olgulara karşı çok duyarlıdır ve yeni bilgilere göre görüşünü yenileyebilir. Bir kuramı terketmeden önce mevcudun iyi gözlenmesi gerekir. Bilimsel düşünmek risk almaktır. Sadece suya sabuna dokunmayan konular üzerinde yazmak bilimsellik, akademisyenlik değildir. Akademik düşünmek, başkalarından alıntı yapmak değildir. Sadece makale yazmak ve yayın yapmakla akademisyen olunmaz. Düşünenler, hayal kuranlar, bundan zevk alanlar bilim adamı olurlar. Bugün için eğitimimizde en büyük eksiklik, yaşama sevincidir. Şayet bir öğretmende heyecan varsa, o öğrencide mutlaka yankı bulur. Aristo'nun da belirttiği üzere aslında felsefe theoriden ziyade pratikte bir arada yaşamayı becerme bilgisidir…"
Bir çok kitap dostu ve akademisyenin de ilgi gösterdiği; dinleyenlerin zihninde felsefeye dair yeni düşüncelerin filizlenmesine fırsat tanıyan söyleşi Ahmet İnam'ın kitaplarını imzalamasıyla son buldu.