Dünya Kanser Günü, her yıl 4 Şubat’ta kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak amacıyla dünya genelinde düzenleniyor. Türkiye’de yılda 163 bin 500 civarında yeni kanser vakası teşhis edilirken, uzmanlar, kanser hastalarına sunulacak sosyal desteğin ilaç tedavisi kadar etkili olabileceğini belirtiyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi aldığı biliniyor. Günümüzde tedavisi en zor hastalıklarından biri sayılan kanser için çoğunlukla da tıbbi tedavi yöntemleri uygulanıyor. Kanser tedavisi içerisinde hasta psikolojisinin de önemli bir yer tuttuğunu belirten Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Berrin Özyurt, özellikle son yıllarda dünya genelinde yapılan çalışmalarda hastalara verilen sosyal desteğin önemine ilişkin bulgulara dikkat çekti. Özyurt, kanser hastalarının aile ve arkadaşlarından alacağı sosyal destek ile korku ve şüpheleri ile daha kolay baş edebileceğini söyledi.
Sosyal desteğin oldukça yararlı olduğunu ve aile üyelerinden alınan duygusal destek ile hastalarda fiziksel ve psikolojik olarak olumlu gelişmelerin yaşandığını gösteren birçok çalışmanın yapıldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Berrin Özyurt, "Kanser tanısı koyma aşamasında verilen sosyal destek ile uzun yaşam arasındaki ilişkiyi gösteren pek çok araştırma bulunuyor; ayrıca ciddi ya da kronik bir durum nedeniyle stres yaşayan ve yüksek düzeyde sosyal destek aldıklarını düşünen bireylerde bağışıklık işlevlerinin daha iyi yerine getirildiği de biliniyor. Kanser hastalarının hangi desteği, kimden aldıklarında daha yararlı bulduğunu gösteren çalışmalara göre, aileden ve arkadaşlardan alınan sosyal destek hastalar tarafından daha yararlı bulunmuştur. Öte yandan doktorlardan alınan bilgi desteği ve hemşirelerden alınan güven ve duygusal destek de çok değerli bulunmuştur" bilgisini verdi.
HASTA YAKINLARI EĞİTİM ALMALI
Hasta yakınlarının, hastalarına daha etkili sosyal destek verebilmeleri için gerekli bilgi ve becerileri de kazanmaları gerektiğini vurgulayan Özyurt, bu konuda çeşitli psiko-eğitimlerin düzenlemesinin yararlı olacağını söyledi. Özyurt, "Bu psiko-eğitim hastalığın özelliklerinin, hastanın hastalığını öğrendiğinde yaşadığı duyguların ve hasta yakınlarının nasıl davranırlarsa hastalarına yardımcı olabileceklerine ilişkin bilgileri içermesi gerekiyor" dedi.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de ölümler nedenlerine göre incelendiğinde, 2019 yılında yüzde 36,8 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bu ölüm nedenini yüzde 18,4 ile iyi ve kötü huylu tümörler, yüzde 12,9 ile solunum sistemi hastalıkları izledi. İyi ve kötü huylu tümörlerden ölenler illere göre incelendiğinde, 2019 yılında iyi ve kötü huylu tümörlerden kaynaklı ölüm oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 22,2 ile İstanbul olduğu görüldü. Bu ili yüzde 22,1 ile Tekirdağ, yüzde 21,9 ile Kırklareli ve Edirne, yüzde 21,8 ile Erzurum izledi. İyi ve kötü huylu tümörlerden kaynaklı ölüm oranının en düşük olduğu illerin ise yüzde 10,7 ile Şanlıurfa, Hakkari ve Şırnak olduğu görüldü.