Türkiye'nin süt tüketiminde gelişmiş ülkelerin altında olduğu belirtildi.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Özdemir, kişi başına düşen yıllık işlenmiş içme sütü tüketimi gelişmiş ülkelerde 60 ile 170 litre arasında değişirken, Türkiye'de ve özellikle de Erzurum’da bu miktarın 4-5 litre gibi düşük düzeylerde kaldığını söyledi.
SAĞLIKLI BESLENME VE SÜT
Süt tüketiminin arttırılmasına yönelik çeşitli etkinlik ve çalışmaların gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, süt tüketiminin arttırılmasının sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından çok önemli olduğunu dile getirdi.
Süt tüketim oranının gelişmiş ülkelerdeki oranlarının altında olduğuna dikkat çeken Salih Özdemir, “Sütün sağlığımız açısından son derece önemli olduğunun, besleyici değerinin tam olarak bilinmemesi, süt içme alışkanlığının kazanılmamış olması tüketimi aşağıya çekmektedir. Her geçen gün daha da artan ülke nüfusunun sağlıklı beslenmesi için süte ve sütün kaynağı olan hayvancılığımıza gereken önemin verilmesi zorunlu ve milli bir görevdir” dedi.
ERZURUM’DA SÜT TÜKETİMİ
Erzurum’da bir kişinin yıllık süt tüketiminin 10 kilogramın çok altında olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Salih Özdemir, “Erzurum’da süt yerine genellikle çay tüketiliyor. Avrupa ülkelerinde sabah kahvaltılarında bile süt içilirken, maalesef ülkemizde ve hele hele Erzurum’da bu alışkanlık hiç yok. Gidilen her yerde çay içildiği gibi, çocukların süt tüketimi de teşvik edilmemekte” diye konuştu.
SÜT TANITIMI YETERSİZ
Süte gösterilen ilginin, süt üretimine de ivme kazandıracağını, geçimini bu sektörden sağlayan çiftçilerin de bu sayede kazanma imkanı bulacaklarını anlatan Özdemir, sütün insan hayatı için taşıdığı önemin farkına varılabilmesi için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Okullarda, kamu kurum ve kuruluşlarında süt tüketiminin alışkanlık haline getirilmesi için bilgilendirici ve eğitici çalışmalar yapılması çağrısında bulunan Prof. Dr. Salih Özdemir, “Hayvancılık ve süt üretimi konusunda önemli potansiyelleri ilimizde barındırıyor olmamıza rağmen, maalesef kendi ürettiğimizden uzak kaçıyoruz. Süt hem şifa, hem de içeriği zengin bir besin maddesidir. Süt kalsiyumun kaynağını teşkil etmektedir. Süt şekeri olarak bilinen laktoz ise doğa maddeleri içerisinde sadece sütte bulunuyor. Diğer şekerlerden daha az tatlı olan bu şekerin önemli bir özelliği ise sindiriminin yavaş gerçekleşmesidir. Böylece bağırsakta daha fazla kalıyor ve orada asitli bir ortam meydana getirir. Bu asitli ortam, sütteki kalsiyumun daha fazla emilmesine olanak tanıyor. Sütteki proteinler, çocukların büyümelerini ve gelişmelerini sağlarken, yetişkinlerin ise hücrelerini yenileyip, vücut dirençlerini artırıyor. Bu nedenle süt tüketimine ayrı bir önem göstermeli, yediden yetmişe hepimiz süt içme alışkanlığı kazanmalıyız” şeklinde konuştu.