TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, hazırladıkları yasa tasarısıyla Yargıtay’ın yapısının değiştirileceğini belirterek, İstinaf Mahkemelerinin ise 20 Temmuz’da 7 İl’de faaliyete geçeceğini söyledi. Köylü, ayrıca terör suçlarına sadece İllerdeki Ağır Ceza Mahkemelerinin bakabileceğini ifade ederek, yerel mahkemelerinde siyasi partiler hakkında karar verme yetkisinin olmadığını kaydetti.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Şerife Bacı Öğretmenevinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Köylü, İstinaf Mahkemelerinin 20 Temmuz’da 7 bölgede 7 ilde faaliyete geçeceğini belirterek, “Adliye mahkemeleri ve idare mahkemeleri 20 Temmuz’da fiilen göreve başlayacaklar. Bu mahkemeler faaliyete geçince birinci derece mahkemeden verilen kararlar, temyiz edildiği zaman bu mahkemelere gidecek. Yani İstinaf Mahkemesine gidecek. Daha önceden Yargı kararları direk temyiz için Yargıtay’a gidiyordu. Şimdi ise, tüm temyiz kararları önce bölge mahkemelerine gidecek. Bölge Mahkemelerinde verilecek kararların büyük kısmı kesin olacak. 5 yıla kadar verilen hapis cezaları kesin, 5 ila 10 yıla kadar hapis cezası gerektiren ancak beraat eden kişilerle ilgili verilmiş olan beraat kararları da kesin olacak. Hukuk içerisinde değerlendirilmek üzere birçok karar kesin olacak. Şimdiye kadar Yargıtay’a giden dosyaların en az yüzde 80’i artık Yargıtay’a gitmeyecek. Bundan sonra Yargıtay’a gidecek dosya sayısı yüzde 15-20 civarında olacak. Aynı şeyler Danıştay içinde geçerli olacak. Bugün ki konumuyla düşünürsek artık 600’e yakın üyesi ve 50’ye yakın dairesi olan Yargıtay’a ihtiyaç kalmayacak. Dolayısıyla Yargıtay ve Danıştay’ın üye sayıları azaltılacak” dedi.
“YARGITAY ARTIK VAK'A DENETİMİ YAPMAYACAK, HUKUKU DENETLEYECEK”
Yargıtay’ın hazırlanan yasa tasarısıyla bundan sonra vak'a denetimi yapamayacağını söyleyen Köylü, “Yani basit tabirle keşiflerde şunu niye sormadın, bunu niye yapmadın şeklinde gibi değişik şekillerde olayları irdeleyen, onu değerlendiren bir Yargıtay olmayacak. Yargıtay artık sadece hukuk denetimi yapacak. Dünyanın her tarafında yüksek mahkemeler sadece hukuk denetimi yapar. Dolayısıyla bizde de sadece hukuk denetimi olacak. Artık Yargıtay bir içtihat mahkemesi olacak. Örnek verecek olursak hırsızlık alanında 4 tane daire var, bu dört dairede hepsi farklı karar verebiliyor. Genel Kurulda bekleyen 2 binden fazla dosya nedeniyle kurul toplanamıyor. Yargıtay’a hiç dosya gitmese bile elindeki dosyaları bitirmek birkaç yılını alır. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç vardı, Yargıtay’ın ve Danıştay’ın üye sayısını aşağıya düşürüp, Bölge İdare Mahkemeleri de geçeceğine göre Yargıtay ve Danıştay’da bu kadar üye kalmasına gerek kalmıyor. Lakin buralarda görev yapan hakimler birinci sınıf hakimler. Bu yüzden birinci bölgede görev yapacaklar. Hakimlerin bir alt bölgeye gönderilmesi ancak bir disiplin cezasıyla olabilir. Böyle bir ceza olmayacağı için yine birinci bölgelere atanacaklardır. Bütün üyeler yeniden atanacak. Öncelikle tamamı mevcut üyelerin içerisinden atanacak. İlk etapta Yargıtay’ın üye sayısı 300’e indirilecek, Danıştay’ın ise 90’a indirilecek. 3 yıl sonra ise Yargıtay’ın üye sayısı 200’e indirilecek. Tasarı bu şekilde meclise sunuldu ve önümüzdeki hafta meclisten çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu.
“7 BÖLGEDE 7 İSTİNAF MAHKEMESİ KURULACAK”
Yasa tasarısıyla birlikte 7 bölgede 7 İstinaf Mahkemesinin kurulacağını ifade eden Köylü, “Bu iller Erzurum, Adana ya da Antalya, Ankara, İzmir, İstanbul, Samsun ve Van ya da Diyarbakır’da İstinaf Mahkemeleri kurulacak. Şimdilik böyle başladı, ilerleyen dönemlerde İstinaf Mahkemelerinin sayısı arttırılacak” şeklinde konuştu.
“YARGITAY’DA ÜYE SAYISI 300’E DÜŞÜRÜLECEK”
Yeni hazırlanan yasa tasarısıyla Yargıtay’da üye sayısının 300’e kadar düşürüleceğini ve 300 Yargıtay üyesini de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından atanacağını vurgulayan Köylü, “Şuanda yanılmıyorsam 476 kişi bulunuyor. Bu tasarı böyle kabul edilirse 176 kişi tekrardan Yargıtay’a atanamayacak. Bunun taktidi HSYK’da olacak. Tasarının bu hafta yetişmez ama önümüzdeki hafta mutlaka meclisten çıkacaktır” ifadelerini kullandı.
“TERÖR SUÇLARINA İLDEKİ AĞIR CEZA MAHKEMELERİ BAKACAK”
Bu yasa tasarısıyla terör suçlularına İlçedeki Ağır Ceza Mahkemelerinin bakamayacağını bundan sonra sadece İldeki Ağır Ceza Mahkemelerinin bakabileceğini anlatan Köylü, şöyle konuştu: “Bu tasarı daha çok terör bölgeleri için düşünüldü. Büyükşehirlerde de aynı sorunlarla karşılaşıyoruz. Terör suçlularını bundan sonra İl Savcılıkları ve Ağır Ceza Mahkemeleri bakacak. Artık ilçelerdekiler terör davalarına bakmayacaklar. Yani Kastamonu’da bir terörle ilgili konu olduğu zaman İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi yerine Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi bakacak”
“KAYYUM ATANAN ŞİRKETLER, ZARARLARI İÇİN DEVLETE DAVA AÇABİLECEK”
Mahkemeler tarafından alınan el koyma kararlarında el koymadan sonra atanan kayyumların, görevlerini yaparken bir zarar meydana geliyorsa bu zararla ilgili açılabilecek davaların devlete karşı açılabileceğini sözlerine ekleyen Köylü, şunları kaydetti:
“Kayyumlar şirketlerle ilgili her türlü bilgi ve belgeyi mahkemeye sunacaklardır. Şirketlere kayyum atanmasının belli başlı sebepleri var. Bu sebepler arasında kara para aklama, terörün finansmanı gibi suçlar bulunuyor. Bunlardan en ağırlıklısı teröre finansman sağlama iddiasıdır. Böyle bir şüphe uyandığı zaman mahkemeler şirketlere el koyması yönünde karar veriyor. Atanan kayyumlar şirketleri yönetecek. Ama şirketi yönetirken basiretsiz davranıp yanlış yaparsak ve bir takım zararlar ortaya çıkartırsa bu zararlarla ilgili devlete dava açılabilecek. Bu zararı görevini kötüye kullanarak yerine getirdiysek o zamanda devlet, buna rücu edecek. Şirket sahiplerinin başka şirketlerde de hisseleri varsa kayyumlar bu şirketleri de incelemekle mükelleftir."
“YEREL MAHKEMELERİN SİYASİ PARTİLER HAKKINDA KARAR VERME YETKİSİ YOKTUR”
Ankara’da yerel mahkemenin atadığı çarı heyetinin kararına göre MHP’nin 19 Haziran’da yapmış olduğu kongresini de değerlendiren Köylü, şunları söyledi: “Bir mahkemenin vermiş olduğu her karar, illaki doğru olduğu anlamına gelmez. Siyasi partilerin bu tür işlemlerinden dolayı tek müracaat edeceği yer Yargıtay Başsavcılığı dolayısıyla Anayasa Mahkemesidir. Ama bizim ülkemizde böyle olmadı. Adliye Mahkemeleri, siyasi partilere el attı. Burada birden fazla karar ortaya çıktı. Her mahkeme farklı bir karar verdi. Kanun koyanlar zamanında bu işleri düşünmüştür. Ortaya bir karmaşa çıkmasın diye Adli Mahkemelere siyasi partilere hakkında karar vermemesi için kanuna hüküm koymuşlar. Siyasi partiler kanunun 104. Maddesinde bu açıkça yazmaktadır. Müracaat yeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasi partilerde yanlışlık, eksiklik, aksaklık ya da farklı bir durum sezerse konuyu Anayasa Mahkemesine aktarır. Anayasa Mahkemesi de kararı tebliğ eder ve bir karar verir. Maalesef bizim ülkemizde böyle olmadı. Sonuç olarak yerel mahkemelerin siyasi partiler hakkında karar verme yetkisi yoktur”