Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Erzurum Şubesi’nce “İslam Dünyası Ve İş Hayatı” konulu konferans düzenlendi. Uluslararası İş Forumu Başkanı Erol Yarar, kalkınmanın çok çalışmakla mümkün olabileceğini belirterek, “Tembel olanların kalkınma şansı yok. Hele çalışanların rekabetinin olduğu yerde hiç yok. Allah çalışanı aziz ediyor, çalışmayanı zelil ediyor. Herkese yaptığının karşılığını veriyor. Kimseden himmet beklemememiz lazım” dedi.
CANIM SUNUM YAPTI
Türkiye Yazarlar Birliği Derneği Erzurum Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Canım’ın sunumunu yaptığı konferansta konuşan MÜSİAD Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güvenli, ekonomi ve iş dünyasına hizmeti amaç edinmiş bir sivil toplum kuruluşunun yöneticisi olmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.
YARAR’IN TESPİTLERİ
İslam ülkeleri arasında işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla 1995 yılında kurulan Uluslararası İş Forumu (IBF)’in Başkanı ve MUSİAD Kurucu Başkanı olan Erol Yarar ise konuşmasına Erzurum’da valilik yapan ve kabri Erzurum Şehitliği’nde olan dedesini anarak başladı. Yarar, “Dedemin yaptığı tabyalar beni sadece gururlandırmıyor, aynı zamanda sorumluluklarını hatırlatıyor. Dedem Erzurum için tabyalar yapmış. ‘Sen ne yaptı Erol?’ diye sorulunca orada durmak lazım. Erzurum bir şehir olmanın ötesinde çok önemli değerler ihtiva ediyor.” diye konuştu.
ERZURUM BU DURUMDA OLMAMALI
Osmanlı’nın en büyük 3. Gümrüğü ve en büyük Ticaret merkezlerinden olan Erzurum'a, bu günkü halin yakışmadığına dikkat çeken Erol Yarar, “Erzurum bu durumda olmamalı. Erzurum’da insanların işsizlikten, yoksulluktan, açlıktan bahsetmeleri bizi üzüyor. Erzurum veya ülkemizin haline bakıp ağlama yerine bu gidişatı nasıl değiştirebiliriz diye düşünmeliyiz. Bizim bugün tarihi yazmak diye bir mükellefiyetimiz var. Herkes kendi döneminin tabyalarını yapmakla meşgul olmalı. Toplumun her kesiminde ciddi bir çalışma, ciddi bir mücadele vermemiz lazım. Sen Erzurum’u kalkındırmak istiyorsan, göç ederek, kaçarak Erzurum’u kalkındıramazsın. Erzurum’a sahip çıkacaksın. Erzurum’da kalıp çözüm yönünde seferber olacaksın. Kalkınmanın temeli, çalışmak, çalışmak, çalışmak ve de çok çalışmaktır. Çalışan bir milleti Allah aç bırakmaz. Bu Allah’ın adaletine aykırıdır. Çalışana verir, Müslüman çalıştı mı daha çok verir” dedi.
ÇALIŞMADAN, ARAŞTIRMADAN, DÜŞÜNMEDEN ZENGİNLİK OLMUYOR
Erzurum’un potansiyeli büyük bir şehir olduğuna vurgu yapan Yarar, Erzurum’la tabiat ve iklim şartları benzerlik gösteren İsviçre’yi örnek göstererek, “İsviçre’de Erzurum gibi dağlık ve karlıdır. Ama bugün fert başına düşen milli gelirine baktığımızda dünyanın en zengin ülkesidir. Çünkü saat gibi çalışıyorlar. Çalışarak Avrupa’nın en zengin ülkesi oldular. Avrupa Birliğine girmemiştir ama dünyanın en zengin ülkesidir. Bize ne diyorlar? ‘Avrupa Birliği’ne gireceğiz zengin olacağız.’ Bizleri kandırıyorlar. Çalışmadan, araştırmadan, düşünmeden zenginlik olmuyor. Bugün dünyanın en ünlü saat markalarını İsviçreliler üretiyor. Adamlar ürettikleri bir saati 20 bin dolara satıyor. İsviçreliler, ‘Biz saat gibi Çalışmasaydık bu başarıyı elde edemezdik.’ diyorlar. Kibirli bir milleti Allah hiçbir zaman yüceltmez. Dünyada tembel olup da bir yerlere gelmiş olan yok. Tembel olanların kalkınma şansı yok. Hele çalışanların rekabetinin olduğu yerde hiç yok. Allah çalışanı aziz ediyor, çalışmayanı zelil ediyor. Herkese yaptığının karşılığını veriyor. Kimseden himmet beklemememiz lazım. Devletin yakasını bırakın. Hiç kimse devletten fayda beklemesin.” şeklinde konuştu.
ERZURUM’UN ÖNCELİKLE KENDİ POTANSİYELİNİ İYİ BİLMESİ GEREKİYOR
Erzurum’un kalkınması için yapılabileceklere örnekler veren Yarar şöyle konuştu; “Bir şehir tarihte büyük başarılara imza atmışsa, bir unvan kazanmışsa bu çalışmakla olmuştur. Erzurum’un öncelikle kendi potansiyelini iyi bilmesi gerekiyor. Erzurum Atatürk üniversitesinde 30 bin öğrenci var. Üniversitenin binlerce akademisyeni, araştırma görevlisi var. Bunlar Erzurum’un tarihini değiştirecek çoğunlukta, ama bu öğrenciler doğru yönlendiriliyor, yetiştiriliyor mu? Bu Erzurum’un kalkınması için çok önemli. Erzurumlu öğrenciye sahip çıkacak, yetiştirecek. Öğrenciler, öğretim üyeleri başarıda, hayırlı işlerde birbirleri ile yarışacaklar. Erzurum önce kendini büyütecek adamlarını iyi yetiştirecek. Sonra bu yetişen adamlar, Erzurum’un kalkınması ve gelişmesi için planlar yapacaklar, stratejiler geliştirip uygulayacaklar. Gelişme insanla başlar, insanla devam eder, insanla süreklilik kazanır. Araştıracaksın, geliştireceksin, eserler ortaya koyacaksın. Erzurum’un başarı hikâyesini sizler oluşturacaksınız. MÜSİAD, üniversite Erzurum için büyük bir değer. İlimle sanayi birbirinden kopuk olmamalı, olamaz da. Ama bizim ülkemizde kopuktur. İlim, hayata uygulamak için, yön vermek için, insanların problemlerini çözmek, hayatı aydınlatmak içindir. İlim hayattan kopuk olamaz. Erzurum’un doğunun ilim merkezi olmak gibi bir hedefi olsa, bütün doğunun talebesini çekseniz. Türk Cumhuriyetlerinden insanlar Erzurum’da okumak için sıraya girse. Erzurum’u üniversiteler şehri yapsanız Erzurum’un ekonomik kalkınması sağlanır. Dünyada üniversite şehirleri var. Buralarda bütün ekonomi üniversite etrafında sıralanmış. Seviyeli bir ilim merkezi oldun mu, para ile ilim almak için sıraya giriyorlar. Sen kaliteli ilim verdin mi para kendisi geliyor. Ekonomik sorunun kalmıyor.”