COŞKUN MENEK (İHA) - Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Çapoğlu, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Çapoğlu, kahvaltıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak, ekip olarak hazırladıkları ve uygulamaya geçirdikleri projeler ve merak edilen birçok konuya da açıklık getirdi.
//ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ’NİN SERÜVENİ
Rektör Çapoğlu yaptığı açıklamada, Erzincan Üniversitesi’nin kuruluşundan bu güne kadar nasıl geldiğini, bundan sonra neler yapılabileceğini ve zamanla nasıl değişime uğrayacağını anlattı. Erzincan Üniversitesinin bir dünya Üniversitesi olma yolunda vizyonunu ortaya koymuş bir Üniversite olduğunun altını çizen Çapoğlu şöyle devam etti; “Erzincan Üniversitesi 2006 yılında kurulmuş, 2007 yılında hizmet vermeye başlamıştır. Aslında kuruluşu gecikmiş bir üniversite olarak görülüyor. Çünkü çevresindeki fakülteler gelişmesini yıllar öncesinden tamamlamış fakülteler. Ülkemizdeki birçok üniversitede olmayan bir hukuk fakültesi, yaklaşık 35 yıla varan bir eğitim fakültesi, fen edebiyat fakültesi olan ve bu geçmişe sahip olan köklü bir üniversite. Hedeflerini koymuş, bir dünya üniversitesi olma vizyonunu ortaya koymuş bir üniversitedir. Biz bu işi nasıl başarabiliriz diye planlarımızı programlarımızı arkadaşlarımızla birlikte hazırladık. Göreve geldikten sonra hem idari hemde akademik olarak kurumumuzu tanımaya çalıştık. Fiziki imkânlarını görmeye çalıştık. Daha sonra projelerimizi uygulamaya koyduk. İdari, akademik, öğrencilerle ilgili bazı projelerimiz oldu. Bunlarla ilgili pek çok işler programımız çerçevesinde mevcuttur.”
// PERSONEL SAYIMIZI ARTTIRDIK
Rektör Çapoğlu açıklamasında, akademik ve idari personel sayımızı yeterli sayıya ulaştırmaya çalıştıklarını belirterek; “Yeterliliği olmayan birimlerde onları yeterli hale getirmeye çalıştık. Yakın bir zamanda eksik olan kadrolarımızı doldurmak için ilanlara çıkacağız. Meslek yüksek okullarındaki kadro açığını tamamlamaya çalışıyoruz ki, bu bölümlere yeterli sayıda öğrenci alabilelim ve eğitim öğretimi sağlıklı bir şekilde yürütebilelim. Fizik alt yapı ile ilgili çalışmalarımız oldu. Mevcut imkanlarımızı 2010-2011 öğretim yılı için değerlendirdik. Burada bu yıl için önemli bir eksiğimizin olmadığını gördük. Ancak 2011-2012 yılında öğrenci sayımızın artmasıyla birlikte sıkıntı yaşamamak için, herkesçe bilinen yeni kampüsümüzün yapımına ve inşasına hız kazandırdık. 2011-2012 yılında bu kampüse taşınmayı planlıyoruz. Şuanda inşaat olarak sivil havacılık yüksek okulu tamamlanmak üzere, 1 ay içerisinde içine taşınılabilecek hale gelecek. Bunun yanında Fen edebiyat fakültesi ve eğitim fakültesi binalarının yapımı da devam etmektedir. İhtiyaç olacak olan ek kaynaklar için Maliye Bakanlığı ve Devlet Planlama teşkilatından talebimiz oldu, 1 hafta önce bu yüzden Ankara’da görüştük ve bize destek sağlayacaklarını, Bakanımızın ve Müsteşarımızın katkılarıyla oradan proje desteği sözünü aldık. İnşallah önümüzdeki 2011 yılında bu iki binamızın da fizik olarak yapımı gerçekleştirilecek ve 2011-2012 öğretim yılına hazır hale getirilmiş olacak” dedi.
//KYK’DAN BİN KİŞİLİK YURT SÖZÜ ALDIK
Üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyaçları ile ilgili gerekli çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. İlays Çapoğlu; “Kredili Yurtlar Kurumu’nun Erzincan Üniversitesi’ne söz verdiği 500 kişilik bir yurt ihalesi yakında yapılacak. Kredili Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü bu sayıyı bine çıkaracağı sözünü verdi ve bu sayı bine ulaşacak. Asıl sevindirici olan ise şehirdeki müteşebbislerin konuya olan ilgisidir. Halkımız da öğrenci sayısının artmasını istiyor. Büyümeyi gerçekleştirirken bazı hesapları iyi yapmak gerekiyor. Bazı mağduriyetlere sebebiyet vermemek için hesabımızı iyi yapmalıyız. Bu yıl üniversitemiz için hedeflediğimiz 13-14 bin sayısına tam ulaşamayacağız ama 13 bine yakın öğrenci üniversitemizde eğitim görebilecek. Çocuklarını buraya gönderen ana babalar müsterih olsunlar, Erzincan halkı onları bağırlarına basmışlar, gözümüz arkada kalmıyor desinler. Öğretim üyeleri için bazı şeyleri yaparak, cazip hale getirmemiz gerekiyor, onların sosyal imkânlarını artırmamız gerekiyor. Çünkü Doğu’da bir yerdeyiz, gelişmekte olan bir üniversiteyiz. Belli akademik kariyerini tamamlamış öğretim görevlileri, göç edip yeni açılan üniversitelere gidiyor. Onları burada tutmak için onların sosyal imkânlarını artırmak gerekiyor. Bu açıdan lojman ihtiyacı için TOKİ ile görüştük. 144 adet lojman yapımı için anlaştık ve bir protokol imzalayacağız. Kısa sürede bunun temelleri atılacak. Yine öğretim üyelerimiz için sosyal tesislerimizi hayata geçirmeye çalışacağız. Halkın merakla beklediği araştırma hastanesi için çabalarımız devam ediyor. Bu amaçla geçen hafta ayın 16’sında Ankara’da Sağlık Bakanlığı ile üniversitenin ortak kullanabileceği bir hastanenin bir protokolle programını açtık. Yapılan çalışmaları çok yakından takip ediyoruz, çalışmaları yerinde inceliyoruz. Dışardan bir hastane görüntüsü var ancak içeride gene eksiklikler var. Çünkü hastanelere girdiğiniz zaman tadilat ya da değişiklik yapmak çok zor bir olaydır. Bu yüzden mümkün olduğunca az eksikle biz orayı açmaya çalışacağız. Biz bu protokolle birlikte resmi bir prosedürü başlatmış olduk. Bu hastanenin bitimi için net bir tarih vermek mümkün değildir ama bizim öngörümüz 2011 başlarında inşallah gerçekleşecek. Tıp fakültemiz için yeni bir dekan ataması yapılacak yakın bir zamanda. Bunun için yazışmaları başlattık, sonuçlandığında bir hocamızı buraya alacağız. Tıp fakültesinin ve hastanesinin hayata geçirilmesi için, önemli fonksiyonu da kendisi üstlenecek. Daha sonra öğretim üyeleri Tıp fakültesine kazandırılarak, hastanede görev alacaklar. Kadro sayımız arttıkça daha kaliteli hizmet vermiş olacağız. Bu arada teknik imkânları üst seviyede kullanacağız. Sağlık Bakanlığının bu konuda bize ciddi desteği vardır. İlk aşamada şehirde hizmet veren hastaneler buraya taşınacak. Boşaltılan binalar ise revizyona tabi tutulacak. Daha kaliteli yatak kapasitesine kavuşturulacak. Koğuş sistemi olmayacak, vasıflı yatak sistemi olacak. Üniversite kendini belli bir güce ulaştırdıktan sonra, üniversite hastanesi kendi bünyesinde üniversite araştırma hastanesi olacak. Sonra şehirde bir Devlet hastanesi fonksiyon verecek. Tabi bu zaman içerisinde olacak bir iştir. Kağıt üzerinde olacak bir iş değildir. Kendi doç ve profesörlerimizi yetiştirmeye çalışacağız. Kendi kaynaklarımızı yaratmaya çalışacağız. Başka yerlerden Doçent ve Profesörler gelecek, derslerini verecekler, hastalar varsa özellikli hastalara bakacaklar, öğretim görevlisi olarak alacağımız arkadaşlarımıza da eğitimlerini vererek, belli aralıklarla gidip gelecekler. Ben kendimde bu Araştırma hastanesinde görev yapacağım. Rektörlük, gelip geçici bir makamdır, asıl olan kendi meslek dalımızdır” diye konuştu.