DUYGU BEKTAŞ (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan terörle mücadele konusunda MHP ve BDP ile görüşmemesiyle ilgili olarak, "Terörden nemalanan bu iki partiyle görüşmeyi biz teröre bir destek olarak gördük ve her ikisi ile de görüşmeyeceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Sabah izlediği bir televizyon kanalında bir vatandaşın zeytinyağını 4 sene önceki fiyattan aldığını söylediğini aktaran Erdoğan, "Bu çok önemli bir şey. bunlar hala bunu bile tespit edemiyor.7 sene öncesi fiyatlarla bugün mü fiyatları bir karşılaştırın. Oraya baktığınız zaman Ak Parti iktidarının Türkiye’ye ne kazandırdığını zaten göreceksiniz. Artı değer var eksi değer yok. Şunu yine söylüyorum. Kimse erken seçim merken seçim böyle bir şey beklemesin. Bizim kitabımızda o yok. Türkiye artık o geri kalmış ülkelerin türünde olan akşam yatıp sabah kalkıp seçim yapan ülkelerden biri değil. Ortalamaya bakıyorsunuz 16 ayda bir iktidar değişir. İlk defa bizim dönenimizde geçen dönem 4.5 yıl süren bir süreç oldu. Şimdi de inşallah 4 yıla indirildiği için normal seçimler 4 yılda seçimimizi yapacağız ve Türkiye bu takvim üzerinde çalışmalarını yürütecek. Gelişmiş ülkelerin karakteri budur. Yatırımcı da bunu bilecek. Bize bazı dostlarımız da referandumdan sonra hemen bir seçim yapın diyorlar. Böyle akıl verenlerde var. Referandum hayırla çıkarsa hemen bir erken seçim kararı alın diyorlar. İnanıyorum ki benim halkım bir defa bu darbe anayasasını evetle tarihe gömecektir" dedi. elere anlatacakları 81 vilayeti il, ilçe tek tek dolaşacaklarını halka bunları gece gündüz demeden anlatacaklarını belirtti. 2010'nun ilk çeyreğinde eğer Türkiye’nin rekor düzeyde büyümemesi halinde muhalefetin zil takıp oynayacağını ifade eden Erdoğan, "bunların ekonomi, ilerleme diye bir derdi yok. AK Partiyi iktirandan nasıl indiririz. Hiçbir
zaman gerçekleri de bunlar söylemezler. AK parti başarısız olsun da Türkiye’ye ne olursa olsun, Anlayışları bu. Biz milletimizi sevindirmeye onları da üzmeye devam edeceğiz" dedi.
//"AK PARTİNİN SİYASET FELSEFESİ İSTİŞARE VE DİYALOGTUR"
AK Partinin üzerine inşaa ettiği en önemli siyaset felsefelerinden birisinin istişare ve diyalog mekanizması olduğunu belirten Erdoğan, istişare, diyalog ve uzlaşma gibi kavramları AK Parti iktidarı döneminde içi boş birer kavram olmaktan çıkardıklarını vurguladı. 7.5 yıl boyunca kendilerine kapılarını açan siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, akademisyen, yazarlarla hiçbir tereddütün içinde olmadan görüştüklerini ve görüşmeye de devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, "Kin gütmedik, intikam peşinde
olmadık. Küsmedik, sırtımızı dönmedik. ilkelerimizden taviz vermeden görüşülmesinde milletimiz adına yarar gördüğümüz her konuda görüştük. Herkesi dinledik, söylenenleri not ettik. AK partinin uzlaşmadan kaçındığını iddia edenler açık söylüyorum AK Partiye haksızlık ederler. 7.5 yıl boyunca toplumun çeşitli kesimleri ile görüştük. Çok ağır ithamların da muhatabı olduk. Siyasi tarihinde eşi benzeri olmayan hakaretlere maruz kaldık. Ama hiçbirine eyvallah demedik. Boynumuzu eğmedik, içimize kapanmadık. Bu
ülkede ilk kez bizim dönemimizde değişik inanç grupları ile görüşüldü. Alevi grupları, romanlar, arnavut kardeşlerimizle görüşmeler yaptık. Azınlıklarla bizzat kendim görüşmeler yaptım. Sanatçılarımızdan, spor yazarlarımıza kadar hepsiyle görüştük. Muhalefet bizimle dalga geçti. Onların bu ükede demokrasi adına söyleyecekleri yok mu? Muhalefete göre yoktu ama bize göre vardı ve dinledik" diye konuştu. Siyaset zemininde istişare ve diyalogun kendileri için rehber olduğunu ifade eden Erdoğan, görüşmeden,
konuşmadan, eleştiriden hiçbir zaman kaçınmadıklarını belirtti.
//"TERÖRDEN NEMALANAN İKİ PARTİYLE GÖRÜŞMEYİ TERÖRE DESTEK OLARAK GÖRDÜK"
Terör gibi 73 milyonu çok yakından ilgilendiren ulusal bir meselenin olduğunu belirten Erdoğan, yaklaşık 30 yıldır CHP, MHP, DSP, Birlik Partisi ve Saadet Partisinin parlamento çatısı altında görev yapan her partinin bu sorunun muhatabı olduğunu söyledi. Erdoğan, "Terör ulusal bir meseleyken siyaset üstü bir meseleyken ne yazık ki, hükümetleri yıpratmanın bir aracı olarak görüldü. Ne zaman Türkiye güçlendiyse, ekonomi atağa geçtiyse demokratikleşmenin önü açıldıysa terör tırmandırılıyor. Türkiye'nin
büyümesi engelleniyor. Terörün iç politikayı şekillendirmesine izin verenler terör örgütü ile bu vebali taşırlar. Terör Çukurca’dan, Reşadiye’den vururken eş zamanlı olarak Ankara'dan hükümete vurmak fırsatçılıktır. Terörün değirmenine su taşımaktır. Bu biz döngüyü artık bozmak istiyoruz. Bu ulusal meseleye ulusal bir çözüm bulunması için gayretlerimizi herşeye rağmen sürdürüyoruz. Bizim gençleri, anneleri, babaları Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren böyle hayati bir meselede MHP ile istişare niyetimiz maalesef MHP tarafından daha en başından reddedilmiştir. Biz 2007 yılı seçimlerinden itibaren her önemli konuda MHP'ye diyalog elimizi uzattık. İş birliği önerdik. Gelir bir çay içersiniz gidersiniz gibi laubali, gayri ciddi yaklaşımlar gösterdiler. Anayasa değişikliğinde iş birliği önerdik. Akan kanın durması, gençlerin yaşaması, yaşatılması için işbirliği önerdik. Böyle en hayati konularda en önemli ve acil konularda MHP işbirliğine yanaşmadı. İş adam asmaca oyununa gelince son derece iştahlı bir şekilde gel beraber oynayalım diye çağrıda bulundular. Terörle mücadelede MHP yok. Erzurum meydanında halat atmakla bir yere varamazsınız. Yasal değişiklikler olmadığı zaman halat elindeydi. O zaman niye gereğini yapmadınız? Ben MHP tabanına saygı duyuyorum ancak yönetimin anlayışı ile ben MHP tabanının anlayışını bu referandum sürecinde örtüşmediğini düşünüyorum. Referandum sürecinde her ne kadar yönetim demokratikleşmede yoksa da MHP tabanı demokratikleşmede yerini alacak ve referanduma evet diyecektir. Ben MHP ile birlikte aynı paralelde siyaset üreten BDP'yi aziz milletime havale ediyorum. Onun desteğinin nereden geldiğini benim milletim çok iyi biliyor. Neyin avukatlığını şu çatı altında soyunduğunu gayet iyi görüyoruz. Terör örgütünün bir temsilcisi olarak neleri yaptığını görüyoruz. Terörden nemalanan bu iki partiyle görüşmeyi biz teröre bir destek olarak gördük ve her ikisi ile de görüşmeyeceğiz. Caminin önüne intikam parkartını asanların bu ülkede barış demeye hakları yoktur. Böyle bir barış yaklaşımı olamaz. Burada kürsüye çıkıp barış, barış diyeceksin ondan sonra caminin önünde intikam pankartı açacaksın. Bizim camilerimizin önünde intikam naraları atamazsınız. Böyle bir meselede kapılarını bize açtıkları için gerek CHP, DSP, BBP, Saadet Partisine şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Terörle mücadele ortak bir tavır ortak bir duruş belirlenmesi muhalefete yaptıklarımızı anlatırken muhalefetin bu noktadaki tavsiyelerini dinleyeceğiz." Başbakan Erdoğan, referandumdaki yol haritasını da açıkladı. Cuma günü 40 soru 40 cevaptan oluşan bir kitapçık, vatandaşa ise referandum sürecini anlatan bir broşür dağıtacaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının ardından bir dönem eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in doktorluğunu da yapan Ankara Bağımsız Milletvekili Mücahit Pehlivan da AK Partiye katıldı. Pehlivan'ın AK Partiye katılmasıyla partinin milletvekili sayısı 336'ya yükselirken bağımsızların sayısı ise 7'ye düştü. Başbakan Erdoğan Pehlivan'a AK Parti rozetini taktı. Pehlivan da, "Vicdanım, sorumluluğum ve
neticesinde buradayım. Allah utandırmasın" dedi.