İmam Maturîdî Araştırma Merkezi'nin düzenlediği “Gelecek Planları” konulu uluslararası toplantıya katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bizler, yedi kıtaya ilim, hikmet ve muhabbet taşıyan bir medeniyetin temsilcileriyiz” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İmam Maturîdî Araştırma Merkezi'nin düzenlediği “Gelecek Planları” konulu uluslararası toplantıya katıldı. Video konferans sistemi ile gerçekleştirilen programda bir konuşma yapan Erbaş, İmam Maturîdî Araştırma Merkezi'nin uluslararası ilk etkinliğine katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özbekistan ziyaretinde Âlî Mecliste yaptığı konuşmadaki “Kalpleri bir olanlar için mesafelerin hiçbir anlamı yoktur. Bizim inancımızda kardeşlik en kıymetli hazinedir. Kardeş ülke Özbekistan’ın 1991 tarihinde bağımsızlığını tekrar kazanması Türk milleti için de büyük bir gurur kaynağı olmuştur. 1996 yılında imzalanan Ebedi Dostluk ve İşbirliği Anlaşması günümüzde de değerini ve anlamını koruyor” sözlerinin önemine vurgu yaptı.
“İSLAM, İNSANLIĞIN HUZUR, HUKUK VE GÜZEL AHLAK ÇİZGİSİNİ İFADE ETMEKTEDİR”
İslam'ın insanlığın huzur, hukuk ve güzel ahlak çizgisini ifade ettiğini kaydeden Erbaş, Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde Hz. Muhammed’in izinde yürüyen Müslümanların Endülüs’ten Fergana vadisine, peygamberlerin mirası üzerine yükselen ve hikmete dayalı köklü bir ilim geleneği ve büyük medeniyetler kurup insanlığın ufkunu aydınlattıklarını belirtti. Maveraünnehir havzasının İslam medeniyetinin güzide merkezlerinden biri olduğuna işaret eden Erbaş, şunları söyledi:
“Maveraünnehir havzası, tam anlamıyla bir ilim, irfan ve hikmet merkezidir. Nitekim Bîruni, İbn-i Sina, Ali Kuşçu, Uluğbey gibi dünyayı aydınlatan bilim adamları bu topraklarda yetişmiştir. İmam-ı Buhari, İmam-ı Maturîdi, İmam-ı Tirmîzi, Ebü'l-Muîn en-Nesefî, Bahauddin Nakşibendi ve daha nice âlimler ve gönül erleri bu toprakların insanlığa armağanıdır. Yüzyıllar sonrasına yön verecek eserler telif eden bu alimlerimiz, İslam’ın huzur, hikmet ve esenlik iklimini bütün dünyaya taşımışlardır. Bizler, aynı inancın ve dilin, ortak tarihin ve kültürün mensupları olarak Maveraünnehir havzasından yedi kıtaya ilim, hikmet ve muhabbet taşıyan bir medeniyetin temsilcileriyiz.”
Taşkent Uluslararası İslam Akademisi bünyesinde faaliyete başlayan İmam-ı Maturîdi Uluslararası İlmi Tedkikat Merkezi’nin çalışmalarını da değerlendiren Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kanaatimce bu ilmi merkezin önemli bir görevi de ilim ve irfan geleneğimizden alacağı güç ve motivasyonla İslam dünyasının kendi iç meselelerini kendi dinamikleriyle çözmenin yollarını aramak olmalıdır. Hatta bütün dünyanın meselelerini sahiplenerek özellikle son asırlarda ortaya çıkan bireysel ve sosyal bunalımlar, insanlığı tehdit eden inanç ve ahlak krizleri, umutsuzluk ve sosyal sorunlar konusunda da çözüm odaklı ve kuşatıcı çalışmalar yapmalıdır.”
Erbaş, insanlığın temel meselelerini çözme noktasında güven ve umut veren bir düşüncenin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Kuşkusuz bu da ancak ilim, irfan ve hikmeti önceleyen bir yaklaşımla mümkündür. Ve bu topraklar, bunu yapabilecek birikim ve anlayışa sahiptir” dedi.
İmam Maturîdî Araştırma Merkezi'nin yapacağı çalışmalarda muvaffakiyetler dileyen Erbaş, “Ehl-i sünnetin kelam akidesini sistemleştiren, Hz. Peygamber ve ashabının yolunda dinin hakikatlerini ve derin hikmetlerini yeryüzüne tanıtan İmam-ı Maturîdi ve diğer bütün âlimlerimizi saygı ve minnetle yâd ediyorum” diye konuştu.