Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “En yüksek üretim seviyesine çıkmak için belirli bir süreye ihtiyacımız olacak gibi öngörüyoruz ancak 2023'de karada ilk gaz teslimini yapacağız. Toplamda 30-40 kuyu açmayı planlıyoruz. Arkadaşlarımız şu anda bu çalışmayı yapıyor. Allah’ın izniyle çıkartacağız, bir sıkıntı görmüyoruz” dedi.
KARADENİZ HİDROKARBON KAYNAKLARI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’in hidrokarbon kaynakları açısından Avrupa’nın Kuzey Denizi olabilecek potansiyel içerdiğini söyledi. Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın karaya ulaştırılması konusunda “Nasıl bulduysak, çıkartmasını da biliriz” diyen Bakan Dönmez, enerji filosuna önümüzdeki süreçte yeni katılımların olacağının müjdesini de verdi.
POZİTİF GELİŞME
Karadeniz’de yapılan doğalgaz keşfiyle ilgili konuşan Bakan Dönmez, durumun Avrupa Birliği açısından da pozitif bir gelişme olduğuna değindi. Dönmez, “Avrupa’dan bazı açıklamalar oldu, hatta pozitif açıklamalar oldu. Çünkü Avrupa kıtası da enerjide dışa bağımlı bir coğrafya. Bu coğrafyada, Karadeniz’de böyle büyük bir keşfin yapılıyor olması bizi doğrudan ilgilendiren, sevindiren bir durum ama Avrupa Birliği açısından da tabii ki pozitif bir gelişmedir. Karadeniz diğer keşiflerle birlikte baktığınızda Romanya’da bu anlamda birkaç keşif var Karadeniz’de. Karadeniz hidrokarbon kaynakları açısından Avrupa’nın Kuzey Denizi olabilecek bir potansiyel içeriyor” ifadelerini kullandı.
YERALTI DOĞALGAZ DEPOSU
Türkiye’nin inandığı yolda emin adımlarla yürümesi sonucunda çeşitli olumsuz söylemlere rağmen BOTAŞ’ın yeraltı doğalgaz deposu yaptığına değinen Dönmez, “Önce arayamazsın dediler. Aramaya başladık. Bir kısım malum çevre, arasa da bunlar bulamaz dediler, bulduk. Şimdi 'bulsa da çıkartamazlar' demeye başladı. Allah’ın izniyle nasıl bulduysak çıkartmasını da biliriz. Marmara’da daha önce doğalgaz keşfimiz vardı. Tabii miktar bu kadar değildi, çıkarttık. Şimdi o saha bitti. O sahada şu anda BOTAŞ eliyle yeraltı doğalgaz deposu yapıyoruz” diye konuştu.
Karadeniz’in Basra Körfezi ve İran Körfezi’ne oranla daha derin olduğuna değinen Dönmez, uygun bir modelle sahayı geliştirip üretime hazırlanacağının altını çizdi. Konuya ilişkin mühendislik çalışmalarının başladığını aktaran Dönmez, “İnşallah hedefimiz 2023 gibi üç yıl içerisinde Cumhuriyetimizin 100. yılında bu gazı kıyımıza getirip sisteme bağlamak” dedi.
“İLK ETAPTA 10 KUYU AÇILACAK”
2023 yılında karaya ilk gaz teslimini yapmak istediklerini söyleyen Dönmez, toplam açılacak kuyu sayısını da aktardı. Dönmez, “İlk etapta yüksek volümlü üretim olmuyor bu tip sahalarda. Üretim planlaması temel itibarı ile bir optimizasyon işi. En yüksek üretim seviyesine çıkmak için belirli bir süreye ihtiyacımız olacak gibi öngörüyoruz ancak 2023'de karada ilk gaz teslimini yapacağız. Toplamda 30-40 kuyu açmayı planlıyoruz. Arkadaşlarımız şu anda bu çalışmayı yapıyor. Allah’ın izniyle çıkartacağız, bir sıkıntı görmüyoruz” dedi.
Uygun olan en verimli lokasyonu kullanarak Karadeniz’de bulunan doğalgazı karaya çıkarmayı düşündüklerini belirten Dönmez, “Uygun olan bir lokasyondan karaya çıkacağız ve ana iletim hattımıza bağlanacağız. Tabii ki o kadar büyük volümlü bir gazı o bağlantı hattı taşımaz. Biz karaya çıktığımız yerden ana iletim hattına kadar ki ana iletim hattı orada en yakın Düzce, Sakarya, Kocaeli-İzmit hattı. Şimdiki otoyola paralel bir hat düşünün, diğer anlamda bizim BOTAŞ’ın ana iletim hattı, oraya uygun bir yerden sisteme bağlamış olacağız. Dolayısıyla karadaki çalışmaları da BOTAŞ şu anda planlıyor. Karada yapılacak çalışmalar var, kıyı terminali gibi. Denizin altında su altı yapıları çalışmalarımız olacak. Bir taraftan da sondaj sayımızı artıracağız. Sahanın büyüklüğüne göre yeni kuyular açarak sahayı üretime hazır hale getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Kanuni sondaj gemisinin de 2021 yılının ilk aylarında Karadeniz’e gönderileceğine değinen Dönmez, “İki gemi olacak. İhtiyaca göre hangisi ekonomik olursa, kiralama ya da satın alma gibi seçeneklerden birisini tercih ederek hızla sahayı geliştirip üretime hazırlayıp, süratle 2023’e yetiştirebilmek için arkadaşlar araştırmalara başladılar” dedi.
Fatih sondaj gemisinin Tuna-1 kuyusunda bulduğu doğalgaz rezervini bin metre daha ilerleteceklerine dair sinyaller veren Dönmez, sonuçların kamuoyuyla paylaşılacağının bilgisini verdi. Dönmez, “İki katmanı deldik. O iki katmandaki rezerv miktarını 320 milyar metreküp olarak ifade ettik. Aşağıda, üstteki yapılara benzer iki katman daha var. Onun için de bin metre inmemiz lazım. Oradaki ilerleme devam ediyor. İnşallah kısa süre içerisinde testler, analizler yapılacak. Oradan da bir olumlu netice alırsak kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.
14 ay önce 2 bin kilometrekarelik alanda sismik tarama yapıldığını aktaran Dönmez, “Şu anda keşfedilen alanın büyüklüğü 250 kilometrekare. 6 bin kilometrekarelik komşu bir alan daha var. Bu bölgenin de sismiği yapılacak” şeklinde konuştu.
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için önemli hamleler yapıldığına değinen Dönmez, Türkiye’nin hakkını yedirtmeyeceklerini söyledi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sınırlarına hapsedilmeye çalıştığının altını çizen Dönmez, “Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak önemli bir hamlenin başlangıcı olarak görüyoruz. Türkiye yıllardır özellikle cari açıkla mücadele ediyor. Önemli etkenlerden birisi enerji ürünlerinde dışa bağımlılığımız. Bunları azaltacak olmanın genel ekonomiye çok olumlu katkıları olacak. Biz hep öyle diyoruz, bağımsız enerji, güçlü Türkiye’nin en büyük anahtarıdır. Rabbime nasip ettiği için de hamd ediyorum. Akdeniz’de ne derseniz deyin taviz yok. Bizim dışımızdaki bölge ülkeleri ve dışarıdan gelen endirekt ilgili olabilecek ülkelerin müdahalesiyle Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de adeta sınırlarına hapsetmeye çalışan bir gayretin, bir denklemin, bir oyunun oynandığının farkındayız. Burada sahada varlığımızı göstermemizin temel nedeni de, ‘Arkadaş, bu kıta sahanlığı benim, uluslararası hukuka da, hakkaniyete de uygun, bu anlamda siz ne derseniz deyin, biz kendi hak ve yetki alanımızdan taviz vermeyiz, vermeyeceğiz. Bizim başkasının da malında, mülkünde gözümüz yok, ama kendi malımızı da, hakkımızı hukukumuzu da kimseye yedirtmeyiz, kusura bakmayın’ dedik. Nitekim ondan sonra da zaten kendi yetki alanlarımızda, kıta sahanlığımızda da araştırma faaliyetlerimizi de aralıksız sürdürüyoruz. Özellikle de son Libya ile yapılan deniz yetki alanlarının mutabakatı da Doğu Akdeniz’deki batı sınırlarımızı da netleştirmiş oldu” dedi.
Doğu Akdeniz konusunda Fransa hükümetinin tutarsız davrandığını aktaran Dönmez, “Bazıları orada adaları gerekçe gösterip bizim kıta sahanlığımızı yok saymaya çalışıyor ama uluslararası hukuka baktığımızda adaların ancak karasularıyla sınırlı olduğunu, herhangi bir ana kara parçası gibi kıta sahanlığından söz edilemeyeceğine dair birçok örnek var. Mesela, Fransa-İngiltere arasında 1977 yılında kararlaştırılmış bizimkine benzer bir örnek var. İngiltere’nin Fransa ana karasına yakın adaları var, ama o adaların sadece karasularıyla sınırlı bir yetki alanı var, onun dışında yetki alanı Birleşik Krallık’la Fransa arasında eşit orta hat üzerinden belirlenmiş. Fransa’nın burada gelip de Yunan tezlerini desteklemesinin hiçbir tutarlılığı yok. Meis, Yunanistan ana karasına 580 kilometre, bize 2 kilometre mesafede bir ada. Toplam 9 kilometrekarelik büyüklüğü var. Bir ucundan diğerine yürüyerek belki 30-40 dakikada giderseniz. O adayla sen Türkiye ana karasının önünü kesiyorsun. Ana karanın coğrafi üstünlüğü var, bunu yok varsayıyorsun. Bunların uluslararası hukukta, hakkaniyette yeri olmadığını emsal kararlar ile söylüyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE NEDEN BİR DOĞALGAZ BORSASI OLMASIN”
Gemilerde çalışan yerli ve yabancı personelin iş programı dahilinde düzenli değişimler sağlanarak çalışmaların sürdürüldüğünü aktaran Dönmez, “Uzun yıllardır hem doğalgazda, hem elektrikte bölgenin ticaret merkezi olmak gibi bir amacımız var. Buna bir de kendi kaynağımız dâhil edildiğinde,yakın coğrafyadan, İran’dan, Azerbaycan’dan, Rusya’dan, yarın belki Irak’tan olabilir, Doğu Akdeniz’de bir keşif olabilirse Doğu Akdeniz’den olabilir, 4 LNG terminalimiz ile birlikte bu kaynaklardan gelecek gazlarla birlikte ülkeye getirme imkânı sağlamış oluyoruz. Bunun bir miktarını ülke içinde tüketeceğiz, bir miktarını da Güneydoğu Avrupa başta olmak üzere oralardaki ülkelere, yani komşularımızın ihtiyaçları için de belki Orta Avrupa’ya kadar ciddi bir kaynak potansiyeli olacak, burada bunun ticareti yapılacak. O açıdan önemli olan gazın rekabetçi koşullarda fiyatının belirlenmesi. Avrupa’da doğal gaz borsası olan yerler var, Türkiye’de neden bir doğal gaz borsası olmasın. Gemilerde çalışan yerli ve yabancı personel, iş program dâhilinde düzenli değişimleri sağlanarak çalışmalarını sürdürüyor. Yabancı personelden kendi istekleri doğrultusunda Türk vatandaşlığına geçmek isteyen olursa gereği yapılır” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı:
“Keşifle birlikte Türkiye bu işi tek başına ve kendi imkânlarıyla yapabileceğini gösterdi. Bu alanda ciddi bir know-how oluştu. Personel yetkinliği arttı. Teknolojik imkânlar geliştirildi. Önceliğimiz Türkiye ancak zamanla şartların durumuna göre yurt dışına sondaj hizmeti verilebilir. Petrol endüstrisi küresel bir endüstri ve Türkiye Petrolleri uzun yıllara dayanan tecrübesiyle bu alanda yeni bir oyuncu olarak fark yaratabilir. Türkiye Petrolleri sadece Türkiye’de faaliyet gösteren bir kuruluşumuz değil. Hazar’da dost ve kardeş ülke Azerbaycan sahalarında da ortaklığı olan bir şirket. Irak’ta, Afganistan’da var, Rusya’nın muhtelif yerlerinde çalışmalarımız var. Savaş öncesi Libya’da da vardı. Yine Afrika’da ilişkilerimizin iyi olduğu ülkelerde bu alanda iş birliği teklifleri de zaten biz her seyahatimizde gittiğimizde oluyordu. Bundan sonra bunlar daha da artacak.”