Van Valisi Münir Karaloğlu, daha önce batıda yaşayan insanların 'Karadeniz'i bir görsek' projesinin bu kez de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde başlatılmasını istedi.
Vali Münir Karaloğlu, Bitlis ve Bolu illerinde faaliyet gösteren ve 'Doğu-Batı Kardeşlik Köprüsü Projesi' kapsamında faaliyet gösteren gazeteciler ve sivil toplum kuruluş temsilcilerini kabul etti. Aralarında Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'ın da bulunduğu misafirlerini, İskele Caddesi üzerinde bulunan İkinisan Polisevi'nde ağırlayan Vali Karaloğlu, onlarla yaklaşık 1 saat süren bir sohbet toplantısı yaptı. Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rujhat Avşar, Bitlis ve Van bölgesine yaptıkları ile ilgili kısa bir bilgi verdi.
“BÖLGEDEKİ ÖN YARGILARI YIKMAK”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik ön yargıları yıkmak için bu tür gezi programlarına devam etmeleri tavsiyesinde bulunan ve 'İnsan bilmediği bir şeyin düşmanı olur' diyen Karaloğlu, "Bu nedenle burada yaşayan insanları tanımak için batıda yaşayan insanların mutlaka bu bölgeleri görmesi ve insanımızı tanımaları gerekir" dedi.
Bu bölgeleri tanımak için daha önce batıdaki insanların Karadeniz'i görmek için başlattığı merakın bu bölgeler için de bir proje ile başlatılmasını isteyen Vali Karaloğlu, bu konuda sivil toplum örgütlerine büyük görevler düştüğünü söyledi. Karaloğlu, "Birkaç yıl öncesine kadar insanlarımızda Karadeniz'i görme merakı uyandı. İnsanlar arabalarıyla Karadeniz turu yapmaya başladı. Son yıllarda sahil yolunun kalitesinin de artmasıyla bu turlar daha da arttı. Bu, hala devam ediyor. Aynı şeyi bölge için de başlatmak lazım. Artık doğudaki insanların da Karadeniz'deki gibi bir çalışma başlatması lazım. 'Kardeşim sen doğuyu gördün mü? Van'ı gördün mü? Van'ın Akdamar Adası'nı, Ahlat'ın Selçuklu Mezarlığı'nı, Doğubayazıt'taki İshakpaşa Sarayı'nı, Hakkari'nin Cilo Dağları'nı gördün mü? İnsanları bu sorularla teşvik etmek ve meraklandırmak gerekir. Bunlar, resmi organizasyonlarla olmaz. Devlet hiç kimseye 'Gidin Karadeniz'i görün' demedi. Bunlar sivil toplum eliyle olur" şeklinde konuştu.
//“BÖLGEDE GÜVENLİK SORUNU YOK”
Bölgede güvenlik probleminin olmadığını vurgulayan Karaloğlu, Bitlis'in Bolu'dan, Van'ın da İstanbul'dan daha güvenli kentler olduğuna vurgu yaptı. Bölgenin hava ulaşımı ve altyapı sorunlarının da 7 yıl öncesi gibi olmadığını kaydeden Karaloğlu, "Van Gölü'nün etrafındaki 460 kilometre yolun yüzde 80'i duble yol oldu. Bu rakam yılsonuna kadar yüzde 90 seviyesine gelecek. Van-Tatvan karayolundaki Kuskunkıran Tüneli de ocak ayına kadar açılırsa ulaşımda büyük bir rahatlama olacak. Bölgede havayolları çok gelişti. 2002 yılında Van'a gelen-giden yolcu sayısı 142 bin iken, geçen yıl 750 bine ulaştı. Bu yıl ise 1 milyon yolcu kapasitesini geçeceğimize inanıyorum. Bölgenin altyapısı iyileşti. Şu anda Van'daki hayat standardı ile İstanbul'daki hayat standardı arasında bir fark kalmadı. Yemede, içmede, dinlenmede, iletişimde batıdaki imkanlarla aynıdır. Ama doğunun geri kaldığına dair anlayışlarımız hala devam ediyor. Bu anlayışımızı değiştirmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
“BATIDAKİ ÖN YARGI MEDYADAN KAYNAKLI”
Van'da ve bölgede kendilerine gösterilen sıcak ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, bölgedeki ön yargıların da medyadan yansıyan olumsuz haberlerden kaynaklandığını söyledi. Medyadaki olumsuz haberlerden dolayı insanların 'Doğuya gidersem mutlaka kötü bir olayla karşılaşırım' endişesi taşıdığını kaydeden Yılmaz, "Bu düşüncelerin mutlaka silinmesi lazımdır. Televizyonları izleyen, gazeteleri okuyan insanlar bu bölgelerle ilgili kötü görüntüleri gördüğü zaman çok ön yargılı davranıyorlar. Medyanın bu konuda günahı çoktur. Çünkü hep olumsuz haberleri veriyorlar. Bunun ortadan kalkması için de doğu-batı arasındaki dostluk köprülerini artırmak lazım" şeklinde konuştu.
//BÖLGE İNSANI MİSAFİRPERVER
Başkan Yılmaz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine ilk kez 3 yıl önce geldiğini ve gördüğü manzara karşısında şaşırdığını aktardı. Yılmaz, "Doğuyu, güneyi tanımıyorum. Aslında Türkiye'mizi tanımıyoruz. Üstelik de belediye başkanı olmamıza rağmen. Buraları gördükten sonra baktım ki buralar anlatıldığı gibi değil. Daha sonra oğlumun askerliği sebebiyle Erzurum ve Erzincan'a gittim. Ben buralara şimdi gelirken biraz daha rahat geldim. Ama gelirken bile ben buraların bu kadar rahat yerler olduğunu düşünmüyordum. En önemlisi ise buradaki insanlar, misafirperverlikte batıdan çok daha iyi noktadalar. Ben buralardaki misafirperverliği 30-40 yıl önce Bolu'daki misafirperverlik duygusuna benzetiyorum. Biz artık bu duyguları kaybettik. Şimdi bu iletişimi niye kopartmışız bilemem ama bunu kurmak lazım. Bunu kurabilirsek iç turizm de hareketlenir. Batı ile doğu insanının çok daha kolay kucaklaşacaktır" diye konuştu.