Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, salgın sürecinde yapılan çalışmaları değerlendirerek, “Bu süreçte milletimizin yaşadığımız bu musibet karşısında en doğru tavrı almasına rehberlik etmeye çalıştık. İbret, tedbir, tevekkül ve dua olmak üzere 4 temel ilkeye her vesileyle dikkat çektik” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, il ve ilçe müftüleriyle “Salgın Dönemi Diyanet Hizmetleri Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı online toplantı yaptı.
Diyanet İşleri Başkanlığı üst düzey yöneticilerinin de katıldığı toplantıda salgın sürecinde Başkanlığın yaptığı çalışmaları değerlendiren Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kovid-19 salgını nedeniyle olağanüstü bir süreç yaşandığını ifade ederek, bu süreçte topluma hizmet noktasında yapmış oldukları çalışmalar ile gösterdikleri özveri ve gayret için il ve ilçe müftülerine teşekkür etti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, musibet ve meşakkatler karşısında ideal tavrın ve mümince duruşun önemli ilkeleri olduğunu hatırlatarak, “Bizim temel görevlerimizden birisi de bu süreçte milletimizin yaşadığımız bu musibet karşısında en doğru tavrı almasına rehberlik etmekti ve bunu yapmaya çalıştık. Özellikle, ibret, tedbir, tevekkül ve dua olmak üzere 4 temel ilke ve yaklaşıma hutbelerimizle, vaazlarımızla, yaptığımız açıklamalarla her vesileyle dikkat çektik” dedi.
Yaşananlara, varoluşun ana prensiplerini dikkate alarak ibretle bakılması ve tefekkür edilmesi gerektiğini belirten Başkan Erbaş, “Doğru okunduğunda kâinattaki olumlu ya da olumsuz her hadisenin önemli gerçeklere işaret ettiği görülecektir. Bu meyanda küresel boyutta dünyanın yaşadığı salgın, insanın sorumlulukları ve Allah’la, tabiatla, bilimle, ahlakla, hukukla ilişkisi açısından hayati mesajlar içermektedir” diye konuştu.
Başkan Erbaş, bela ve musibetler açısından insana düşen öncelikli görevin tedbirli olmak, elinden gelen her türlü önlemi alarak sorumlu davranmak olduğuna vurgu yaparak, “Yaşanan bela ve musibetlerde insanın yanlış davranış ve tutumlarının payı olup olmadığının muhasebesini yapmak ihmal edilemez bir sorumluluktur. Zira musibetlerin meydana gelmesinde kimi zaman insanların da kusurlarının bulunduğunu biliyoruz. Şu ayeti kerimeyi hatırlamamak mümkün mü; “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizin yaptığı işler yüzündendir. Allah yaptıklarınızın çoğunu affediyor” ifadelerini kullandı.
“Bugün hepimize düşen görev; salgını bertaraf etmek için azim, sabır ve sebatla mücadele etmektir”
“Bugün küresel boyutta yaşadığımız sorunlarda, insanoğlunun zaaflarının, ihtiraslarının, sorumluluk bilincini ihmal etmesinin önemli bir payı olduğunu biliyoruz” diyen Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“O halde insanın başına gelen her şeyde bir imtihan boyutunun varlığını göz ardı etmeden, yaşanan hadiseleri özeleştiri ve nefis muhasebesi çerçevesinde değerlendirmek, daha güvenli ve güzel bir gelecek inşa edebilmemizin yolunu açacaktır.
Bugün hepimize düşen görev; insanlığın maruz kaldığı salgını birlik ve beraberlik ruhuyla bertaraf etmek için azim, sabır ve sebatla mücadele etmektir. Yaşanan musibetten doğru dersler çıkarmaktır. Tevekkül ile takdire rıza gösterirken, alınan bütün kararlara ve tedbirlere hakkıyla riayet etmektir. Bunu milletimize anlatacağız. İşte bu süreçte bu hakikatler ekseninde bir bilinç oluşturmaya beraberce gayret ettik.
Bahsettiğim bu boyutu çok önemli bulduğumu ifade etmeliyim. Zira söz konusu hususları ihmal ettiğimizde özellikle genç nesillerin zihinlerinde bela ve musibetleri anlama ve anlamlandırma noktasında eksikliklerin olması gibi bir risk olacaktır.”
“Bu süreçte Diyanet TV ve radyolarımızın büyük bir imkân olduğunu daha yakından gördük”
Salgınla mücadele sürecinde de Diyanet İşleri Başkanlığının milletin en yakınında olduğuna dikkat çekerek, “Milletimizin maddi, manevi her türlü ihtiyacını karşılamak için seferber olduk. Bu toplum için Diyanet İşleri Başkanlığımızın, camilerimizin ve hocalarımızın ne kadar önemli bir kıymet olduğu açıkça bir kez daha görüldü” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, salgın sürecinde irşad hizmetlerinin dijital ortamlar üzerinden yürütüldüğünü ifade ederek, “Bu süreçte Diyanet televizyonumuzun ve radyolarımızın büyük bir imkân olduğunu daha yakından gördük. Pek çok hizmetimizi ve özellikle irşat faaliyetimizi medya araçlarımız üzerinden yapmaya çalıştık. Dolayısıyla başta Diyanet Televizyonumuz olmak üzere yayınlarımızın milletimize tanıtılması çok daha hayati ve önemli hale gelmiştir. Bu çalışmaları hızlandırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“CAMİLERDE, MASKE, SECCADE VE DİĞER KURALLARA UYMA NOKTASINDA BÜYÜK ORANDA BİR UYUM VAR”
Salgınla mücadelede camilerde alınan tedbirlerin önemine işaret eden Başkan Erbaş, “Camilerde, maske, seccade ve diğer kurallara uyma noktasında büyük oranda bir uyum ve düzen bulunmakla beraber zaman zaman hocalarımızı zora sokan sıkıntılı durumların olabildiği de bir gerçektir. Mülki idarelerle işbirliği içerisinde yaşanan ve yaşanması muhtemel sıkıntılara karşı hassasiyetimiz devam etmelidir. Cuma namazları ve diğer durumlarla muhtemel sorunları Valilerin de inisiyatifiyle yerinde ve zamanında çözmeye özen göstermeliyiz” diye konuştu.
Başkan Erbaş, Başkanlıkça yürütülen eğitimlerin bir kısmının online olarak yapıldığını dile getirerek, “Tüm alanlarıyla yaygın din eğitimi faaliyetlerimiz büyük bir dikkat ve hassasiyet gerektirmektedir. Başta temizlik olmak üzere tüm tedbirlerin alınması, öğrenci ve velilerle iletişim ve diğer konular titizlikle takip edilmelidir. Tabi bu süreç, uzaktan eğitim konusunda güçlü bir altyapımızın gerekliliğini biliyoruz ve bu süreç bunu da ortaya koydu ve inşallah ivedilikle bu alanı daha güçlü ve etkin hale getireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“SALGIN SÜRECİNDE YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA YARDIM FAALİYETLERİ DEVAM ETTİ”
Salgın sürecinde yurt içi ve yurt dışında yardım faaliyetlerinin devam ettiğini hatırlatan Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Müşavirlik ve Ataşeliklerimiz Başkanlığımızla koordineli olarak, yurt dışındaki özverili ve örnek çalışmaları, ilgili ülkelerin genel ve yerel yönetimleri ve vatandaşları tarafından takdirle karşılanmış ve olumlu neticeler doğurmuştur. Vekaletle kurban çalışmamız 550 bin hisse ile tüm zamanların üstüne çıkmıştır. Bunun içinde sizlere ve hocalarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum. 550 bin kurban demek 25 milyona yakın ailenin evine bir kurban etinin girmesi demektir. Bu hizmetin neticesi sadece birkaç kilo eti ulaştırma ile sınırlı değil; bu, aynı zamanda milletimizin sevgisini götürdüğümüz anlamına geliyor. Milletimizin cömertliğini, paylaşma ve yardımlaşma ruhunu milyonlarca insana ulaştırdığımız anlamına geliyor.”
“BUGÜN DE BİR MİLLİ MÜCADELE ORTAMI VAR”
Din görevlilerinin her zaman milletinin yanında olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, “Kurtuluş Savaşı’nda, Milli Mücadele’de milletimizin yanında olduk. Bugün de bir milli mücadele ortamı var. Salgınla mücadele ediyoruz. Ülkemize göz diken terör yuvalarıyla, o terör yuvalarını destekleyen ülkelerle mücadelemiz devam ediyor. Bu böyle devam edecek onun için tedbirlerimizi almaya, milletimizi uyarmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI’NDA AYASOFYA CAMİİ SEMPOZYUMUNUN AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Başkan Erbaş, önümüzdeki ay içerisinde bulunan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda “Cami ve İlim”, Mevlid-i Nebi Haftası’nda ise “Peygamberimiz ve Çocuk” konusunu ele alacaklarını belirtti.
Camiler ve Din Görevlileri Haftasının açılışını 1 Ekim Perşembe günü Ayasofya Camii’nde yapacaklarını aktaran Başkan Erbaş, “2 Ekim Cuma günü de Ayasofya Camii’nin avlusunda saat 14.00’da Ayasofya Camii Sempozyumumuzun açılışını gerçekleştireceğiz. Sempozyum 3 gün boyunca dijital ortamdan yayınlanacak" şeklinde konuştu.