İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Afet konusu coğrafi özelliklerimizden dolayı en önemli güvenlik problemlerimizden bir tanesidir. Kayıtlarımıza göre yılbaşından beri bu olaylarda 228 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2 bin 190 vatandaşımız ise afet alanından, çığ altından, enkazdan ya da göçük altından sağ olarak kurtarılmıştır” dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, AFAD Başkanlığı Kongre Salonu’nda Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu’nun "Afet Risklerini Anlamak" konulu açılış toplantısına katıldı. Program Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Ardından AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Yönetim ve Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Doçent Doktor Meltem Şenol Balaban ve Kahramanmaraş İl AFAD Müdürü Mehmet Coşkun birer sunum yaptı.
“17 AĞUSTOS VE VAN DEPREMİ MİLATTIR”
İçişleri Bakanı Soylu, yaptığı konuşmada 17 Ağustos depremi nedeniyle bu haftanın tüm afetlere hazırlık haftası olarak ilan edildiğini belirterek, “Biz hem depremin hem de diğer afetlerin etkisi altında kalan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafyayı değiştirmemiz mümkün değil. Yapmamız gereken bunlara karşı tedbir almaktır. 17 Ağustos’tan bu yana Türkiye’nin her yerinde etkinlikler düzenliyoruz. 17 Ağustos'un bizim için bir milat olduğunu biliyoruz. 2021 Aralık ayına kadar 81 ilimizdeki İl Afet Risk Azaltma Planlarını tamamlayacağız. 17 Ağustos depremi Türkiye için milatsa, Van depremi de bir milattır. Her depremde daha iyi bir organizasyonun sağlandığı modellemeye doğru yürümektedir. Bizim birbirimizi daha iyi anlayabileceğimiz ortak bir dile ihtiyacımız var. Afetlerde karşı karşıya kaldığımız zaman dilimi çok kıymetli, bu nedenle bir akreditasyona ihtiyacımız olduğunu belirledik. AFAD’ın çatısı altında ve sahada gördüğümüz, çeşitli alanlarda sahada aynı dili konuştuğumuz paydaşlarımıza AKUT, Jandarma Arama Kurtarma ve İHH’ya akreditasyon belgelerini verdik. Onlara da AFAD’ın tüm imkanlarını açıyoruz. Sadece kendi kurum ve kuruluşlarımızla yapabilme kabiliyetine sahip olmadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bir elin nesi var iki elin sesi var” diye konuştu.
“HER BİR ANI FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRMELİYİZ”
Bugüne kadar yapılan afet risk azaltma planlarının sabit planlar olmadığını ve sürekli güncellemelerle tedbir alınması gereken planlar olduğunu belirten Soylu, “Aldığımız tedbirlerden sonra diğer afet risklerini hep beraber değerlendirmek zorundayız. Her bir anı fırsat olarak değerlendirmek zorundayız. Sanki afet gelecek, sanki İstanbul depremi gelecek ve biz onla bir yarış halindeyiz. O gelmeden önce afet öncesi yapacağımız çalışmalarımızın hazır olması lazım. Türkiye’nin 1999’dan sonra üniversitelere bu konuya çok güzel angaje olan bu konuda söyleyecek sözü ve atılabilecek bir adımı olan ve ortaya koyabileceği bir yol haritası olan, her depremde biz söylemesek de orada olan olayı tartan, ölçen ve olaya neden olabilecek afetlerin nedenselliklerini ve birbiri ile olan bağlantısını kuran tecrübe ekibi de var” dedi.
“DEVLET İLK SANİYE ORADA OLMAZSA O DEVLET NEYE YARAR”
Bakan Soylu, “Bu topraklar üzerinde yaşamadığımız kalmadı, darbeler gördük, gecelik yüzde 8 bin faizler gördük. Vatandaşın karşı karşıya kaldığı yoksullukta ‘nerede bu devlet’ diye bağırışlarını gördük. Bana hep söylerler, kamunun aklıdır bu; ‘olay olsun biraz suhulete ersin, sonra olay yerine gitmek lazım’ diye. Neden? Reaksiyon görmeyelim kameralar karşısında vatandaşla, ters bir duruma düşmeyelim. Varsın düşelim, devlet ilk saniye orada olmazsa o devlet neye yarar Allah rızası için? Vatandaş söz söyleyecekmiş söylesin, o kadar sıkıntı çekmişse ve orada içini boşaltması gerekiyorsa elbette ki söyleyebilir. Devletin yetkilileri olay anında oraya gitmezse olaya müdahaleyi, kritik müdahaleleri elinden kaçırmış demektir” şeklinde konuştu.
“BU ÜLKEYİ DEPREM OLUYOR, SEL GELİYOR DİYE TERK EDECEK DEĞİLİZ”
Afet konusunun coğrafi özelliklerden dolayı Türkiye’nin en önemli güvenlik problemlerinden biri olduğunu belirten Soylu, “1 Ocak 2020’den itibaren AFAD’ta 2 bin 18 olay kayıtlıdır. Bu olaylara 8 bin 412 toplam personelle müdahale edilmiştir. Kayıtlarımıza göre yılbaşından beri bu olaylarda 228 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2 bin 190 vatandaşımız işe afet alanından, çığ altından, enkazdan ya da göçük altından sağ olarak kurtarılmıştır. Bir yerin afet tehlikesi barındırması başka bir şeydir, afet risk durumu başka bir şeydir. Siz orada sağlam yapılar kurarsanız, yerleşimini ve bina stokunu afete hazır hale getirirseniz afet risk durumunuz yüksek olacaktır. Şehit kanlarıyla kendimize vatan edindiğimiz bu ülkeyi deprem oluyor, sel geliyor diye terk edemeyeceğimize gere bu toprağın kuralları ile yaşamak durumundayız. Ev yapacaksak çimentosunu, kumunu ona göre yapmak durumundayız” ifadelerini kullandı.
“RİSK AZALTMA FAALİYETLERİNE YATIRIM YAPMAMIZ LAZIM”
AFAD Başkanı Güllüoğlu ise, “Temel kavramları önce sizinle paylaşmak istiyorum. Bazı kelimeler vardır ki özellikle tehlike kelimesi çerçevesinde zarar verme potansiyeli olan her şey tehlikedir. Bizim örneğimizde fay hattı bir tehlikedir, yağışlar bir tehlikedir. Bu zararlar ekonomik zarar olabilir, can kaybı ve mal kaybı olabilir ve psikolojik zararlar da olabilir. Risk ise zararın gerçekleşmesi olasılığıdır. Bir fay hattı binlerce yıl kırılmaz, risk düşüktür ama aşırı yağış ve üzerindeki alt yapı ile beraber yüksek bir riske sebep olup can ve mal kaybına sebep olabilir. Afet konusunda değiştirebilecek ve değiştiremeyeceğimiz parametreler var. Biz bu toprakları değiştiremeyiz, biz bu toprakların her türlü özellikleri ile buradayız. İklimleri, mevsimleri, hava durumlarını ve fay hatlarını değiştiremeyiz. Ama zarar görebilirliği, adaptasyonu, alt yapıyı ve davranışları değiştirebiliyoruz. Bu sebeple riski ya azaltıyoruz ya da bilmeden artırabiliyoruz. Riski azaltmak daha ucuzdur. 1 liralık risk azaltma faaliyeti, afet müdahale ve iyileştirme faaliyetindeki 7 liralık faaliyetin önüne geçmiş oluyor. O yüzden ekonomik olarak da risk azaltma faaliyetlerine yatırım yapmamız lazım” bilgilerini paylaştı.
Toplantıya İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Profesör Doktor Haluk Özener, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, AKUT Derneği Başkanı Recep Şalcı, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran da katıldı.