Güneş Vakfı geleneksel Cuma konferansları yeniden başladı. Vakfın bu haftaki konuğu Atatürk Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Baydemir oldu. Baydemir, “Orta Asya’dan Nevruz Kutlamaları” konulu sunumu gerçekleştirdi.
Baydemir, Nevruz bayramının Orta Asya’daki tüm Türk Devletlerinde bahar ayının gelişini kutlamak maksadıyla iki bin yılı aşkın bir süredir gerçekleştiğini belirtti. Çin kaynaklarında milattan önceki dönemlerde Hunların baharın gelişiyle birlikte kırlara çıktıklarını, birbirlerinin üzerlerine su serperek kutlamalar yaptıklarını aktaran Baydemir, Batı Türkleri arasında, Osmanlı da dahil olmak üzere yirminci yüzyıla kadar kesintisiz bir biçimde Nevruz kutlamalarının yapıldığını ifade etti.
Orta Asya (Türkistan)’da günümüzde bu bayram kutlamalarının esasında üç aşamada gerçekleştiğini belirten Baydemir sözlerine şöyle devam etti: “Orta Asya’da Nevruz öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere kutlamalar esasında takriben 40 gün sürmektedir. Birinci aşama hazırlık dönemidir. Hazırlıklar bayramdan yaklaşık bir ay önce başlar. Türkistan’ın tamamında olmasa da Oğuz boylarının yaşadığı bazı bölgelerde Nevruz öncesindeki dört Çarşamba günü özel isimlerle adlandırılır ve bu Çarşamba günlerinde farklı ritüeller gerçekleştirilir. Türkistan’da Nevruz’a hazırlık aşamasının en güzel uygulamalarından biri Haşar denilen gelenektir. Bu geleneğe göre insanlar evlerini, avlularını, sokakları, caddeleri, park ve bahçeleri gönüllü olarak temizlerler. Bundan dolayı Nevruz öncesi her yer pırıl pırıldır. Hazırlık aşamasının diğer güzel adetlerinden biri de Şenbelik denilen gelenektir. Bu geleneğe göre herkes bir ağaç dikmeye çalışır. Belki bu yüzden Orta Asya’da şehirler yemyeşildir. Nevruz’a hazırlık aşamasının en güzel unsurlarından biri de zengin Nevruz pazarlarıdır. Bu pazarlar o kadar bol ve bereketlidir ki yaz aylarındaki fiyatlarıyla kavun, karpuz bile bulabilirsiniz. Nevruz öncesi bu pazarlar öylesine kalabalık olur ki iğne atsanız yere düşmez. İnsanlar, Nevruz sofrasını daha zengin kılabilmek için tatlı bir telaş içinde alışveriş derdindedirler. Genellikle 20 Mart’ı 21 Mart’a bağlayan gece “sümelek” adı verilen bir tatlı pişirilir. Birazcık çimlendirilmiş buğdayın 15-18 saat kaynatılmasıyla hazırlanan bu yiyecek bin bir derde şifa olarak bilinir ve Nevruz süresince sofraları süsler. İkinci aşama, kutlama dönemidir. 21 Mart Nevruz günü geldiğinde herkes bayramlık elbiselerini giyer. Halk, şehirlerde, kasabalarda toplu kutlama mekanlarına akın eder. Geleneksel sporlar, ücretsiz konserler, yiyecek ve içecek ikramlarıyla vs. eğlenirler. Bayram süresince komşular ve akrabalar birbirlerini yemeğe davet ederler. Nevruz sofraları olabildiğince zengindir. Nevruz sofrası ne kadar zengin olursa bütün bir yılın da öyle bereketli geçeceğine inanılır. Orta Asya’da en az üç gün bütün kurumlarda resmi tatil ilan edilir. Bazı ülkelerde daha fazla da olabilmektedir. Kurum ve kuruluşlarda da bu süre zarfında resmi kutlama programları gerçekleştirilir. Nevruz’un üçüncü aşaması ise uğurlama dönemi de diyebileceğimiz Mart’ın son haftasıdır. Bu dönemde daha çok hastalar, yaşlılar, yetimhaneler, huzurevleri ziyaret edilir. İnsanlar akın akın mezarlıklara koşarlar. Orta Asya’da Nevruz döneminde en çok ziyaret edilen yerler arasında ilk sıralarda velilerin ve çok sevilen tarihi şahsiyetlerin kabirleri gelir. Hoca Ahmet Yesevî, Buharî Hazretleri, Tirmizî Hazretleri, Maturudî Hazretleri, Nakşibendi Hazretleri, Emir Timur’un kabri ve daha birçok büyük zatın kabirleri ziyaretçilerle dolup taşar.”
Baydemir, sunumunda Orta Asya’daki kutlamalardan göstermiş olduğu görseller, bayram esnasında şehrin, evlerin ve sofraların ne kadar renkli ve canlı olduğunu yansıttı. Konferansın ardından Türklere özgü olan yumurta tokuşturma ve demir dövme gelenekleri vakıfta canlandırıldı.
Etkinliklerin ardından Güneş Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Doç. Dr. Hüseyin Baydemir’e teşekkürlerini ileterek tüm Türk Dünyasının bayramını kutlayıp bu bayramın ülkemizde daha coşkulu bir şekilde yaşanmasını temenni etti.