MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erzurum’da düzenlediği mitingde ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek, "Kılıçdaroğlu ve hayırsız havarileri kabullenemiyorlar. 16 Nisan’da yıldırım yemişe dönecekler” dedi.
Erzurum İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirilen mitinge binlerce partili katıldı. Partililerin “Devletin başına Devlet gelecek” sloganıyla kürsüye gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Erzurum onurludur, ahlaklıdır, sözünün eridir, dik duruşludur. Devlet dardaysa dadaşlar görevden kaçmamıştır, vatan ve millet saldırıya uğruyorsa Erzurum ileri atılmıştır. Türkiye ne zaman dara girse Dadaşlar milli tavrını anında göstermiştir. Yine ülkemiz sıkıntıdadır, Erzurum’a bir kez daha iş düşmektedir" dedi.
21 gün sonra yapılacak anayasa referandumunun barışa, huzura, dirilişe vesile olmasını temenni eden Bahçeli, “Dün Erzurum'a işgal ve esareti dayatanlar bugün yeniden hazırlık içindedir. Şimdi soruyorum dadaşlar; Türkiye'ye sahip çıkacak mısınız? Bayrağa, vatana sahip çıkacak mısınız? Zaman birlik olma zamanıdır. Milletimiz saldırıya uğrarken iktidar-muhalefet çekişmesini makul göremeyiz. Erzurum kervana İngiltere de katılmıştır. 15 Temmuz'da bombalar Londra'ya değil, Ankara'ya atılmıştır. FETÖ kollanırken, kanlı terör de Batı'dan destek almaktadır. ABD ve Avrupa'nın FETÖ'yü aklama çabası niyedir, kime hizmettir? 15 Temmuz'un faili bal gibi FETÖ'dür. Gerçekleri inkar edenler ise FETÖ'ye bu görevi verenlerdir. Erzurum da, Türkiye de FETÖ'yü iyi tanımaktadır, ihaneti asla unutmayacaktır" diye konuştu.
“Her evet Türkiye’nin güvencesidir”
Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Bahçeli, "Kılıçdaroğlu ve hayırsız havarileri kabullenemiyorlar. 16 Nisan’da yıldırım yemişe dönecekler” dedi.
Bahçeli, “Kılıçdaroğlu 16 Nisan referandumunu saptırmak için çırpınıyor. Cambaz ipte, Kılıçdaroğlu ise hayırsızlığın dibinde bulunuyor. CHP ve ittifakta bulundukları ölü görse ağlamaz, düğün görse oynamaz. 16 Nisan'da evet çıkması durumunda tek adam sistemi olacağını uyduruyorlar. Tek ayak üstünde 40 yalan savuruyorlar. Muhtarlıkların bile kapatılacağını söylüyorlar. Gelin bir anlatın niye boş konuşuyorsunuz. 'Anayasanın ilk 4 maddesini Bahçeli'ye sorun' diyorlar. Elbette bana soracaklar. Doluya koyuyorlar almıyor, boşa koyuyorlar dolmuyor” diye konuştu.
Bahçeli, CHP kafasının hayırından hayır olmayacağını söyleyerek, “Bu kafanın hayırında hayır olur mu? Cevap veriyorum, kesinlikle olmaz. Bunlarda en akıl var ne de milli şuurun tortusu. 16 Nisan'da Türkiye kazanacaktır. Kılıçdaroğlu ve hayırsız havarileri kabullenemiyorlar. 16 Nisan’da yıldırım yemişe dönecekler. Kılıçdaroğlu bu evetleri duyunca kaçacak ya da kendini güldürmeye devam edecektir. Şimdi soruyorum Erzurum 16 Nisan'da referanduma hazır mı? Dadaşlar 16 Nisan'da gereğini yapacak mı, oyunu bozacak mı?” dedi.
“16 Nisan’da FETÖ hayır diyor, niye, çünkü çözülmeyi bekliyor”
Referandumda PKK'nın, Hollanda, Almanya ve diğer sözde gelişmiş ülkelerin hayır dediğini belirten Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“16 Nisan’da PKK hayır diyor. Niye, çünkü çürümeye yatırım yapıyor. 16 Nisan’da Perinçek ve yoldaşları hayır diyor. Niye, çünkü Türkiye’nin kuruluş felsefesi imha olsun emelindeler. Hollanda, Almanya ve diğer sözde gelişmiş ülkeler 16 Nisan’da hayırı destekliyor. Niye, çünkü iç kargaşa hakim, etnik ve mezhep çatışması yeşersin istiyorlar. CHP ise bunların önüne düşmüş, tezviratın mihmandarı olmuş, ille de hayır hezeyanıyla mekik dokuyor. Sayın Kılıçdaroğlu 16 Nisan anayasa referandumunu saptırmak, yarasız yere kurt düşürmek, çürük tahtaya çivi çakmak için çırpınıyor. Cambaz ipte, balık dipte, Kılıçdaroğlu ise hayırsızlığın dibinde bulunuyor. Nasıl ki alışmış kursak bulamacını isterse, CHP de milli bunalımı özlüyor, ülkenin buhranını ümit ediyor. CHP ve ittifak içinde olduğu hayır cephesi, ölü görse ağlamaz, düğün görse oynamaz, yani bu millete tümden yabancıdır.”
Yeni sistemde tek adam eleştirilerine de yanıt veren Bahçeli, “Tek adamdan bahsediyorlar. 16 Nisan’da evet çıkması durumunda tek adam sisteminin geleceğini uyduruyorlar. Sandıktan diktatör çıkacak diye korku yayıyorlar. Diktatör nedir, tek adam nasıl olacak diyoruz, kaçacak yer arıyorlar. Zira bilmiyorlar. Rejim değişecek diye tek ayaküstünde kırk yalan savuruyorlar. Sistem başka, rejim başka şeydir; değişecek olan yalnızca hükümet etme sistemidir diyoruz, bön bön bakıp gözleriyle fel fecir okuyorlar. Muhtarlıkların bile kapatılacağını söylüyorlar. Lokantalara bir kararnameyle kilit vurulacağını iddia ediyorlar. Gelin şunu bir anlatın, neye dayanıyorsunuz, niye boş konuşuyorsunuz diyoruz; anında Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganına sığınıp kazın yanmaması için durmadan çeviriyorlar. Anayasa’nın ilk dört maddesini Bahçeli’ye sorun diyorlar. Elbette bana soracaklar, ama verdiğim, verdiğimiz ödünsüz ve yeminli cevapları anlayabilecek ne yürekleri ne de zekâlarından en ufak iz görülmüyor. Doluya koyuyorlar almıyor, boşa koyuyorlar dolmuyor. Çünkü dağda bağları yok, çakaldan davaları yok. Fakat bizim vardır, bizim Türkiye’ye pusu kuran, Türk milletine ömür ve kefen biçen bütün alçaklardan sonuna kadar alacağımız vardır, Bozkurt’un da töresi ortadadır. Sayın Kılıçdaroğlu hayır diyor demesine de, neye, niçin, niye hayır dediği belirsizdir. Bu Kılıçdaroğlu değil mi ki 16 Nisan’dan sonra cumhurbaşkanı başka bir partinin, başbakan başka bir partinin genel başkanı olursa kavga o zaman çıkacak diyen. Zavallı, daha anayasa maddelerinde neyin yazdığını bilmiyor. Başbakanlığın kalktığını öğrenememiş. Aziz milletimizin karşısına çıkıp anayasa anlatıyor, ne var ki daha ne anlattığının sırrına erememiş. Bu kafanın hayırında hayır olur mu? Cevap veriyorum, kesinlikle olmaz. Bilmediğini bilmeyen, savunduğunu özümsememiş bir siyasetçinin sözüne güven duyulur mu? Elbette duyulmaz. CHP’nin 15 Temmuz’dan şikâyetçi olduğuna yakınlarda hiç şahitlik edilmedi. Allah için 15 Temmuz’da Özel Kuvvetlerde destan yazan kahraman şehidimiz Ömer Halisdemir’e ve de 248 şehidimize en küçük bir şükran ve minnet duygusu göstermiyorlar. Üstelik OHAL’dan rahatsızlar. Hatta OHAL’i darbe görüyorlar. Anlaşılan akılla, ahlakla aralarını kapanmamak üzere açmışlar. Sanki yüzlerinde alın derisi değil, davul derisi var. Ne söylesek nafile. Zannedersiniz başka gezegenden gelmişler, başka diyarlardan göçmüşler. PKK’nın peşine takılmışlar. FETÖ’nün kılıcını sallıyorlar. PYD-YPG’ye övgüler düzüyorlar. Avrupa’nın muhbiri gibi davranıyorlar. Türk milletinin tarihi hakkına sahip çıkması zorlarına gidiyor. Yol yakınken vazgeçelim demiyorlar. Yorgan gitmeden kavga bitsin diyemiyorlar. Bunlarda ne utanma var ne de milli uyanışın emaresi. Bunlarda ne akıl var ne de milli şuurun tortusu. Bunların rehberi yalan, ezber ve tezleri ahlaki talandır. İnanıyorum ki yürüyüşümüzün önüne taş koymak isteyenler 16 Nisan’da kaybedecektir. Ve Erzurum 16 Nisan’da bunlara tokadı vuracak, çuvala doldurup sandığa koyacaktır. Yerli, milli ve ahlaki bir uzlaşmayla; üstelik tamamıyla iç dinamiklerle temellenmiş sistem değişikliğini hazmedemeyenler dağılacaklardır” dedi.
“TBMM’nin denetim fonksiyonlarını temellendirip güçlendiriyoruz; niye gensoru yok diyorlar”
Milletvekili sayısının 550’den 600’a çıkarılmasına da değinen Bahçeli, “16 Nisan’da büyüyen, 59 milyon seçmene ulaşan Türkiye’nin milletvekili sayısı 550’den 600’a çıkacak diyoruz, doğacak maliyeti kim karşılayacak sözleriyle beyhude mazeret üretiyorlar. Zannederseniz seçmen sayısının 29 milyon olduğu 1994’de milletvekili sayısını 450’den 550’ye çıkaran CHP’nin ortağı olduğu koalisyon hükümeti değildir. Türkiye’de 143 bin kişiye bir milletvekili düşerken, AB’nin ortalaması 53 bindir. Bunu bilmiyor, idrak edemiyorlar. Milletvekili seçilme yaşını 25’ten 18’e indiriyoruz, gençliğe itiraz edip takoz koyuyorlar. Biz Türk gençliğine güveniyoruz. Her şeye layık olduklarına, her hakkın kendilerine helal olduğuna samimiyetle inanıyoruz. TBMM ve cumhurbaşkanı seçim süresini beş yılda bir ve aynı güne taşıyoruz, çarpıtıp kara çalıyorlar. Gazi Meclisin yetkilerini güçlendirip etkin hale getiriyoruz; yalan ve riyayla yetkilerin azaltıldığını, Meclisin tesirsiz hale getirildiğini zırvalıyorlar. Milletvekillerinin kanun teklifi verme haklarını daha genişletip yasama fonksiyonunu kuvvetlendiriyoruz, ama gelin görün ki bindikleri dalı kesiyorlar. TBMM’nin denetim fonksiyonlarını temellendirip güçlendiriyoruz; niye gensoru yok diyorlar. Olsa bile ne olacağına cevap veremiyorlar, değişen sistem yapısında ihtiyaç kalmadığını kesinlikle anlayamıyorlar. Cumhurbaşkanının görev yetkilerine yeni bir denge ve düzenleme getiriyoruz, fiili açmazı bitiriyoruz, yürütme ve yasama arasına kalın duvarlar örüyoruz; ancak sabote ediyorlar, aslı astarı olmayan açıklamalarla sulandırıyorlar. Kılıçdaroğlu ve hayırsız havarileri cumhurbaşkanı hükümet etme sistemini karalayıp Türkiye’nin sistemsel reformunu hazmedemiyor, kabullenemiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, 16 Nisan’da yıldırım yemişe dönecekler. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme getirdikleri iftiralarını Erzurum elinin tersiyle itecek, itmekle kalmayıp başlarını öne eğecektir” diye konuştu.
Yeni sistemle ilk defa cumhurbaşkanına cezai sorumluluk geldiğini söyleyen Bahçeli, “Bunun neresi yanlıştır, bu düzenlemeden aklı başında kim ürkecektir? Soruyorum, dadaşlar bunu destekliyor mu? Cumhurbaşkanı TBMM’yi feshedecekmiş, koca ve kuyruklu bir yalandır. Yaptığımız düzenlemeyle hem TBMM hem cumhurbaşkanı seçimleri karşılıklı olarak yenilebilecektir. Çift taraflı bir giyotin sistemi inşa edilecektir. Bu yeni durum, yasama ve yürütmenin kalıcı bir uzlaşma ve anlaşma şuuruyla ülkenin kaderine yön vermesi demektir. Çatışma olmayacak veya en aza çekilecektir. Kavga edilmeyecek, edilse bile rejim ve sistem krizine dönüşmeyecektir. Dadaşlar, buna tamam diyor musunuz? Cumhurbaşkanının bir partiye üye olmasının ise hiçbir sakıncası yoktur. Kaldı ki, resmen değilse bile şeklen ve manen hangi cumhurbaşkanı bugüne kadar partisiz ve herhangi bir ideolojik görüşe aidiyetle hareket etmemiştir? Kılıçdaroğlu, biraz tarih sayfalarını karıştırmışsa asıl bu soruya cevap vermelidir. Ayrıca sıkıyönetim uygulamasını tamamen kaldırıyoruz. OHAL yetkisini ise yürütmenin başı olan cumhurbaşkanının tasarrufuna bırakıyoruz. Düne kadar bu kararı Bakanlar Kurulu alıyordu, şimdi ise cumhurbaşkanı alacaktır. Bunun neresi hatalıdır? Yine düne kadar Bakanlar Kurulu kararname çıkartırken, şimdi cumhurbaşkanı bu görevi üstlenecektir. Fakat kararnameler kanunlara aykırı olamayacak, kanunların düzenleme yaptığı alanlarda kararname yayınlanamayacaktır. Dadaşlar siz söyleyiniz, bunu destekleyecek misiniz? Yeni adıyla Hakimler Savcılar Kurulunun sayısını 22’den 13’e indiriyoruz. TBMM, bu kurula 7 üye seçerek milli iradeyi adalete yansıtacaktır. Cumhurbaşkanının mevcut halde seçtiği üye sayısı yeni düzenlemede de aynen korunacaktır. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olup hükümet kurduğundan bütçe ve kesin hesap kanununu hazırlama hakkına da sahip olacaktır. Bunun neresi mahzurludur? CHP boşuna uğraşmasın, boş yere heveslenip çamur siyasete saplanmasın. PKK-FETÖ-DHKP-C, PYD-YPG, batıl ve hain odaklar engel olmaya çalışsalar da 16 Nisan’da milli beka için evet mührünü vuracağız” şeklinde konuştu.
Devlet Bahçeli, “Anayasanın ilk dört maddesi üzerinde kim ya da kimlerin art niyetli planı varsa önce bizi aşmak, bizi çiğnemek durumundadır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi hak ve hukukuna can pahasına sahip çıkacaktır. Türkiye Devleti bir cumhuriyet olup, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak ve tek dil ülküsüdür” dedi.