Erzurumlu araştırmacı-yazar Feridun Andaç dernek binasında yapılan sohbet toplantısında; şehir-edebiyat, yerel-evrensel ekseninde bir konuşma yaptı.
Türkiye’den ve gezdiği ülkelerden örnekler vererek Erzurum gibi şehirlerin kültür miraslarına sahip çıkamadığını; hatta yok oluşunu göremediğini dile getiren Andaç, yerel yazarların, sıkışıp kaldıkları alanların dışına çıkmaları gerektiğini söyledi.
“Dilini de biz üretiriz diyorlar. Küresel kapitalizm öyle bir hale geldi ki sizin dilinizde size açıklayıcı bilgi vermez ama vitrinleri yıkacak kadar teslim olursunuz. Yerel-bölgesel edebiyatını kuramayan bir toplum evrensel edebiyatını zaten kuramaz.
Kendi yaşadığım coğrafyanın hamasete dayanan edebiyatına sarılıp tarihten gelen kültürünü ele almıyorsunuz. Bugünün yazan adamının, şair olsun, hikâyeci olsun, romancı olsun yerel edebiyatı kurma çabası olmalı. Tanıdığınız birçok önemli yazar yaşadıkları bölgenin tarihini, kültürünü ele almışlardır.
Yazarın yaşadığı çağdan haberi olması lazım. Gerçeklikten haberi olmalı. Mesela Erzurum’u yazmak için buradan gitmek mi lazım? Sorular sormalı yazar kendine. Tarihçilerin hesaplaşması gereken konuları onlara bırakmak lazım. Bu toprağın, bu dilin yazarıyım ben. Yazarın bir yurdu vardır o da dilidir.
Türkiye’den giden birçok tanıdığım yazar gittiği yerin değil kendi dili ile yazıyor. Nereye giderseniz gidin, kendi insanınızda, kendi kültürünüzden kopamıyorsunuz.
Erzurum’dan söz edecek olursak; kültürel anlamda, çağdaş edebiyat anlamında üretmeyen bir kent. Hâlâ büyük bir kasabadır Erzurum. Sosyo-ekonomik dokusuna baktığınızda benim çocukluğumdaki Erzurum bugün aynı durumda.”
Konuşmadan sonra katılımcıların sorularını cevaplandıran Andaç, Erzurum ile ilgili 2 kitap çalışması olduğu söyledi.
TYB Erzurum Şube Başkanı M.Hanefi İspirli Andaç’a konuşmasından dolayı teşekkür ederek Oltu Taşı teşbih ile yazarların kitaplarından hediye etti.