Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) 1990’da dağılmasının ardından devlet ateizminin dayatıldığı Orta Asya’nın yüreğindeki Kırgızistan’da gençler islami kimliklerini korumak ve geliştirmek için Kur’an-ı Kerim öğrenmeye başladı. Kırgızistan’da erkek hafızların olduğunu ancak bayan hafızların yok denecek kadar az olduğunu öğrenen 20-23 yaş grubundaki 15’i kız, 25 Kırgız iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları, Diyanet İşleri Başkanlıkları arasında imzalanan protokol kapsamında önceki yıl Tanrı dağlarının eteklerinden Erzurum’a Kur’an-ı Kerim öğrenmeye geldi. Kur’an-ı Kerim’le gerçek anlamda Erzurum’da tanışan 5 Kırgız bayan, hafızlık eğitimlerini de tamamlamak üzere 2 yıllığına Erzurum’da kalmaya karar verdi.
ERZURUM’A GELİŞLERİ
Karlı ve soğuk bir Aralık akşamı uçaktan Erzurum’a inen 25 Kırgız, Kur’an’ı Kerim’i öğrenmek üzere 6 aylığına Anadolu’nun dualı şehri Erzurum’a gelmişti. Kur’an-ı Kerimi öğrenmek, dini temel bilgiler almak üzere dadaşlar diyarına gelen grup arasında bulunan erkekler eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkelerine geri döndüler. Ülkelerindeki üniversite eğitimlerini dondurup Türkiye’ye Kur’an öğrenmek için gelen 15 kız öğrenci, tecvitle Kur’an-ı Kerim okumayı öğrendikten sonra ülkelerine dönmek yerine 2 yıllık bir eğitimle hafize olmak için Erzurum’da kaldı. Ata, ve Ece yani anne ve baba hasretini bağırlarına basıp Kur’an sevdasıyla yüreklerine baharı getirdiler. Erzurum kışında badem ağacı misali çiçek açan Kırgız kızlar 9 ila 13 ay arasında büyük bir başarı göstererek Kur’an-ı hıfz etti. Bunu kendilerine yeterli bulmayan Burmakan Abdılaki, Gülnara Omurova, Yunan mitolojisinden ismini alan Aida İsmailova ile Ferida Kalıbeyava hafızlıklarına güçlendirmek için Haziran ayına kadar Erzurum’da kalacaklar.
“ERZURUM’DA YENİDEN DOĞDUK.”
Yemek kültüründen, yaşam biçimine kadar kendilerine farklı gelen Erzurum’da hafizeler, en çok soğuk suyla abdest almaya zorlanmış. Ülkelerinde severek tükettikleri at etinin mekruh olduğunu öğrendikten sonra bu damak tadından vazgeçen Kırgız hafizeler, sığır ve koyun etinin tadına yeni yeni alışmaya başlamış. Kur’an-ı Kerim’in ayetlerin okudukça gurbetliklerini unuttuklarını belirten misafir hafizeler, Hazreti Peygamber (sav)in hayatını, hadislerini öğrendikçe selat-ü selam getirdikçe sevinçlerini artıyorlar. “Erzurum’da yeniden doğduk.” Diyorlar.
ERZURUM’A ÖVGÜ
Kırgız hafızlar Erzurum’u çok beğenmiş. En çok da şehirde çok sayıda caminin bulunması. Ezanın gür bir nida ile okunması ve sela verilmesini sevmişler. Bir de cami cemaatinin çokluğu. Komünizmin sert ikliminde yetişen belli bir yaşın üstündeki neslin dinden ve camilerden uzak durmasına karşın yeni nesillerin camileri doldurduğunu ifade eden Kırgız hafızlar Erzurum’da ise cami cemaatini yaşlıların oluşturduğuna ve gençlerin az oluşuna şaşırmışlar.
21 yaşındaki Gülnara Omurova Ailesinin dini duygularının oldukça zayıf olduğunu belirterek, inşat mühendisi olan babası ile aşçılık yapan annesinin Kur’an-ı kerimi öğrenmek için Türkiye’ye gelmesine ilk başlarda karşı çıktıklarını söylüyor. Omurova, Kur’an bereketiyle tanıştığını ve hafizelik yapmak için ülkesine ve memleketi Issık Göl’e gittiğinde babası, annesi ve 5 kız kardeşine Kur’an-ı Kerimi ve Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber’in(SAV) hayatını anlatacağını söylüyor. Diğer arkadaşları gibi ülkesine döndüğünde Kur’an kursu açıp çevresindekilere Kur’an-ı Kerimi ön güzel şekilde öğreteceğine anlatan Omurova,”Ülkemde Müslümanların oranı yüzde 80. Ancak gerçek anlamda islamiyeti bilen çok az. Ülkemizde hafızlar var ancak hafizeler yok denecek kadar az. Bu nedenle üniversite eğitimimi dondurup Erzurum’a Kur’an-ı Kerimi öğrenmeye geldim. Kur’an_ı 9 ayda ezberledim. Şükürler olsun. Erzurum’da dinimizi ve Allah’ın kelamını öğrendik” dedi
BİŞKEK’TEN ERSZURUM’A
24 yaşındaki Aida İsmailova Başkent Bişkek’te genel cerrah bir baba ile hemşire bir annenin iki çocuğundan biri. Babasının ve annesinin duası ile yola çıkan İsmailova’nın hayali Kırgızistan’da hafizeler yetiştirmek. Diğer arkadaşları 2 yıllık süre içerisinde hiç ülkelerine gidememişken İsmailova geçen ramazanda 30 günlüğüne ailesine ziyaret için ülkesine gitmiş. Ancak kendisini yabancı gibi hissetmiş ve Erzurum’daki arkadaşlarını, hocalarını özlemiş Bir de soğuk suyunu Erzurum’un. Davetli olduğu akraba ziyaretlerin de ise önüne konulan at etine elini sürmemiş. Erzurum’da aldıkları Kur’an eğitiminin yanı sıra hocalarının davranışlarını da kendilerine model aldıklarına vurgu yapan Aida İsmailova,”Erzurum’da manevi olarak yeniden doğduk. Yağmur sonrası kurak bozkır gibi yeniden yeşerdik.” dedi
KURANLA YENİLENDİK
Duru bakışlarını Talas’tan Erzurum’a getiren lise mezunu Ferida Kalıbeyava’da “Kur’an dinlemek okumak sözcüklerle anlatılacak bir şey değil. Kutlu bir iklim, bir mevsim, bir bahar” diyor. Kur’an-ı öğrenmek için geldiğini ancak hocalarının yönlendirmesiyle hafize olmaya karar verdiğine değinen Kalıbeyava,”İlk önceleri sureleri ezberlerken çok zorlandım. Ancak Allah’ın lütfu ve keremiyle 14 ayda Kur’an’ı kerimi ezberledim.”diye konuştu
Lise mezunu Oş şehrinden gelen 22 yaşındaki Burmakan Abdılaki, otomobil alım satımı yapan bir ailenin 4’ kızından birisi. 2 yıldır Erzurum’da. Ailesiyle telefonla, internet üzerinden görüşüyor. Abdılaki, “Kur’an sevgisi, ata (baba), ece (ana) ve yurt sevgisinden üstün geliyor. Kur’an-ı okurken, hıfzederken gözümün önüne ailem geliyor. Sonra onları bir hayal dünyasının farklı renkleri gibi farzedip, gerçek bir dünyanın yani Kur’an-ın kapılarını açıyorum. Onunla yüreğimi, beynimi ve hasretliklerini dindiriyorum.” Diyor.
Abdılaki 3 arkadaşı gibi ülkesine döndüğünde Kur’an’ın hadimlerini yetiştirmek ve islamı en güzel şekilde yaşayıp, model olmak istiyor.