ERZURUM
Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Yusuf Taşdemir, “Irkçı emperyalizm küresel sömürü imparatorluğunu perçinlemek için Fas’tan Endonezya’ya tüm İslam ülkelerini tam denetim altına almaya çalışmakta, öte yandan da yeryüzünün her köşesinde Müslümanlara yönelik baskı ve şiddet olayları devam etmektedir.”dedi. Bazı ülkelerde Müslümanlara karşı uygulanan şiddet ve katliamlara işaret eden Anadolu Gençlik Derneği Erzurum Şube Başkanı Taşdemir yaptığı yazılı açıklamayla işlenen vahşete dikkat çekti.
MYANMAR
Myanmar Hükümetinin Arakanlı Müslümanlara yönelik tüyler ürpertici katliamının tüm dünyanın gözü önünde sürdüğünü belirten Taşdemir, “ Arakan’da Müslümanlara ait ibadethane, okul ve evler içinde insanlar varken kundaklanılmakta ve yakılmaktadır. En son Yangon şehrinde Müslümanlara ait bir okul yakılarak 13 çocuk şehit edilmiştir. Geçtiğimiz dönemde vahşet doruk noktasına ulaşınca artan tepkiler üzerine Myanmar Hükümeti ile diplomatik temas sağlanmış, konunun üzerine gidiliyor gibi yapılmış ve bir müddet Arakan katliamı unutturulmaya çalışılmıştır. Ancak sosyal medyaya vahşet görüntüleri düşmeye devam etmektedir. İnsani yardım kuruluşları ve Arakanlı Müslümanların temsilcileri de bu görüntüleri doğrulamaktadırlar. Öte yandan 110 binden fazla Arakanlı Müslüman çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş durumdalar. Muson yağmurların yaklaştığı bir dönemde bu kadar insanın güvenli bir barınma imkanından mahrum oluşu da endişe vericidir. Yakılarak öldürülmekten kaçan insanlar şimdi boğularak ölme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Çünkü bölgede yağışlarla birlikte şiddetli seller ve taşkınlar yaşanmaktadır. Diğer taraftan Bangladeş’in Arakanlı Müslüman mültecileri kabul etmemesi ayrı bir insanlık suçudur. Bu ülkenin yöneticilerinin takındıkları tavır evrensel insanlık değerleri ile bağdaşmamaktadır. Zaten sadece inançlarından dolayı Cemaati İslami’nin 91 yaşındaki lideri Gulam Azam’ın ve arkadaşlarının idamla yargılanması, süreci protesto eden halka karşı öldürmeyle sonuçlanan şiddet uygulaması da Bangladeş yönetiminin nasıl bir zihniyete sahip olduğu göstermektedir. “dedi.
BANGALDEŞ’TE YAŞANANLAR
Bangaldeş’te Müslüman Bilim adamlarının tutuklandığını belirten Taşdemir şunları kaydetti, “ Bangladeş Müslümanlarının öncü isimleri ve Müslüman birçok bilim adamı Bangladeş’te halan tutuklu bulunmaktadır. Arakan ve Bangladeş’te Müslümanların eş zamanlı olarak baskı ve zulümlere maruz kalması elbette küresel sistemin efendilerinin bilgisi dahilinde ve gözleri önünde olmaktadır.
Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya sözde demokrasi ve insan hakları getirmek için askeri müdahale yapan ama netice itibariyle bu ülkeleri yağmalamak için işgal eden Batı’nın Arakan’da ve Bangladeş’te yaşanan gelişmeler karşısında sessiz kalması bizi şaşırtmamaktadır. Yeraltı zenginliklerini yağmalamak için Mali’yi işgal eden Fransa yine bu ülkede terörist faaliyetlerine devam etmektedir.”
GAZZE DRAMI
Gazze’de işlenen insanlık dramını dile getiren Taşdemir, “Sözde Türkiye’den özür dileyen İsrail Gazze halkına karşı tutumunu daha da sertleştirmiştir. Akdeniz’de Gazeli balıkçılara altı mil olan avlanma bölgesi sınırını üç mile indirmiştir. Öte yandan Gazze’yi aklına estiğinde bombalamaya devam etmektedir.Suriye göz göre göre bir iç savaşa sürüklenmiş, bu ülkedeki çatışmaların son bulması için de tek bir adıma atılmamıştır. Netice itibarıyla çatışmadan, kargaşadan, terörden beslenen bir küresel sistem vardır. Irkçı emperyalizmin kafa yapısı budur. Gerektiğinde etnik ayrımcılığı, gerektiğinde mezhep faktörünü, gerektiğinde inanç farklılığını gündeme getirerek bu bölgelere fitne tohumları ekerek kanlı yeryüzündeki kanlı iktidarlarını güçlendirme gayretindedir.” dedi.
ÜMMETİN SAHİPSİZLİĞİ
Taşdemir açıklamasının son bölümünde şu görüşlere yer verdi, “Gerek Arakan’da ve Bangladeş’de yaşananlar, gerekse de Suriye ve Mali’de yaşananlar ümmetin sahipsizliğinin bir göstergesidir.İki milyara yakın Müslüman nüfusun gerektiği gibi organize olamaması bu zulümlerin bu coğrafyalarda yaşanmasının temel sebebidir. Bu zulümlerin her biri uluslar arası tüm İslami platformlarda gündeme getirilmelidir. Myanmar ve Bangladeş hükümetlerine her türlü platformda gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Etnik ve mezhepsel farklılıklar körüklenerek oluşturulan çatışma ortamlarında ise taraflar sağduyuya çağrılmalıdır. Müslüman ülkelere NATO ve benzeri yabancı müdahalelere müsaade edilmemelidir. Müslümanların oluşturduğu tüm sivil toplum kuruluşları Müslüman ülkelerin hükümetlerini bu meselelerde daha duyarlı olmaya çağırmalıdır.
Her ülkeden ve inançtan erdemli insanlara yaşanan bu katliamlar, işgaller ve yağmalar doğru bir şekilde anlatılmalıdır. Yaşama hakkı, mülkiyet hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, ailenin ve neslin korunması hakkı, akıl sağlığının korunması hakkı her insanın temel hakkıdır ve bu hakların korunması hususunda ivedi bir biçimde önlemler alınmalıdır. Emperyalist ülkelerin ve İsrail’in İslam coğrafyası üzerindeki tasallutuna karşı direnç geliştirmenin en etkili yolunun hakkı üstün tutan İslam Birliği’nin kurulması olduğu unutulmamalıdır.”