Kurban Bayramına sayılı günler kala kurban pazarları hareketlenmeye başlarken, Türkiye’nin dört bir yanından İstanbul'a gelen besiciler, gözü gibi baktıkları hayvanları ile birlikte uyuyor, aynı çadırda yemek pişiriyor ve 24 saat başlarında nöbet tutuyor.
Türkiye’nin en batısı Edirne ile en doğusu Van başta olmak üzere Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelen besiciler İstanbul’daki kurban pazarlarında bir araya geliyor. Günün 24 saatini hayvanlarıyla geçiren besiciler, kurbanlıklar ile iç içe uyuyor, aynı çadırda yemek yiyor hatta saçlarını bile çadırda yıkıyorlar. Gündüzleri müşteriler ile ilgilenen besiciler akşam olunca hayvanların başında nöbet tutuyor. Birçoğu yemeğini bile hayvanlarının kaldığı çadırda pişirip orada yiyor. Gece olduğunda ise kurbanlıklarını hırsızlardan korumak için uyumayan besiciler, hayvanlarının başında nöbet tutuyor.
ÇOCUKLAR, BABALARIYLA KURBAN NÖBETİNDE
Babalarıyla memleketlerinden İstanbul’a gelen çocuklar, yaşıtları bayramda gezip oynarken onlar besicilik yapıyor. Her ne kadar alıştıklarını söyleseler de Kurban Bayramında harçlıklarını çıkartmak için çalışan çocuklar büyükleri tarafından takdir topluyor.Bazı çocukların minik bedenleri yorgun düşüp saman balyaları üzerinde uyumasına neden oluyor.Çadırda uyuyup, yemeklerini yiyen besicilerden bazıları da saçlarını çadırın önünde yıkıyor. Akşam olduğunda semaverler yakılıp başına toplanılıyor, çaylar yudumlanırken gözlerini bir an olsun hayvanlarından ayırmıyorlar. Bazı besiciler ise çok tedirgin olduğunu arkadaşlarının çadırından bir hayvanın çalındığını ifade ederek, kurban nöbetini bırakmıyorlar.
Kurban pazarının havadan çekilen görüntüsü ise adeta bir çadır kenti andırıyor.
“4 GÜNDÜR BURADAYIM 2 SAAT UYKU İLE DURUYORUM”
Tokat’tan İstanbul’a hayvanlarını satmak için gelen,çocukluğundan beridir birçok zorluk içerisinde besicilik yaptığını ifade eden Murat Kılıç, “4 gündür buradayım 2 saat uyku ile duruyorum. Hayvanlarımıza burada gözümüz gibi bakıyoruz. Burada hayvancılık zor oluyor ama gönül katlanıyor. Hayvancılık olmaz ise biz de ekmeğimizi kazanamayız geçinemeyiz” şeklinde konuştu.
“NÖBET TUTMAZSAK HIRSIZLARLA BAŞ EDEMEYİZ”
Çocukluğunda besicilik yapmaya başladığını ifade eden Mustafa Uyanık, “Belediyeler sağ olsun her türlü hizmet yapıyor. Hayvanlarımızın başında nöbet tutmazsak hırsızlarla baş edemeyiz. Yemeğimizi bile hayvanlarımız ile birlikte yiyoruz desek daha doğru olur. 24 saat aynı ortamı paylaşıyoruz yeri geliyor çadırın içinde yemek yiyoruz. Yıllardır çocukluktan beridir yaptığımız iş bu, bu saatten sonra yapabileceğimiz başka bir sanatımız da yok. Tek sanatımız hayvancılık” dedi.
“ALIŞTIM BENİM İÇİN BİR ZORLUĞU YOK”
Babası ile birlikte hayvanlarını satma için Erzurum’dan İstanbul’a gelen, 13 yaşında besicilik yapan Eyüphan Uyanık, “Biz babam ile birlikte İstanbul’a hayvanlarımızı getirdik onları buradaki pazarda satıyoruz. Benim için burada çalışmak zor olmuyor, alışmışız. Burada bütün gün hayvanlarımız ile ilgileniyoruz ve onların satışlarını yapıyoruz.Alıştım benim için bir zorluğu yok” ifadelerini kullandı.
“HIRSIZLAR VAR, AKŞAMLARI UYUYAMIYORUZ”
Ağrı’dan İstanbul’a gelerek hayvanlarını satan besici Bülent Taşdemir, “ Gece gündüz hayvanlarımız ile beraberiz, yemeklerimizi bile yan yana yiyoruz. Hırsızlar var, akşamları uyuyamıyoruz. Arkadaşın bir tane danasını çalmışlar tedirginiz. Ne yapalım bilmiyorum ki, sabaha kadar da uyumuyoruz. Gündüzleri de müşteriler ile uğraşmakla geçiyor. Çadırlar da 3, 4 tane satılmayan hayvan kaldı kurban alacak vatandaşlar son günü beklemesinler” diye konuştu.