Başbakan Binali Yıldırım, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisinde düzenlenen Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 9. Toplantısında,Türkiye'nin yatırım, ticaret ve finans sektöründe çok daha önemli konuma geleceğini anlattı.
Özellikle İstanbul Finans Merkeziyle ilgili adımları attıklarını, merkezin inşaatı ve kurulması için kapsamlı bir altyapı çalışmasının hızla devam ettiğini aktaran Yıldırım, yaklaşık 7 milyar dolarlık bir yatırımla bölgesel daha sonra küresel anlamda önemli bir finans merkezi oluşturmayı planladıklarını dile getirdi.
Yıldırım, merkez tamamlandığında günlük 80 bin insanın gelip gideceği bir yer haline geleceğini kaydederek, geçtiğimiz günlerde temelini attıkları finans merkezinin 2020 yılına kadar tamamlanmış olacağını söyledi.
Yatırım Dayanışma Konseyini uluslararası iş dünyasının görüş ve önerilerini almak için 2004 yılında başlattıklarını, daha önce yapılan 8 toplantıyla ilgili de her yıl değerlendirme ve izleme mekanizması koyduklarını ifade eden Yıldırım, raporlama yapılarak bir sonraki toplantıda, bir önceki toplantının sonuçları, oradan öğrenilen derslerin gözden geçirildiğini, sonrası için ne yapılması gerektiğine karar verildiğini belirtti.
Şimdiye kadar 20 ülkeden 1,5 milyon insana iş sağlayan, 66 civarında küresel firmanın temsilcisinin toplantılara gelerek görüş ve önerilerini paylaştığını anımsatan Başbakan Yıldırım, toplantılarda dile getirilen konuların şeffaf, rekabetçi ve öngörülebilir bir yatırım ortamını tesisinde kendileri için yol gösterici olduğunu bildirdi.
"Sizlerin görüşleri, katkıları, önerileri bundan sonra ekonomi dünyamız, iş alemimiz, yeni yapısal dönüşümler, alacağımız kararlar için de önemli bir zemin oluşturacaktır." diyen Yıldırım, Türkiye'nin son 14 yılda çok önemli işler başardığını söyledi.
Türkiye'nin yapısal dönüşüm reformları gerçekleştirdiğini, demokratikleşme yolunda çok ciddi adımlar attığını, bunlarla beraber kalkınma ve ekonomik büyüme alanında da kayda değer iş yaptıklarını dile getiren Yıldırım, "Eğer 2002 AK Parti hükümetinin ilk defa göreve geldiği yıllardaki Türkiye'nin ekonomik görünümüyle bugünkü görünümünü kıyaslarsanız yapılanların neler olduğunu kolayca göreceksiniz. Ben rakamlara, oranlara, göstergelere girip, burada tereciye tere satacak değilim. Siz Türkiye'nin rakamlarını da biliyorsunuz, dünyanın rakamlarını da biliyorsunuz ve kimin küresel krizde hangi performansı gösterdiğini de biliyorsunuz." diye konuştu.
Dünya ekonomisinin 2008'den itibaren büyük bir küresel krizle karşı karşıya kaldığını anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu küresel krizin sorumlusu gelişmiş ülkelerdir, gelişmekte olan ülkeler değil. Gelişmiş ülkelerdeki yanlış yatırımlar, fiktif kazanç iştahı böyle bir küresel krizi ortaya çıkardı ve bundan sonra da ne oldu? Küresel anlamda güven bozuldu. Ülkelerin birbirlerine güvenleri azaldı, finansal piyasalar daha tedbirli hareket etmeye başladı. Böyle olunca da küresel ticaretin finansmanı zorlaştı. Küresel ticaretin finansmanı zorlaşınca, küresel büyüme azalmaya başladı. Yani bir anlamda dünya ekonomisi büyüme yerine daralma yoluna gitti. İşte bu birçok ülke için büyük bir felaket, bazı ülkeler içinde fırsat anlamına geldi. Türkiye olarak biz 2009'da başlayan ve hala devam etmekte olan küresel krizde ortaya koyduğumuz kararlı politikalar ve küresel krizin ilacının yatırım istihdam üretim olması gerektiği gerçeğinden hareketle 2009 dışında, 27 çeyrek boyunca büyümemizi sürdürdük. Hele hele şartların en kötümser olduğu 2015 yılında Çin ve Hindistan'ı çıktıktan sonra küresel büyüme 2. 1,8 ortalama. Türkiye yüzde 4 bir büyümeyi yakalamak suretiyle yine de durumu, yılı nispeten daha iyi kapatan ülkeler arısında yerini aldı."
Yıldırım, yüzde 3'ün altındaki büyümelerin ülkede ilave istihdam yaratmayacağını, ekonomide ciddi sıçrama gerçekleştirmeyeceğini vurgulayarak, büyüme oranının belirli bir barajın üzerinde olması gerektiğini vurguladı.
Binali Yıldırım, "O yüzden bizim gelecek yıllar için özellikle Orta Vadeli Planda yüzde 5'in üzerinde büyümeyi tutturmak için ekonomik kurgumuzu, düzenlemelerimizi buna göre yapıyoruz. Bunu yaparken de mali disiplinden vazgeçecek değiliz. Bir tarafı yaparken bir tarafı yıkarak yol almamız mümkün değil. Hem mali disiplinimizi koruyacağız hem de büyümemizi belirli bir düzeyin üzerinde tutmaya çalışacağız. Bunu nasıl yapacağız? Uzun vadeli üretime, istihdama ve nihayet ihracata yönelik tedbirlerle yapacağız." dedi.
Başbakan Yıldırım, küresel yatırımcıların Türkiye'de hem yeni iş kurma hem de mevcut işlerinin uzun vadede geliştirilmesine yönelik beklentilerinin karşılanacağını vurguladı.
Yatırımcı için en büyük beklenti olan güvenin devam etmesinin, uzun vadede yeni proje ve planların hayata geçmesi anlamına geldiğine işaret eden Yıldırım, yatırımcılara, "Güven noktasında Türkiye'de zerre kadar tereddütünüz olmasın. Türkiye, dünyanın birçok ülkesinden her bakımdan daha güvenli bir ülkedir, hem güçlü siyasi iktidar, siyasi istikrar hem de sürekli kendini yenileyen, bu anlamda yapısal reformlarını hız kesmeden devam ettiren, gerek küresel yatırımcıya gerekse yerel yatırımcıya, beklentilerini karşılayan bir yönetim anlayışıyla sürdürülebilir istikrar ve güveni temin eden bir yönetim iş başında." diye seslendi.
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimine değindiği konuşmasında, şunları söyledi:
"3,5 ay önce büyük bir olay yaşadık. 15 Temmuz. 15 Temmuz'da Türkiye bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Şaka gibi belki size ama silahlı bir darbe teşebbüsünü, silahsız bir güçle alt eden bir Türkiye'den bahsediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesini, bayrağını, geleceğini seven vatandaşlarımız, silahlı darbecilere karşı göğsünü siper ederek, darbe yapmak isteyenlere darbe vurdu ve Türkiye'nin demokrasisini yok etmek isteyenlere hak ettikleri cevabı verdi. Aslında Türk milleti, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, onun kararlı tutumuyla ve demokratik yollarla seçilmiş hükümetimizin kararlılığıyla ve milletimizin topyekun bir olarak, beraber olarak meydanları doldurmasıyla bu büyük tehlikeyi, alçakça darbe girişimini bertaraf etmiş ve ülkeyi karartmak isteyenlere hak ettikleri dersi vermiştir. O gün sadece darbe bastırılmadı. O gün aynı zamanda Türk milleti ekonomiyi de teminat altına aldı. Türk ekonomisinin darbe sonrası görünümü, herhangi bir olayla küresel veya bölgesel olaylardaki görünümü arasında hiç fark olmadı. Göstergelerdeki değişimler çok sınırlı kaldı ve Merkez Bankası bile piyasalara müdahale etme ihtiyacı duymadı."
Hafta sonundan hafta başına geçerken ekonomik hayatın normale döndüğünü ve bütün bankacılık işlemleri, finansal işlemlerin rahat rahat yapılmaya devam ettiğini anlatan Yıldırım, bütün kamu kurumlarının da darbe girişiminden sonra "tıkır tıkır" işlerini görmeye devam ettiğini söyledi. Yıldırım, "Ekonomimiz gücünü korudu, hiçbir sarsıntı yaşamadık. Bütün dünya, Türkiye'de ekonominin de demokrasimiz gibi sağlam temellere oturduğunu bu darbe vesilesiyle bir kez daha görmüş oldu." dedi.
Yıldırım, darbe girişimi karşında kararlı bir duruş sergileyen iş dünyası temsilcilerine, sivil toplum kuruluşlarına şükranlarını sundu.
BURADA KADER BİRLİĞİ YAPMIŞIZ
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin yanı başındaki ülkelerde yıllardır toplumsal acılar yaşandığına değinerek, bölgesel ve küresel sorunların siyasilerin ve iş dünyasının ortak akıl etrafında bir araya gelerek çözüleceğine inandığını ifade etti.
Yönetim olarak görevlerinin iş adamların işlerini kolaylaştırmak, iş yapma iştahlarını ve kararlılıklarını artırmak olduğunu belirten Yıldırım, iş adamlarına şöyle seslendi:
"İşi siz yapacaksınız, yatırımı siz yapacaksınız, üretimi siz yapacaksınız, ürettiğiniz malı bütün dünyada siz pazarlayacaksınız, parayı siz kazanacaksınız. Ama birçok insana da hayatını idame ettirecek istihdam sağlayacaksınız. Bütün bunları siz yaparken, bize düşen görev sizin önünüzü açmak, derdinize çözüm üretmek, engelleri kaldırmak. Onun için özellikle sizden şunu istiyorum; Burada her şeyi açık açık söyleyin, siyaset yapmayın. 'Söylersek şikayet anlamına gelir, alınırlar, bundan sonra işlerimiz daha da zora girer.' diye düşünmeyin. Asıl gerçekleri bizden saklarsanız o zaman üzülürüz. Burada kader birliği yapmışız. Bu ülkeye yıllardan beri emek vermişsiniz, gayret göstermişsiniz, yatırım yapmışsınız. Sizler, yerli yatırımcılar kim olursa olsun, taş üstüne taş koyan, bu ülkenin kalkınmasına katkı sağlayan, istihdam oluşturan, ekonomimizin, ekmeğimizin büyümesine katkı sağlayan herkesin başımız üzerinde yeri vardır. Türkiye'de yatırım yapan hiç kimseye yabancı gözüyle bakmayız, bunu bilin. Yabancı mefhumu, Türkiye'deki yatırım yapanlar için geçersizdir. Bu ülkeye yatırım yapan, bu ülkenin girişimcisidir, bu ülkenin firmasıdır ve bu ülke için çalışıyor, bu ülke için üretiyor. Bunun bilincinde olarak hiçbir kısıtlama getirmeden, hiçbir ayrım yapmadan bütün sağladığımız imkanlardan sizler de aynı şekilde yararlanacaksınız."
2017 BİZİM İÇİN YATIRIM HAMLE YILI OALCAK
Binali Yıldırım, toplantının ana amaçlarını "geçen bir yılın muhasebesini yapmak", "yatırımcılardan gelecek müjdeli haberleri dinlemek" ve "kendilerine düşen görevi dinlemek" şeklinde sıralayarak, "Daha elverişli bir yatırım ortamı oluşturmak ve ülkemizi küresel yatırımcı için daha fazla cazibe merkezi haline getirmek için neler yapabileceğimizi duyacağımız önerilerle, taleplerle gözden geçireceğiz." dedi.
Haziran ayından bu yana geçen 4-5 aylık sürede ekonomiyi, yatırımcıları ilgilendiren yasal düzenlemeler yapıldığını, idari tedbirler alındığını hatırlatan Yıldırım, toplantıda bu konuların detaylı olarak ele alınacağını, toplantının ardından sonuç bildirisinin yayımlanacağını dile getirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, "Burada tek taraflı bir alışveriş yok. Kazan-kazan esasına göre... Siz, 'Şu yatırım yapacağım, bu istihdamı sağlayacağım, ekonomiye bu katkısı sağlayacağım.' diyeceksiniz. Biz de size bunları yapabilmeniz için ihtiyacınız olan destekleri vereceğiz. Bu destekler, önünüzdeki engellerin kaldırılması şeklinde olur, başka finansal anlamda destekler olabilir. Bütün bunları teferruatıyla konuşacağız. Ama biliniz ki, 2017 bizim için yatırım hamle yılı olacaktır. Yatırım hamle yılında da tabii yeni yeni desteklerimiz var, sizin iştahınızı artıracak, çok önemli kararlarımız var. Bu kararları da bu toplantıda paylaşacağız." diye konuştu.
Yatırım Danışma Kurulu Toplantısı öncesinde Başbakan Yıldırm ve YDK üyeleri aile fotoğrafı çektirdi.