Milli Savunma Bakanlığı, son bir ayda yurt içi ve sınır ötesinde 6’sı büyük, 16’sı orta çaplı olmak üzere toplam 22 operasyon icra edildiğini belirterek, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar toplam 18 bin 455, bu yılın başından itibaren ise bin 865 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği'nde görevli Hava Muharebe Binbaşı Pınar Kara, Milli Savunma Bakanlığınca afet bölgelerinde gerçekleştirilen faaliyetler hakkında yaptığı bilgilendirmede, “MSB görev ve sorumluluklarının yanı sıra ihtiyaç halinde devletimizin ilgili kurumlarıyla koordineli bir şekilde doğal afetle mücadele çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Bu kapsamda ülkemiz genelinde meydana gelen orman yangınlarına yönelik müdahale maksadıyla mülki makamlardan gelen talepler doğrultusunda 1 Ağustos 2021 tarihinden itibaren TSK birliklerince toplam 5 adet İHA, 5 adet çıkarma gemisi, 1 adet karakol gemisi, 4 adet Cougar helikopter, 50’den fazla itfaiye, arazöz, iş makinesi ve muhtelif zamanlarda yaklaşık 800 personel ile söndürme görevi desteklenmiştir. Kastamonu-Sinop illerinde yaşanan sel felaketinde de vatandaşların tahliyesi maksadıyla TSK birliklerince 8 adet arama kurtarma helikopteri ile binden fazla vatandaşın havadan tahliyesi yapılmış, bölgede yıkılan köprülerin yerine 2 adet seyyar köprü kurulmuş, 2 adet çıkarma gemisi, 1 adet karakol gemisi, 6 adet iş makinesi, 10 adet muhtelif araç ile arama-kurtarma ve tahliye faaliyetlerine destek sağlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri her zaman asil milletinin emrindedir” dedi.
"BU YILIN BAŞINDAN İTİBAREN İSE BİN 865 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLMİŞTİR"
Irak kuzeyinde devam eden Pençe operasyonları hakkında da bilgiler veren Binbaşı Kara, “FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelemiz artan bir şiddet ve tempoda kararlılıkla devam etmektedir. Bu kapsamda son bir ayda yurt içi ve sınır ötesinde 6’sı büyük, 16’sı orta çaplı olmak üzere toplam 22 operasyon icra edilmiştir. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar toplam 18 bin 455, bu yılın başından itibaren ise bin 865 terörist etkisiz hale getirilmiştir. 23 Nisan’da başlayan ve Irak’ın kuzeyinde Metina ve Avaşin-Basyan bölgelerinde eş zamanlı olarak icra edilen Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarında bugüne kadar toplam 244 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca 300’e yakın mağara/ sığınak, 600’den fazla mayın/EYP tespit edilerek imha edilmiş; çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir” ifadelerini kullandı.
"SON BİR AYDA TÜM HUDUTLARIMIZDAN YASA DIŞI YOLLARLA GEÇMEYE ÇALIŞAN 13 BİN 769 ŞAHIS YAKALANMIŞ, 25 BİN 186 ŞAHIS İSE ENGELLENMİŞTİR"
Afganistan’daki gelişmeler sonrasında İran hududundaki tedbirlerin artırıldığına dikkat çeken Kara, “İran sınır hattında 2019 yılında yasa dışı hudut geçiş teşebbüsünde bulunan 74 bin 447 şahıs engellenmiş, 5 bin 16 şahıs yakalanmış; 2020 yılında 127 bin 434 şahıs engellenmiş, 185 şahıs yakalanmış, 2021 yılında ise 68 bin 353 şahıs engellenmiş, bin 78 şahıs yakalanmıştır. Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde son bir ayda tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 13 bin 769 şahıs yakalanmış, 25 bin 186 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Yakalanan bu şahısların 54’ü FETÖ olmak üzere toplam 75’i teröristtir. Yine bu dönemde icra edilen operasyonlarda 39 bin 400 paket sigara, 307 kilogram uyuşturucu, 108 cep telefonu ve 11 adet muhtelif silah ele geçirilmiştir. Son dönemde ele geçirilen malzemelerde özellikle elektronik malzeme ve uyuşturucuda artış olduğu gözlemlenmektedir” şeklinde konuştu.
“SINIR GÜVENLİĞİNDE ENGELLEME VE YAKALAMAYA YÖNELİK ÜÇ KADEMELİ BİR EMNİYET SİSTEMİ OLUŞTURULMUŞTUR”
Hudut güvenliği için üç kademeli eylem planı izlendiğini belirten Kara, şunları kaydetti:
“Sınır fiziki güvenlik sistemi; modüler beton duvar, yollar, kuleler, tel engel sistemleri, aydınlatma sistemleri, kamera ve algılama sistemleri, kiriş/köprü/seddelerden oluşmaktadır. Fiziki engellerin yanında sınır güvenliğinde engelleme ve yakalamaya yönelik üç kademeli bir emniyet sistemi oluşturulmuştur. İlk kademede hudut birliklerinin gözetleme, kontrol, pusu ve devriye faaliyetleri icra edilmektedir. İkinci kademede komando unsurları ile geri bölgede, dere yataklarından geçişi engelleyecek şekilde hareketli pusu ve devriye faaliyetleri icra edilmektedir. Son kademede jandarma unsurları ile gerekli koordine kurularak yasa dışı geçiş yapan şahısların yakalanması ve sınır dışı edilmesi faaliyetleri icra edilmektedir. Son gelişmeler ışığında İran sınırında gerekli birlik kaydırmaları ve takviyeler yapılmıştır. Sınırlarımızın güvenliği ilgili bakanlık ve kurumlarla koordineli olarak her türlü zorlu iklim ve arazi şartlarına rağmen 7 gün 24 saat kesintisiz olarak sağlanmaktadır. 'Hudut namustur' anlayışıyla en kıdemsizinden en kıdemlisine kadar bütün personelimiz yüksek moral ve motivasyonun yanısıra büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla kendine verilen görevleri başarıyla yerine getirmektedir. Gündemdeki düzensiz göç, sadece sorun yaşayan ülkenin ve komşularının değil tüm dünyanın sorunudur. Resmi BM verilerine göre de dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkemiz üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır, yapmaktadır.”
"AFGANİSTAN’DA KENDİSİNE TEVDİ EDİLEN GÖREVİ BAŞARIYLA YERİNE GETİREN PERSONELİMİZİN TAHLİYESİ 48 SAATTEN KISA SÜREDE TAMAMLANMIŞTIR"
Türk Silahlı Kuvvetlerinin 2002 yılından bu yana BM, NATO ve ikili anlaşmalar kapsamında Afganistan’da 20 yıl süre ile, Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı'nın güvenli ve uluslararası standartlarda işletilmesi sorumluluğunu ise 6 yıl süre ile başarıyla yürüttüğünü anımsatan Binbaşı Kara, “15 Ağustos’ta Kabil’de yaşanan gelişmeler yerel halkta paniğe neden olmuş, ülkeyi terk etmek isteyen on binlerce kişi Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı’na yığılmıştır. Hamid Karzai Havaalanı'nda yaşanan karmaşaya diğer ülkeler ile birlikte müdahale edilmiş, havaalanında güvenlik sağlanarak faaliyetlerin yürütülmesi sağlanmıştır. Bu süreçte askeri uçaklarımız ile bin 129 sivil vatandaşın tahliyesi yapılmıştır. Yapılan görüşmeler, mevcut durum ve şartlar değerlendirilerek TSK unsurlarımızın tahliyesine karar verilmiştir. Afganistan’da kendisine tevdi edilen görevi başarıyla yerine getiren personelimizin ve malzemelerimizin tahliyesine 25 Ağustos tarihinde başlanmış, 48 saatten kısa sürede 27 Ağustos’ta tamamlanmıştır. Ayrıca diğer ülke vatandaşlarının tahliyesine de gerekli destek sağlanmıştır. Kabil havaalanındaki yoğunluk ve gerginliğe rağmen tahliyenin kısa sürede ve sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi TSK’nın etkinliğini ve gücünü dünyaya bir kez daha göstermiştir” diye konuştu.
“BÖLGEDE MASUM VE MAZLUMLARI GÖZETEREK SURİYE HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Suriye harekat alanlarında hayatın normale dönmesi için yapılan çalışmaların devam ettiğinin altını çizen Kara, “Suriye harekat alanlarında terörden arındırılan bölgelerdeki mayın/EYP temizliği ile hayatın normalleşmesi maksadıyla insani yardım, altyapı ve günlük hayatı destekleme faaliyetlerimiz, ilgili kamu, kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak devam etmektedir. Ayrıca, güvenlik ve huzur ortamını bozmaya yönelik taciz ve saldırı girişimleri birliklerimiz tarafından engellenmektedir. Bu kapsamda, son bir ayda Suriye harekât alanlarında kahraman komandolarımız tarafından, DEAŞ terör örgütü mensupları dâhil olmak üzere 105 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Bölgede masum ve mazlumları gözeterek Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
AZERBAYCAN İLE 'KARDEŞ TUGAY’ PROJESİ
Azerbaycan ordusuna destek sağlamak maksadıyla Ermenistan işgalinden kurtarılan bölgelerde mayın/EYP arama ve imha faaliyetlerine devam edilmekte olduğunu vurgulayan Kara, “TSK, kardeş ülke Azerbaycan’la yapılan askeri ve iş birliği anlaşmaları kapsamında Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyon ve eğitim faaliyetlerine destek vermeye devam etmektedir. Bu kapsamda Türkiye ve Azerbaycan arasında ortak çalışabilirliğin sağlanması, eğitim planlaması, yönetimi ve icra esaslarının uyumlu hale getirilmesine yönelik ‘Kardeş Tugay’ projesi başlatılmıştır. Halihazırda Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri personeli ile birlikte TSK bünyesinde ortak tatbikat ve eğitim faaliyetlerine devam edilmektedir” şeklinde konuştu.
EGE, DOĞU AKDENİZ VE KARADENİZ’DEKİ FAALİYETLER
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mavi vatanda da Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumaya devam ettiğini vurgulayan Kara, “Türk Silahlı Kuvvetleri Ege’de, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının Sismik Veri Toplama Projesi ve sondaj faaliyetleri kapsamında Akdeniz’de Oruç Reis sismik araştırma gemisi, Karadeniz’de Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisi, Fatih ve Kanuni sondaj gemileri ile Denar-2 gemisi faaliyetlerini, deniz ve hava kuvvetleri unsurlarımızın refakatinde sürdürmektedir” dedi.
“TÜRKİYE, YUNANİSTAN’IN BU GİRİŞİMLERİNE KARŞI ULUSLARARASI HUKUKTAN KAYNAKLI HAK, ALAKA VE MENFAATLERİNİ KORUMAYI KARARLILIKLA VE TAVİZSİZ SÜRDÜRECEKTİR”
Yunanistan tarafının Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri kapsamındaki tüm çağrılarına rağmen taciz eylemlerine devam ettiğinin altını çizen Binbaşı Kara, şunları kaydetti:
“Yunanistan, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde yaptığımız tüm çağrılara rağmen uluslararası anlaşmalara aykırı olarak gayri askeri statüdeki Doğu Ege adalarının statüsünü bozan eylemlerine devam etmektedir. Adalara konuşlandırdığı askeri birlik ve gemilerle, bu birlik ve gemilere yaptığı üst düzey ziyaretlerle iyi komşuluk ilişkilerine uygun olmayan ve uluslararası hukuka aykırı devlet uygulamalarını sürdürmektedir. 2021 yılı başından itibaren gayri askeri statüdeki adalarda 790 gemi ihlalinin yanı sıra 206 hava sahası ihlali, 27 karasuyu ihlali, 95 hava aracı tacizi ile uluslararası hukuka aykırılığın gayri askeri statüdeki adalarla sınırlı kalmadığı, Yunanistan’ın sorunları barışçıl yöntemlerle diyalog yoluyla çözmek yerine gerilimi tırmandıran ve yeni gerilimler üreten bir politika izlediği açıkça görülmektedir. Yunanistan ayrıca Atina Mutabakatı hilafına moratoryum ihlallerini sürdürmektedir. Türkiye, Yunanistan’ın bu girişimlerine karşı uluslararası hukuktan kaynaklı hak, alaka ve menfaatlerini korumayı kararlılıkla ve tavizsiz sürdürecektir. Türkiye, başından beri sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diyalog ve görüşmeler yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yana olduğunu eylemleriyle, söylemleriyle ve samimi gayretleriyle ortaya koymuştur. Ülkemiz çözümden yana tavrını korumaktadır. Gayretlerimiz ve samimi yaklaşımımız sayesinde bir yandan istişari görüşmeler yürütülürken, diğer taraftan NATO’da ayrıştırma usulleri görüşmeleri icra edilmekte, bunların yanısıra dördüncüsü Ankara’da gerçekleştirilecek olan Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı'nın planlama ve koordinasyon faaliyetleri Yunanistan tarafıyla devam etmektedir. Türkiye milyonlarca mazlum göçmene uluslararası hukukun getirdiği yükümlülükler ve her şeyden daha önemlisi insanlığın ve medeniyetin bir gereği olarak kucak açmıştır. Buna karşın Yunanistan göçmenleri kötü muamelelerle geri itmeye devam etmektedir. Yunanistan’ın yaptığı kötü muameleler uluslararası bağımsız kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporlarla da tüm şahitleri ve somut delilleriyle tescil edilmiştir. Nitekim bu husus AB Komisyonu tarafından da tespit edilerek Yunanistan Sahil Güvenliği için talep edilen finansman desteği reddedilmiştir. Komşumuzdan beklentimiz uluslararası hukukun gereklerine, akla, mantığa, hakkaniyete, insani ve medeni normlara uygun davranması; sorunların iyi komşuluk ilişkilerine dayanan barışçıl yöntemlerle ve diyalog yoluyla çözümünden yana samimi bir tutum sergilemesidir.”
“KIBRIS’TA EGEMEN EŞİTLİĞE DAYALI, YAN YANA YAŞAYAN VE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLAN İKİ DEVLET TEK ÇÖZÜMDÜR”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) adadaki durumunun egemen eşitliğe dayalı ve iş birliği içerisinde iki devlet anlayışı ile sürmesi gerektiğini vurgulayan Kara, şunları kaydetti:
“Bir diğer önemli husus da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adadaki durumudur. Bugüne kadar denenmiş ve bir sonuç alınamayacağı tüm taraflarca görülmüş yöntemlerle bir çözümün mümkün olmadığı ve Kıbrıs’ta eşit, egemen ve bağımsız iki devletin bulunduğu kabul edilmeden müzakerelerin ilerleyemeyeceği açıkça görülmelidir. Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan ve iş birliği içinde olan iki devlet tek çözümdür. Adadaki varlığımızın gerekçesi sadece Kıbrıs Türkü’nün canını korumaktır. Türk askeri varlığını adada işgalci olarak gösterme gayretleri, Kıbrıs tarihindeki Rum katliamlarının üstünü örtmediği gibi, ne Yunan-Rum ikilisine ne de bunların destekçilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki Kıbrıs bizim milli meselemizdir. Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı Kardeşlerimizin yanındayız. Türkiye garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs Adası’nda barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir.”
“15 TEMMUZ 2016’DAN İTİBAREN 23 BİN 931 PERSONEL İHRAÇ EDİLMİŞ, BİN 425 PERSONEL HAKKINDA İSE İDARİ SÜREÇ DEVAM ETMEKTEDİR”
FETÖ ile mücadele kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinin mücadelesinin kararlılıkla sürdüğünü belirten Kara, “FETÖ ile mücadele kapsamında Bakanlığımız tüm birimleri ile aynı hassasiyet ve belirlenen kriterler çerçevesinde yeni bilgi, belge ve veriler ışığında kararlılıkla mücadelesini sürdürmeye devam etmektedir. 15 Temmuz 2016’dan itibaren 23 bin 931 personel ihraç edilmiş, bin 425 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak-3 Eylül 2021 tarihleri arasında 3 bin 243 personel kamu görevinden çıkarılmış, 617 emekli personelin rütbesi geri alınmış, 140 personel göreve iade edilmiş, 12 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir” dedi.
"NOKTA OPERASYONLARIMIZ DEVAM EDECEK"
Bakanlık kaynakları, Gara'ya düzenlenen ve aralarında PKK terör örgütünün sözde üst düzey yöneticilerinin de yer aldığı 7 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyona yönelik soru üzerine Mehmetçiğin terörü kaynağında yok etme stratejisini uygulamaya devam ettiğini belirtti. Bunun adımlarından birinin Pençe-Yıldırım, Pençe-Şimşek gibi harekatlar, diğerinin ise nokta operasyonları olduğunu vurgulayan kaynaklar, "Nokta operasyonlarımızı hassas şekilde gerçekleştiriyoruz. Uzun süreli istihbari faaliyetlerin sonunda yeri ve zamanı geldiğinde operasyonları sonuçlandırıyoruz. Son operasyon da bu kapsamda gerçekleştirilen bir operasyon oldu. Nokta operasyonlarımız devam edecek" ifadelerini kullandı.
Kaynaklar, Türkiye'nin terör tehdidine karşı icra ettiği tüm operasyonlarında başta Irak olmak üzere tüm komşularının sınırlarına ve toprak bütünlüğüne saygılı, uluslararası hukuka uygun, meşru müdafaa hakkı kapsamında ve sadece bölgedeki terörist unsurlar hedef alınarak yaptığını da vurguladı. Afganistan'daki tahliyelerin tamamlanmasının ardından sonraki süreçte Türkiye'nin yeniden havaalanının işletilmesinde görev alıp almayacağına yönelik soru üzerine Bakanlık kaynakları, Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın açık olmasının Afganistan ve uluslararası toplum için öneminin defalarca dile getirildiğini anımsattı. Kaynaklar, havalimanının son yaşanan olaylar sonrasında geldiği durum ve bundan sonrasında açık tutulması ve işletilmesine yönelik gerekli teknik sistemlerin tespit edilmesine yönelik uluslararası alanda çalışmaların olduğunu belirtti. Bu konuda basında yer alan iddiaların hatırlatılması üzerine kaynaklar, ilgili bakanlık ve kurumlar arasında görüşmelerin sürdüğünü aktardı.
TÜRKİYE’DE EĞİTİM GÖREN AFGAN ASKERİ ÖĞRENCİLER
Türkiye ve Afganistan arasındaki ikili anlaşmalar kapsamında Türkiye'de eğitim alan askeri öğrencilerin durumuna ilişkin soruya da kaynaklar, "Gerek ikili gerekse NATO anlaşmaları kapsamında yurdumuza gelen Afgan askeri öğrenciler var. Bunlardan bir kısmı mezun olurken bir kısmının eğitimi sürüyor. Eğitimi devam eden askeri öğrencilerin durumuyla ilgili başlatılan çalışma devam ediyor" karşılığını verdi.
ABD'nin Afganistan'ın ardından Suriye'den çıkacağına yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine kaynaklar, iddiaları yakından takip ettiklerini, sahada bununla ilgili bir tespitlerinin bulunmadığını söyledi.