Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak’taki referanduma ilişkin yaptığı açıklamada, "Şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetiniyoruz. Bu artarak devam edecektir. Eğer kendilerine gelmezlerse. Gelişmelere göre çok daha ileri adımları atmakta tereddüt etmeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasına yeni yasama yılı ilk grup toplantısının hayırlara vesile olmasını temenni ederek başlayan Erdoğan, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden AK Parti Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel ile Fransa'nın doğusundaki Mulhouse kentinde Türk kökenli vatandaşların yoğun yaşadığı bir binada çıkan yangında hayatını kaybeden 3 Türk vatandaşına da Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Amerika’nın Las Vegas kentinde yaşanan silahlı saldırıya da değinen Erdoğan, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Amerika’nın Las Vegas kentinde terör mü, kişisel mi henüz tespit edilemeyen bir olay neticesinde 59 ölü ve yüzlerce insanın yaralandığı bir felaket, bir katliam yaşandı. Bizler Sayın Başkan’a bu noktadaki bütün taziyemizi iletmek suretiyle bu tür olayların karşısında bugüne kadar duruşumuz neyse bundan sonra da bu duruşumuzu koruduğumuzu kendilerine ifade ettik."
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı'nı yönettiğini, 15 Temmuz gibi tarihin en alçak darbe girişimi sırasında dahi cesaretle çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Erdoğan, "Tarihi boyunca her dönemde tüm dünyaya örnek olacak böylesine asil bir duruş sergileyen Gazi Meclisimize yeni yasama yılında başarılar diliyorum. AK Parti gurubu yeni yasama yılında da meclisin lokomotifi olmaya devam edecektir. Geçtiğimiz yasama yılında görüşülerek kabul edilen yeni iç tüzük, komisyon ve genel kurul çalışmalarında inanıyorum ki ciddi rahatlıklar getirecektir. Yeni dönemdeki en önemli işlerden biri de 2019 yılı Kasım ayındaki seçimlerle yürürlüğe girecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş için gereken uyum yasalarının çıkartılması olacaktır. AK Parti reformların partisidir. Yeni yasama yılında da ülkemizin ve milletimizin ihtiyaç duyduğu reformların yasal alt yapıları yine bu kutlu çatı altında hazırlanacaktır. Gurup toplantılarımızın bir kısmına şahsen katılarak değerlendirmelerimi sizlerle paylaşacağım. Bir kısmında da Sayın Başbakanımız bu görevi üstleneceklerdir" diye konuştu.
"Uyarılarımız acı olabilir ama hakikatin ta kendisidir"
"Bölgemizde çok kritik, önümüzdeki asrı biçimlendirecek ehemmiyette gelişmeler yaşanıyor" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Türkiye, coğrafyası ve milletiyle bu gelişmelerin merkezinde yer almaktadır. Bin yıldır bu coğrafyada bizi yok etmek için sayısız teşebbüs olmuştur. Biz devlet ve millet olarak hala dimdik ayaktayız, hala bölgenin en önemli gücüyüz. Bizi tehdit edenlerin, bize kefen biçenlerin hele böyle kriz dönemlerini fırsat bilip sırtımızdan hançerlemeye kalkanların hiçbirinin ise bu topraklarda esamesi okunmuyor. Aksi yönde gayretler içine girenlere, bu milletin bağımsızlığı ve geleceği için neleri yapabileceğini göstermek boynumuzun borcudur. Bizim kimseyi tehdit etmek gibi bir niyetimiz yok. Biz tüm samimiyetimizle ikaz görevimizi yerine getiriyoruz. Bu da ancak bir dostun başka dosta gösterebileceği türden bir yaklaşımdır. Atalarımızın ‘dost acı söyler ama gerçeği söyler’ ifadesinde yer aldığı gibi uyarılarımız acı olabilir ama hakikatin ta kendisidir" açıklamasında bulundu.
"Bu kapı tamamen kapanmadan uzatılacak her eli tutmaya hazırız"
Kuzey Irak’ta yaşanan referandum krizinin bölgenin bağrına yeni bir hançer saplama girişimi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Mesele Kürtlerin hakları meselesi değildir. Mesele Kürtlerle, Arapları, Türkmenleri, diğer gurupları ve çevredeki ülkeleri sonu gelmez bir kavga, çatışma, hesaplaşma sürecine itmek isteyenlerin oyununa düşüp düşmeme meselesidir. Etnik hırçınlıklar ve mezhebi husumetler üzerinden yanı başımızda kazılan ateşini kin ve nefretin beslediği bu çukura izin veremeyiz. Irak, ne tek başına Kürt'ün, ne tek başına Arap'ın, ne tek başına Türkmen'in değildir. Irak, tüm bu kesimlerin binlerce yıllık ortak geçmişinden süzülüp gelen bir kardeşlik iklimi içinde ortak bir gelecek inşa edilmesi gereken bir yerdir. Başka türlü bu topraklarda güvenlik, huzur, refah tesis edilemez. Kerkük türküleriyle büyümüş bir milleti, 'Kerkük’teki birkaç bin Türkmen için' diye başlayan cümleler ile tahkir etmek kimsenin haddine değildir. Daha düne kadar ayrı bir Sünni Arap Bölgesel Yönetimi kurulması tartışılan Musul’un çevresindeki demografik yapıyı hiçe sayan bir girişim kesinlikle art niyetlidir. Elbette bölgemizde yaşanan krizi suhuletle, akılla, uzlaşmayla çözmek için her yolu sonuna kadar denedik, deniyoruz. Devlet olmanın gerektirdiği vakardan, soğukkanlılıktan asla taviz vermeyeceğiz. Şimdilik sadece belirli alanlardaki ambargolarla yetiniyoruz. Bu artarak devam edecektir eğer kendilerine gelmezlerse. Gelişmelere göre çok daha ileri adımları atmakta tereddüt etmeyiz. Gayet iyi giden bir ilişkiyi kendi elleriyle tahrip eden, bununla da yetinmeyip dillerini ülkemizi tehdit etmeye kadar uzatan Kuzey Irak yönetiminin bir an önce aklını başına devşirmesini umut ediyoruz. Biz Kuzey Irak’taki tüm kardeşlerimizi Türkmen, Arap, Kürt demeden; kökenine, meşrebine bakmadan seviyoruz. Onların da bize aynı duygular içinde yaklaştıklarına inanıyoruz. Bize saygı duyana biz de saygı duyarız ama aksi olduğu zaman gereğini yaparız. Geçmişteki tecrübelerinden asla tutulmadığını kendilerinin de bildikleri bir takım sözlere kanarak kardeşlerinin ve komşularının hukukuna riayet etmeyenlerin akıbeti hiç şüphesiz hüsran olur. Yarın küresel bir çalkantı yaşandığında herkes dönüp kendi evine, yurduna, toprağına gidecek. Bizler ise burada yine yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Bugün birilerine güvenerek aramızdaki birlikte yaşama hukuka ihanet edenlerin, yarın dönüp bu kapıyı tekrar nasıl çalabileceklerini merak ediyoruz. Bu kapı tamamen kapanmadan uzatılacak her eli tutmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum."