İlk kez 1999'da 6 cilt olarak yayımlanan ve MHP ile Ülkücü Hareket konusunda başvuru kaynağı niteliğindeki eser, araştırmacı yazar Hakkı Öznur tarafından 9 ciltlik halinde yeniden basıldı.
Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur'un kaleme aldığı ve Türk siyasi tarihinin önemli kaynak eserlerinden "Ülkücü Hareket", kapsamı genişletilerek 9 cilt halinde yeniden basılıyor. Eser, 1948'den 1980'e uzanan dönemde hareketin siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor. İlk kez 1999'da 6 cilt olarak yayımlanan ve MHP ile Ülkücü Hareket konusunda başvuru kaynağı niteliğindeki eser, zenginleştirilmiş içeriğiyle yeniden basıldı. Yeni baskıda, hareketle ilgili daha önce yayımlanmamış çok sayıda yazı, makale ve fotoğraf ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Eser, 1948'den 1980'e uzanan dönemde hareketin siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Dündar Taşer, Galip Erdem, Seyyid Ahmed Arvasi ve Gün Sazak gibi hareketin önemli isimlerinin yaşamları ve mücadelelerini de detaylı olarak inceliyor.
Türk siyaset, demokrasi ve kültür tarihi programında, yüzlerce yeni belge, bilgi ve fotoğrafın yer alacağı 9 ciltlik ‘Ülkücü Hareket’ isimli eserler etkinliği düzenlendi. Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur programda bir konuşma gerçekleştirdi.
“Ülkücülük en güzel dava adamlarında yaşanır”
Duygulanmamak ve hüzünlenmemek elde olmadığını söyleyen Öznur, “5 kuşak ülkücüler bir arada. Bakıyorum 58 kuşağı, 68-78-88-98 kuşağı. Her zaman her yerde söylüyorum, yani ülkücülük davaya adanmışlıktır. Ülkücülük en güzel dava adamlarında yaşanır. Ülkücü hareket, vicdan, ilke ve değerler hareketidir. Kendimi bildim bileli Türk milliyetçisiyim. 13 Ocak 1975’te Ülkü Ocakları mektebine adım attık. Duvarlara yazdım, ilk yardım Başbuğ Türkeş, meydanlarda attığım ilk slogan yine Başbuğ Türkeş’tik. Allah’a çok şükürler olsun. Eğer bugün ülkücüysek, Türk milliyetçisiysek bunu ülkücü hareketin kurucu lideri Milliyetçi Hareket’in lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e borçluyum. Ruhu şad mekanı cennet olsun” ifadeleri kullandı.
“Geleneği olmayan hareketin geleceği olmaz”
1948’den 1980 dönemlerinde siyasi, ideolojik ve toplumsal boyutlarını ele alındığını belirten Öznur, “Geleneği olmayan hareketin geleceği olmaz. Ülkücü hareketin geleneği de var, geleceği de var. Geleceğin yedikleri değil, geleceği ülkücüler yazacak Allah’ın izniyle. Bugünlere kolay gelmedik. Ne bedeller ödedik, binlerce dava arkadaşımız ‘vatanım ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun’ diyerek kanımız aksa da zafer İslam’ın gerek. 1980 önceki şehit düşülen 9 arkadaş daraçlarına idame edildi. Başta olmak üzere birçok işkence merkezlerinde ülküdaşlarını işkence hanelerde şehit edildiler. Zulümlere uğradık, 220 ülkücü idamı istendi. Başta başbuğumuz Alparslan Türkeş ve Cennet mekan şehit lider Muhsin Yazıcı olmak üzere 10 binlercesi tutuklandı. Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerine işkence hanelerine gönderildik” dedi.
Ülkücüler tarihlerini bilmeli, ülkücüler şehitlerini bilmeli diyen Öznur, şunları kaydetti:
“Ülkücü hareketin tarihini mutlaka bilmeli. Ülkücü hareketin bir üniversitesi var mı? Yok. Türk dalı kurduğu tarih vakfını kurdu. Hani benim üniversitemiz? Bakın 58 Kuşağı burada. 68 kuşağı burada. Ya şuraya katılanlardan sözlü bir kitap çalışması yapsak ne eserler çıkardık. Ben inanıyorum. Gençlerimize güveniyorum. Her zaman birlikte fitneden, fesattan uzak durun. Ülkücülük hukukuna mutlaka saygılı olun diyor, bu duygu ve düşüncelerle bu programa teşrif eden bütün muhterem misafirlerimizi bu programa katılamayıp dualarla Anadolu’nun dört bir yanına, Avrupa’dan selamlar gönder dava arkadaşlarıma da çok teşekkürler ediyorum. Her zaman her yerde söylediğim gibi ezan susmayacak, bayrak inmeyecek, vatan bölünmeyecek. Yaşasın Türkiye, yaşasın Türk milleti, yaşasın Türk hareket yaşasın.”