ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Cirit camiası yasta
Cirit camiası yasta
Temsili Kaymakam’dan spor kursu talimatı
Temsili Kaymakam’dan spor kursu talimatı
Yıldız: 23 Nisan’ı gurur ve sevinçle kutluyoruz
Yıldız: 23 Nisan’ı gurur ve sevinçle kutluyoruz
Tekin: Hepimizin bayramı kutlu olsun
Tekin: Hepimizin bayramı kutlu olsun
Tanfer:  ‘23 Nisan Türk Milletinin diriliş timsalidir’
Tanfer:  ‘23 Nisan Türk Milletinin diriliş timsalidir’

Ahmet Göksan

Tarihin Sahtesi
10 Ağustos 2018 Cuma

“Garanti Antlaşması bir günde bir saatte değişecek kadar basit bir iş değildir. Ne Makarios’un derme çatma askerleri ve ne de cuntanın gönderdiği çapulcuların bunun duvarlarını sarsmaya ne kuvvetleri ve ne de güçleri vardır”. 1967 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

                Rumların saldırılarının başlaması sonrasında Ada’da bozulan düzeni yeniden kurmak ve Kıbrıs Türk’lerinin kırımdan geçirilmesini önlemek için BM Güvenlik Konseyi’nin 04 Mart 1964 gün ve 186 sayılı kararı ile oluşturulan Barış Gücü’nün bugüne değin pek bir işe yaramadığı biliniyor. Şu anda bin 21 kişi bu güçte görev yapmaktadır. Son olarak bu gücün görev süresi 6 ay süre ile uzatıldı. En uzun süredir görevde olan bu gücün harcamalarının da oldukça yüksek olduğunu bizzat BM Genel Yazmanı söylüyor. Harcamaların karşılanabilmesi için bir anlamda avuç açacak konumda olduklarını duyuruyor.

Bu gücün yıllık harcamalarının 55 milyon 152 bin dolar olan bütçesinin üçte biri sahte devletçik, tarafından karşılanırken (18 milyon 384 bin dolar) Yunanistan ise her yıl 6.5 milyon dolar katkıda bulunuyor. Bu harcamaları kendi yasallıklarının devam etmesi için yapıldığı biliniyor. Değilse bu kadar harcamayı neden yapsınlar. Bu konu şimdilerde gündeme Amerika’nın bu ve benzeri güçlere yaptığı katkıyı keseceğini açıklaması sonrasında gündeme taşındı. Bay Guterres ise katkının azaltılması durumunda Barış Gücünün işlevini yerine getirirken zorluklar yaşanacağını da duyuruyor.

Sorgulanması gereken bu gücün sayısının azaltılması değil işlevini tarafsız olarak yapıp yapmadığı veya ne kadar yaptığı sorgulanmalıdır. Gelinen bu noktada Garantör ülke Türkiye, “Çözüm sürecinin gelecekte olabileceği şekle ilişkin olarak peşin hükümlerin kaydedilmesi Türkiye açısından bir anlam taşımadığı gibi, Kıbrıs meselesinin çözümüne de katkı sağlamamaktadır” görüşünü açıklıyordu. Bir kez daha yinelemekte yarar görüyoruz. Ada’da 50 yılı aşkın süredir devam ettirilen uyuşmazlığın temelinde 186 sayılı Güvenlik Konseyi’nin kararı yatmaktadır.

Bu nedenle Ada’da gerçek bir çözüm isteniyorsa anılan karar günümüz koşullarına göre güncellenmelidir. Barış Gücünün bundan böyle ne gibi görevleri üstleneceğinin de sorgulanması ve yeniden belirlenmesi gerekiyor. Çözüm istemekte içten iseler bugüne değin gelmiş geçmiş Genel Yazmanların yazdıkları taraflı raporlardan da vazgeçilmesi gerektiğini kaydetmek istiyoruz. Kıbrıs Türk’lerinin Ada’daki varlıkları sadece Annan’ın Belgesinin oylandığı süreçte fark edildiği acı gerçeğini de yaşamış bulunuyoruz. O günün koşullarında siyasetçilerin söylemi ile Kıbrıs Türk’leri sadece sempati toplamakla yetinmişlerdi.

Kıbrıs Türk’ünün varlığını o günlerde keşfedenlerin gelinen noktayı “son fırsat” olarak değerlendirmesi yapılacakların Kıbrıs Türk’lerinin aleyhine olacağının kuşkusunu çağrıştırıyor. Rum müzakereci Andreas Mavroyannis, ise olguların ne kadar olduğunu anlamalıyız. Yeni çaba başarısız olursa 1974’ten sonra ilk kez daha sonra ne yapacağımızı bilemeyeceğiz” diyordu. Crans Montana süreci gerçekten bir dönemin sonu olabilir. Buna karşın seçeneklerin sonlandırılması diye bir durumun söz konusu olamayacağının bilinmesi gerekiyor. Karşımızdaki unsur çözüm konusunda içten bir duruş sergilemekten yana ise kendileri için istediklerini Kıbrıs Türk’lerinin de istediğini bilmelerine vurgu yapmak istiyoruz.

Bir diğer anlaşmazlık konusu ise Kıbrıs uyuşmazlığının 20 Temmuz 1974 günü başladığı saplantısından da kurtulmalarıdır. Bu saplantıdan kurtulmadıkları takdirde Ada’da çözüme ulaşmanın düş ötesi bir durum olacağını kaydetmek istiyoruz.

Dışarıdan aldıkları desteklerle ve sahte tarih yazmaktan vazgeçmeleri sonrasında Ada’daki uyuşmazlığın çözüme doğru evrileceğinin bilinmesi gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Gerçeğin de Gerçeği
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Bir yumrukta çürüyen vicdan
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Asansör Takım Olmanın Alemi Var mı? Ve Erzurumspor Gerçeği
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Dadaş Tahsin Bayramoğlu’nun ardından
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Türk Milleti: Medeniyetin Evrensel Mimarları
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’un Dirilişi yahut 107 Yılın Çığlığı
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva