ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
ETÜ’de akreditasyon gündemi
ETÜ’de akreditasyon gündemi
10 Üniversite KUDAKAF'25’te buluştu
10 Üniversite KUDAKAF'25’te buluştu
Adnan Menderes’te yangın
Adnan Menderes’te yangın
PFDK’dan Erzurumspor kararı
PFDK’dan Erzurumspor kararı
Oltu Dümbüllü Deresi taştı
Oltu Dümbüllü Deresi taştı

Ahmet Göksan

Şirinin Şirinliği
13 Mart 2014 Perşembe

“Türkler adayı fethe gelinceye kadar Kıbrıs Rum’u bilgisizlik, cehalet, vahşet içinde yaşamıyor muydu? Ortada bir hakikat vardır ki Türkler ancak bayraklarını ada üzerinde dalgalandırmaya başladıktan sonradır ki Rumlar medeni camia arasında yer almış, kiliselerine verilen hürriyet ve imtiyazlarla, açılan okullarda kafalarını ilim nurları ile parlatabilmişlerdir. Fakat yaradılışları gereği daima nankör, yapılan iyilikleri birden bire unutan bu insanlar, Türklerin ihya ettiği kilisenin tahriki ile şimdi bütün ağırlıklarını üzerimize çevirmekte ve ‘ilhak’ davasında önlerinde buldukları en büyük engel olan Türk’ün mukavemetini kırmak ve hayasızca davranışlara tevessül etmektedirler”. 1958 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

         Kıbrıs uyuşmazlığına Birleşik Amerika Devletlerinin baskısı sonrasında adanın birleştirilmesi adına ivme kazandırılıyor. 40 yıldır benzer baskılarla adanın birleştirilmesi çalışmaları yaşanan kesintiler sonrasında bu günlere gelinmiştir. Yine bu uzun süreçte karşılıklı olarak belgeler sunulmuştur. Bu yöntemle çözüme ulaşılamayan uyuşmazlığın, dört ay gibi kısa sürede çözüleceğini beklemek gündüz düşleri görmenin de ötesindedir. Amerikanın konuya olan bu ilgisinin temel nedeni, bölgede bulunan zengin hidrokarbon yataklarının varlığıdır. Bu gerçek herkes tarafından kabul ediliyor.

Karşılıklı olarak yapılan belge alış verişleri sonrasında tarafların konumlarının iyice kemikleştiği bizzat görüşmeciler tarafından dillendiriliyor. Yapılan bu çalışmalardan en  fazla sıkıntıyı Kıbrıs Türklerinin yaşadıkları biliniyor. Sıklıkla yinelediğimiz gibi çözüm yorgunu olmuşlardır. Karşı taraf, devlet olarak kabul edildiği için belgeleri de daha etkili olmaktadır. Uluslararası kurum ve kuruluşlarada sözlerini dinletebilmektedirler. Buna karşın Kıbrıs Türk tarafı olarak, “Bizler ne söylesek Rumlar hemen karşımıza dikiliyorlar” söylemlerinin arkasına saklanmayı yeğliyoruz. Bu gerekçenin arkasına saklanmamak gerekiyor. Neden mi... Bizimde iyi yetişmiş dünyayı yakından tanıyan izleyen gençlerimizin yanı sıra bilim insanlarımızın var olduğunu hemen herkes biliyor. Bu nedenle “un var şeker var neden helva yapamıyoruz” diye sormamız gerektiğini kaydetmek istiyoruz.

Karşı taraf bu zaafımızı iyi bildiği için masaya eğreti olarak oturmaya devam etmekle kalmıyor, Türkiye ve Kıbrıs Türklerini otomatiğe bağlanmış gibi suçluyor. Tarafların masaya oturma hazırlıkları devam ederken Yunanistan Başbakanı Bay Andonis Samaras, Münhasır Ekonomik Bölgede egemenlik haklarını kullanma konusunda mendil büyüklüğündeki ülkeye garantici sıfatı ile destek veriyordu. Türkiye’yi ise ‘Kabul edilemez tezlerde ısrar etmekle’ suçladıktan sonra “Ankara’nın, gerilimi tırmandırma ve yeni olgular dayatma politikası boşa çıkacak” diyerek sopasını abasının altından gösteriyordu. Adı geçen ülkedeki siyasetçiler ise koro halinde imzalanan  ortak metne nasıl karşı çıkacaklarının  hesaplarını yapıyorlar.

Annan’ın belgesinin oylanmasının üzerinden nerede ise on yıl geride kalıyor. O günün koşulları bu gün için geçerli değildir. Anılan belge, yeterince tartışılamadan bitti olduya getirilerek oylandığı için bilinen sonuçlar ortalık yerlere çıkmıştır. O günlerde Münhasır Ekonomik Bölge ve hidrokarbon konusu yoktu. Bu gün ise adanın birleştirilmesi hidrokarbon konusu öne çıkarılarak isteniyor. Bunun ötesinde karar vericiler bölgeden aslanın payını alabilmek için uğraş veriyorlar. Değilse adada iki bölgeli yapı varmış yokmuş, Türklerle Rumlar yeniden çatışırlarmış veya çatışmazlarmış gibi konular ilgi alanlarının dışındadır.

Rum devlet televizyonuna açıklamalarda bulunan papazların başı 2. Hırisostomos, davalarından asla vazgeçmeyeceklerini söylerken, Bay Nikos Anastasiyadis Katimerini gazetesine ilginç açıklamalarda bulunuyordu. Bay Anastasiyadis, bölgedeki hidrokarbon konusunun gelişmeleri yönlendiren belirleyici faktör olacağının altını çiziyordu. Türk savaş uçaklarının bölge üzerinde uçmaları konusunda ise, “Açıkça belirttik. Tacizlerin devam etmesi durumunda, cevap müzakerelerden çekilmek olacak”diyerek tehdit ediyor. Mart ayı bitmeden rahatlıkla çekilebilirler... Uçuşlar konusunda güvence aldığını söyledikten sonra bölgeden elde edilecek gelirin nisbi şekilde paylaşılmasından adadaki iki toplumun da yararlanacağını kaydediyordu.

“Kıbrıs konusunda olabildiğince çabuk gerçekleşecek bir anlaşma, sadece İsrail’in gaz taşımacılığına yardımcı olmayacak, aynı zamanda Türkiye İsrail ilişkilerinin düzeltilmesine büyük katkı sağlayacaktır” diye ekliyordu. Bölgede çatışma yaşanmasını aklı başında siyasetçiler bir yana kimse istemez. Buna karşın illa adada anlaşma olsun da nasıl olursa olsun yaklaşımı kabul edilemez. Türkiye’nin bölgedeki gücü iyi biliniyor. Bu nedenle şirinlik yapmaya da gerek yoktur. Her kes şirinliğini kendisine saklasın.

Türkiye’nin dış ilişkilerini şirinliğe gerek duymadan çözme gücüne sahip olduğunu birilerinin bu baylara söylemesi gerekiyor mu ne...

SEVGİ ile kalınız...

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Bağlantılı İlişkiler
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Bir yumrukta çürüyen vicdan
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Asansör Takım Olmanın Alemi Var mı? Ve Erzurumspor Gerçeği
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Dadaş Tahsin Bayramoğlu’nun ardından
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Türk Milleti: Medeniyetin Evrensel Mimarları
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’un Dirilişi yahut 107 Yılın Çığlığı
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva