“Unutamayız: diyerek Girne’yi hayal edenlerin başında Akel gelmektedir. Biz de bunu ve sağcısı, solcusu ile Türk’e yapmış olduklarını unutmayacağız!” Türk’üm diyen herkes Rum’un nelere tevessül edebileceğini anlamak zorundadır. Aksi halde yok edilebiliriz”. 1980  Dr. Fazıl KÜÇÜK                                                                  

Önümüzdeki Eylül ayını kritik bir eşik olarak değerlendirmenin doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyoruz. AB’nin güçlü ekonomisine sahip olan Almanya’da 22 Eylül’de parlamento seçimi yapılacak. Alman ekonomisinin yüzünü güldüren ve borç sarmalını yara bere almadan atlatan Bayan Merkel’in partisinin birinci parti olacağını söylemek olasıdır. Sanayiciler Günü’ne katılan Bayan Merkel’e sanayiciler teşekkür ederek “Ülkemiz ve Avrupa için yaptıklarınızdan dolayı sizlere müteşekkiriz. Aynen devam’” dediler.

Almanya’nın bu günkü konumunu yakalamasının öyle sanıldığı kadar kolay olmadığı biliniyor. 150 yıldır sanayi seçenek olarak ortaya konulursa ulaşılan sonucu ciddi bir planlama olarak da okumak olasıdır. Her seçimde değişen iktidarların kendi siyasi çıkarlarını değil de ülkenin çıkarlarına öncelik tanıdıkları için bu sonuç elde edilmiştir. Büyük devlet olmak ben büyük devletim diyerek olunmadığının tipik göstergesi Alman sanayindeki bu istikrarlı gelişmedir.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası’nın “Türkiye-AB Bitmeyen Senfonide 50 yıl” isimli raporu yayınlandı. Türkiye’nin AB’ne üyelik sürecinde 50 yılı Eylül ayında geride bırakmış olacağız. Adı geçen kuruluşa üye olmadan girdiğimiz Gümrük Birliği’nin dış ticaret açısından faturasının ağırlığı biliniyor. Bu dönemde Gümrük Birliği Anlaşmasının faturasının 221 milyar doları geçtiği kaydediliyor. Gelişmekte olan ekonomimizi daha ileri noktalara taşımak bizlerin hepimizin ellerindedir. AB’ne üyelik süreci için her türlü özveriyi gösteren Türkiye’nin adı geçen anlaşmanın yeniden gözden geçirilmesini isteme hakkı olduğuna vurgu yapmak istiyoruz.

Ülkenin saygınlığı ile büyüklüğünün ekonomi ile belirlendiğinden Yunanistan Girit’in güneyinde bulduğunu açıkladığı doğalgaz yataklarının kullanımı ile ilgileniyor. Filelefteros gazetesindeki habere göre bölgede araştırma yapan Norveçlilerin PGS araştırma gemisinin topladığı verilerden çıkacak sonuçları en geç Eylül ayında açıklayacağını kaydediyordu. Yunanistan Başbakanının açıklanacak bu sonuçları öncelikle Başkan Barak Obama ile paylaşacağı duyuruluyor. Mendil büyüklüğündeki ülkenin Münhasır Ekonomik Bölgesi ile de ilgilenen Birleşik Amerika Devletlerinin enerji konusunda Yunanistan’la işbirliğini yapmak istemesi son derece doğaldır. Aynı dönemde Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in Birleşik Amerika Devletlerinde olacağı yukarıda adı geçen gazetenin haberinde yer alıyor.

Ekonomilerini güçlendirme çalışmalarını yürütürlerken siyasi alanda yaşanan gelişmelerle ilgilenmekten geri durmuyorlar. Maraş ile Ercan Havaalanı ile ilgili girişimlerine de devam ediyorlar. Türklere ait bir yer olan Maraş bölgesinin açılarak kullanıma sunulacaksa koşullarının yalnızca Türkler tarafından belirlenmesi kaçınılmazdır. Karşı tarafın Maraş ve Ercan’la ilgili öneri halen masada... “Bu çaba artık diplomatik faaliyet aşamasına girdiğinden,  medya önünde konuşma olmaz” diyorlar. İki toplum arasında uzlaşma sağlanacaksa “Küçük Güven Yaratıcı Önlemler Yeterli Değil Büyük Adımlar Lazım” başlığı altında Politis gazetesinde haber yer alıyor. 1990’lı yıllarda da Gali Fikirler Dizisi’ndeki Güven Yaratıcı Önlemler Maraş konusunda tıkanmıştı. Karşı tarafa istediklerinin tamamını versek bile dönüp, “Sizin bu adada ne işiniz var” diye soracaklar.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 28 Temmuz’da yapılan parlamento seçimlerinin üzerinden bir ayı aşkın süre geçmiştir. Bu satırların yazıldığı sırada seçilenler kendi aralarında hükümeti kurabilmek için bir türlü anlaşamıyorlar. Çetin pazarlıkların sürdürüldüğünü basın haberlerinden ve görüşmelerimizden öğreniyoruz. Yukarıda karşı tarafın uyuşmazlığa ilişkin çabalarının sadece bir bölümünü sizlerle paylaşmış bulunuyoruz...

O zaman sormak durumundayız. Siyasetçiler ortak noktada buluşamadıkları için erken parlamento seçimleri yapılmıştır. Daha fazla zamanı boşa harcamadan hükümetin kurulması gerekiyor mu ne...

SEVGİ ile kalınız…