Geçtiğimiz hafta Palandöken'i gezmiştik.
Değişimi, eksiklerini ve de neler yapılması gerektiğini uzmanlardan dinlemiş aktarmıştık.
Ardından bir de Konaklı'ya bakalım istedik.
Çünkü Konaklı'yla ilgili en son 'İn cin top oynuyor' haberi herkes gibi bizi endişelendirmişti.
Bu nedenle Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fatih Çintimar ile Konaklı'da buluştuk.
Kafeteryanın önünde bekleyen snowtraka bindik ve Konaklı'nın dağlarına tırmanmaya başladık.
Önünde kar temizlemek için üç parça halinde bıçak, arkasında ise iz bırakan bir merdane.
Arkadaki o merdane sayesinde kar düzleniyor ve bastırılıyor.
Öyle yerlerden çıkıyoruz ki, yüreğimiz ağzımıza geliyor.
Sonunda kayak merkezinin Erzurum'a bakan yüzündeki zirveye çıkıyoruz.
POLONYALI MUTLU
İkişer kişilik telesiyej, kayakçıları zirveye taşıyor.
Ama sandalyelerin çoğu boş.
Zirvede telesiyejden inenler, uzun bir pistte özgür biçimde kaymanın tadını çıkarıyor.
Kim bunlar derseniz, açıklayalım.
Palandöken'deki otellerden üç- dört otobüsle gelen Polonyalılar.
Zaten Palandöken ve Konaklı'nın keyfini Polonyalılar çıkarıyor.
Sayıları da en fazla 200 kadar…
Hafta içi olduğu için pistlerde tek Türk yok.
Bu yüzden o güzelim pistler de boş.
Konaklı'da öylesine geniş pistler açılmış ki, tipinin etkisi bile hissedilmiyor.
En güzel yanı da, açılan pistlerin kenarını saran ağlar.
Onuncu yıl marşında olduğu gibi, pistleri kırmızı ağlarla örmüşler.
Konaklı'da gittiğimiz gün sadece kafeterya çalışıyordu.
Kaymaya gelenler otel müşterisi oldukları için paketler halinde öğle yemeklerini yanlarında getirmişlerdi.
Hizmet alımı yapılmış, belki de şimdi başlamıştır, Konaklı'da yemek servisi.
ERZURUM, HALA UYKUDA
Gölet, yapay kar makineleri, günü birlik tesisleri ile Konaklı, Erzurum için büyük bir şans.
Önemli yatırımlar yapılmış, her tarafta mekanik tesis ve pist var.
Ayrıca kış oyunları için yaptırılan salonları ne çabuk unuttuk?
Niçin olanakları sonuna kadar değerlendiremiyor ve yeterince yararlanamıyoruz?
Tembel, oturmaktan ve dedikodu yapmaktan başka bir özelliği olmayanlar bir zamanlar, "Palandöken'de ağaç tutmaz" diyordu.
Şimdi Palandöken'de ormandan söz ediliyor.
Demek ki isteyince, çalışınca, çaba harcayınca oluyor.
Okullarda, kamu kuruluşlarında, kış sporları kulüpleri kurmak için artık neyi bekliyoruz?
Biraz malzeme, biraz da teşvik.
Valilik, belediyeler, Atatürk Üniversitesi, Milli Eğitim Müdürlüğü çocukların ve gençlerin yüreğindeki kayma arzusunu yerine getirmek için harekete geçemez mi?
Geleceğimiz olan çocuklara ve gençlere yatırım yapmak için niye bu önemli fırsatı ve zamanı değerlendiremiyoruz?