ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Kırmızı Tepeler'de gökkuşağı şöleni
Kırmızı Tepeler'de gökkuşağı şöleni
Gözyaşlarıyla uğurlandı
Gözyaşlarıyla uğurlandı
Uçar Üretim Atölyesi Projesini değerlendirdi
Uçar Üretim Atölyesi Projesini değerlendirdi
Hacımüftüoğlu’ndan ‘Zeki Ekonomi’ vurgusu
Hacımüftüoğlu’ndan ‘Zeki Ekonomi’ vurgusu
PEF’de Yapay zeka konuşuldu
PEF’de Yapay zeka konuşuldu
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
30 Eylül 2010 Perşembe - 00:01

“Türkçe Milli Birliğin ifadesi”

Prof. Dr. Muhsine Börekçi, “Türkçe için gerçek bir bayram ortamı olmasa da, Türkçenin bugünümüz için, geleceğimiz için büyük bir önemi vardır.” dedi. Börekçi, “Dünyada başka bir örneği daha var mıdır, bilmiyorum. Ama dili ile bayram eden bir millet olduğumuzun bilinmesinde çok büyük faydalar var.” dedi..

“Türkçe Milli Birliğin ifadesi”

Prof. Dr. Muhsine Börekçi, “Türkçe için gerçek bir bayram ortamı olmasa da, Türkçenin bugünümüz için, geleceğimiz için büyük bir önemi vardır.” dedi.
Türk ulusunun zengin bayram kültürü içerisinde Türkçe için de birbirinden ayrı iki bayram oluşturulduğu bildirildi.
//TÜRK DİLİ BAYRAMI
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi (KKEF) Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhsine Börekçi, Türk Dil Bayramı’nın, 13 Mayıs ve 26 Eylül tarihlerinde ayrı ayrı kutlandığını söyledi. Türk Dil Kurultayı’nın toplanışının 78’inci yıldönümü olan 26 Eylül gününün yanında, Karamanoğlu Mehmet Bey’in, Türkçe ile ilgili olarak ferman yayınladığı 13 Mayıs tarihinin, Türk dili açısından çok büyük bir önem taşıdığını kaydeden Börekçi, “Dünyada başka bir örneği daha var mıdır, bilmiyorum. Ama dili ile bayram eden bir millet olduğumuzun bilinmesinde çok büyük faydalar var.” ifadelerini kullandı. 
//BAYRAMIN KARŞILIĞI
Kaşgarlı Mahmud’a göre, Türkçede bayramın, ‘sevinç, eğlence günü’ anlamına geldiğini dile getiren Börekçi, Bayramın oluşması için, bayram sevincini oluşturacak kutlu, mutlu olaylara ihtiyaç olduğuna işaret ederek, “Ergenekon’dan çıkış, yeni bir ilin fethi, bir devletin kurulması, ulusal egemenliğin belgelenmesi, baharın gelmesi, yaylaya çıkılması, yayladan inilmesi… Milli, toplumsal, ekonomik pek çok eğlence gününe Ramazan ve Kurban sevinçleri de eklenince oldukça zengin bir bayram kültürümüz oluşmuştur. Bireyler mutlu değilse bayram, bayram gibi yaşanamaz.” diye konuştu.
//TÜRKÇE’NİN ÖNEMİ VE TÜRK DİLİ BAYRAMI
Sevinç ve eğlence şartları oluşmamışsa; üzgün nağmelerin ‘bayram gelmiş neyime/anam anam garibem. Kan damlar yüreğime/anam anam garibem’ şeklinde türküleşeceğini ifade eden Prof. Dr. Börekçi, “Türk ulusunun bu zengin bayram kültürü Türkçe için de iki bayram oluşturmuştur. Biri 13 Mayıs’ta, diğeri 26 Eylül’de kutlanıyor. Dil bayramı kutlayan başka ülke var mı, bilmiyorum. Ancak bir ülkede yaşanan diğer bayramların kalıcı olması için dilin her gün bayram nesnesi olarak kutsal sayılması gerektiğini biliyorum.” dedi.
13 Mayıs’ta kutlanan Dil Bayramının dayandığı olayın, Türk Dili Tarihinin önemli olaylarından birisi olduğunu anlatan Börekçi, “Dandanakan savaşından sonra batıya doğru ilerleyen Oğuzlar, önce İran'a yerleşerek burada Büyük Selçuklu İmparatorluğunu kurmuşlar. 1071'deki Malazgirt savaşıyla da Anadolu'ya girip burayı Türk yurdu haline getirmişlerdir. Ancak Türkçe, Selçuklu sarayına ve Selçuklu medreselerine girememiştir. Arapça bilim; Farsça divan ve edebiyat dili olarak kabul görmüş; Selçuklu sultanları Türkçe adlarını bırakıp Keykubat, Keyhüsrev gibi Farsça adlar, unvanlar almışlardır. Bu dönemde bilim, sanat ve yönetim ortamında uzun bir sessizlik yaşayan Türkçe, ancak halk arasında canlılığını sürdürmüştür.” dedi.
//KARAMANOĞLU MEHMET BEY’İN FERMANI…
1277'de Karamanoğlu Mehmet Bey’in, ayaklanarak Konya'yı ele geçirdikten sonra bir ferman yayınladığını hatırlatan Börekçi, "Bu günden sonra divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya.” şeklindeki fermanın, Türkçenin ilk defa resmen devlet dili olarak kabul edildiği şeklinde değerlendirildiğini belirtti. Bu olayın yıldönümü olan 13 Mayıs'ta, törenler düzenlendiğini ve bu günün ‘Dil Bayramı’ olarak kutlandığını vurgulayan Börekçi, “Bu ferman, aslında Türkçenin ‘Devlet Dili’ olmasını sağlayamamıştır. Çünkü Mehmet Bey, kısa bir süre sonra III. Gıyaseddin'i destekleyen Moğollar tarafından şehit edilmiş, Selçuklu sarayında Türkçenin devlet dili olarak kullanılmasına son verilmiştir. Ancak Mehmet Bey'in Anadolu Türkmen halkının tepkisini de yansıtan bu fermanı, Türkçecilik bilincine büyük ölçüde katkıda bulunmuş, beylikler döneminde Türkçe devlet dili olmuştur.” şeklinde konuştu.  
//DİL BAYRAMI, TÜRKÇE’Yİ SEVEN, HERKESİN BAYRAMIDIR
26 Eylül’de kutlanan bir diğer Dil Bayramı’nın ise, Türk Dil Kurultayı’nın toplanmasının yıldönümü olduğunu anlatan Börekçi, böylece Türk dilinin başka dillerin boyunduruğundan çıkarıldığını ifade etti. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kültür kurumlarından biri olan Türk Dil Kurumu’nun 78 yıl önce, 12 Temmuz 1932’de kurulduğunu kaydeden Börekçi, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde dil ve tarih, Atatürk’ün en çok önem verdiği olgulardı. Önce 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. Uluslaşmanın en önemli temellerinden bir diğeri de dil idi. Bunun bilincinde olan Atatürk, 11 Temmuz 1932 gecesi sofrasında bulunanlara ‘Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?’ diye sorar. Oradakilerin bu düşünceye katılması üzerine ‘Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun’ diyerek, Türk Dil Kurumu’nun temellerini atar. Ertesi gün Samih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri İçişleri Bakanlığı’na başvururlar. Sonradan adı Türk Dil Kurumu’na çevrilecek olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulur. Kuruluşun üzerinden çok geçmeden, 26 Eylül 1932’de Türk Dil Kurultayı toplanır.” diye konuştu. 
//“TÜRKÇE İÇİN GERÇEKTEN BİR BAYRAM ORTAMI VARDIR DERSEK, YANILIRIZ…”
Bugün Türkçe için gerçekten bir bayram ortamının olup olmadığını anlamak için bazı soruların olumlu yanıt bulmasının gerektiğini vurgulayan Börekçi, bu soruları şöyle sıraladı: “Bir kere eğitim dili olarak Türkçeye gereken önem verilmekte midir? Günümüzde Türkçe bilim dili niteliği kazanmış mıdır, bilim adamları Türkçeye gereken önemi vermekte midir? Türkçeyi kullanan eğitimli veya eğitimsiz kişiler ana dili bilincine ve yeterli bilgiye sahip midir? Onlar Türkçeye gereken önemi veriyorlar mıdır?”
KKEF Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhsine Börekçi, bu sorulara verilen cevabın ne yazık ki, olumsuz yönde olduğuna dikkat çekerek, “Ancak bütün bunlardan daha üzücü olan durum; Türkiye Cumhuriyeti televizyonunda, dil kimliği kazanmaya çalışan ağızların bu amacına ulaşması için zaman zaman Türkçenin susturulmasıdır. Ulusal düzeyde yayın yapan televizyon kanallarının yayımladığı dizilerin hiç beklemediğimiz bir yerinde, başka bir dil olarak oluşturulmaya çalışılan bir yerel ağzın kulağımıza çarpmasıdır. Bu, Türk yurdunda başka dil veyahut dillere alıştırılma planıdır ve bu durumun giderek doğal karşılanmasıdır. Ana dili özgürlüğünün arkasına saklanarak, ana dil egemenliğinin ve onunla gelen üniter yapının tehdit edilmesidir. Çarşıda, pazarda, eğlence yerlerinde, müzik dinletilerinde bir yabancı dil konumunda değil, Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasını, Türkçenin tek resmi dil niteliğini paylaşmaya zorlanan bir yerel ağızla karşılaşma ihtimali oldukça yüksektir.” ifadelerini kullandı.
//“EĞER OLABİLİYORSA TÜRKÇEMİN BAYRAMI KUTLU OLSUN”
Pek çok Türk’ün yaşadığı Avrupa’da, Türkçenin böyle bir özgürlük bulamazken, aynı Avrupa’nın Türkiye’de Türkçeye karşı özgürlükler istemesinin ne anlama geldiğinin iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Börekçi, şunları kaydetti: “İşte böyle bir ortamda ‘Dil Bayramı’ kutluyoruz. Dağlarca’nın;  ‘Ama bağışla beni unutmuşum/Yıldızını, güneşini, ayını utanmadan/Öyle köksüz günlerim gelmiş bozkır çadırlarında, çırılçıplak/ Unutmuşum ana demesini bile/ Öykünmüşüm türküsünü ellerin/Ağzıma bir kara düşmüş bağışla beni./ dizeleriyle bir kere Türkçeye karşı özür borcumuzu ödemeliyiz. Türkçe için gerçek bir bayram ortamı olmasa da, Türkçenin bugünümüz için, geleceğimiz için önemini kavramamıza aracı olabileceğini düşünüyorum. Bize Bilge Kağan, Kaşgarlı Mahmut, Fahrettin Mübarekşah, Karamanoğlu Mehmet Bey, Ali Şir Nevâi ve Atatürk gibi Türkçecilerin felsefelerini bir kez daha değerlendirme olanağı sunarsa; bu bayramlar amacına ulaşabilir. Resmi yazışmalarda kullanılmayan, eğitim dili olarak benimsenmeyen, ithal edilen teknolojik ürünlerin kullanma kılavuzunda yer almayan, devlet televizyonunda dil kimliği arayışındaki ağızlara yer vermek için zaman zaman susturulan Türkçemin eğer olabilirse, bayramı kutlu olsun!”

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erzurum, festivale hazırlanıyor
Dadaş Film tarafından geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Dadaş ...
Algan gözyaşlarıyla uğurlandı
3 gün önce vefat eden Erzurumlu oyuncu, yönetmen, araştırmacı, eğitmen, ...
Erzurum Bediüzzaman Tırı’nı ağırladı
Yeni Asya Gazetesi’nin, Bediüzzaman Hazretlerinin vefatının 50. yılı dolayısıyla ...
 
Doğu, turizmde bir ilki yaşayacak
Anadolu'nun eski dönemlerine ilişkin birçok bilgiyi gün ışığına çıkaran ...
Erzurum fırsatı kaçırdı..
Erzurum Yakutiye Belediyesi Mehter takımı Doğu Anadolu Bölgesinin ilk ...
Nuh Peygambere adanmış Doğu Anadolu Turu
Almanya'dan 17 kişilik turist grubu, "Nuh Peygambere Adanmış Doğu Anadolu ...
 
EDT hedef büyüttü..
Erzurum Devlet Tiyatroları (DT) Müdürü Sedat Şenoğlu, 2010 - 2011 döneminde ...
Algan, yaşama veda etti
Tedavi gördüğü hastanede vefat eden Erzurumlu Oyuncu, yönetmen Beklan ...
Klasik Müzik Anadolu'ya yayılıyor
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), 'Kampüste Senfonik Akşamlar' ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Bağlantılı İlişkiler
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Bir yumrukta çürüyen vicdan
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Asansör Takım Olmanın Alemi Var mı? Ve Erzurumspor Gerçeği
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Dadaş Tahsin Bayramoğlu’nun ardından
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Türk Milleti: Medeniyetin Evrensel Mimarları
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’un Dirilişi yahut 107 Yılın Çığlığı
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva