SAMET ÖZÜNAL (GHA) – Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Kuzey Batı (Kıpçak) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Mayramgül Dıykanbayeva, Kırgız Halk Kültürü konulu bir konferans verdi. Edebiyat Fakültesi’nde öğrenim gören öğrencilerle öğretim üyelerinin büyük ilgi gösterdiği konferansta Dıykanbayeva, Kırgız kültürünün zenginliklerini anlattı.
//TÜRK KÜLTÜRÜNÜN ZENGİNLİKLERİ
Aile yaşantılarından dini inanışlarına, örf ve adetlerinden ölüm ve düğünlerine varıncaya kadar Kırgızların taşıdığı kültürel özellikleri sıralayan Mayramgül Dıykanbayeva, “Kırgızlarda aile yapısı ve aile hayatı büyük bir önem taşır. Bebekler daha beşikte iken sözleri kesilir, dünür olunur. Kırgızlarda evlenme çağı gelmiş genç kızlara erkekler değil, erkeklerin adına babaları evlenme teklif eder. Evlendikten sonra gelin hamile kalırsa ve rüyasında inci-boncuk görürse, bebeğin kız; bıçak ve balta görülürse, bebeğin erkek olacağına inanılır.” diye konuştu. Hamile bir Kırgız kadınının, ölü bir bebek doğması halinde ise, bebeğin Tanrının olduğuna inanıldığını kaydeden Dıykanbayeva, ayrıca yeni doğmuş bir bebeğe isim koyma işleminin de, belirli bir tören eşliğinde yapıldığını söyledi.
//ANADOLU’DA TÜRK KÜLTÜRÜ HAKİMİYETİ
Kırgız kültürünün, Anadolu’da yaşayan Türk halkının sahip olduğu kültürle benzer birçok özellik taşıdığını anlatan Mayramgül Dıykanbayeva, “Anadolu’da kız tarafına ödenen ve başlık parası denilen adet, Kırgızlarda da söz konusudur. Erkek tarafı kızın ailesine başlık parası öder. Gelin olacak kız çeyizini hazırlamaya koyulur. Düğünler de, aile efradının katılımıyla geniş biçimde yapılır ve günlerce sürer.” diye konuştu.
//TÜRK KÜLTÜRÜ VE ADETLERİMİZ
Kırgız halk kültüründe ölümün de çeşitli anlamlar yüklendiğini dile getiren Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Kuzey Batı (Kıpçak) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Mayramgül Dıykanbayeva, “Kırgızlarda, ölen eğer bebek ise, ‘uçup gitti’, yetişkin ise, ‘gözlerini kapattı’ ve ‘yoruldu, gitti’ gibi ifadeler kullanılır. Ölenler için ağıtlar yakılır; eğer ölen erkekse erkek, kadınsa cenazeyi kadınlar yıkar. Cenaze yıkanırken eğer erkekse başı sol tarafa, kadınsa, sağ tafra yaslanır.” ifadelerini kullandı. Kırgızlarda vasiyetin de büyük bir önem taşıdığını belirten Mayramgül Dıykanbayeva, “Biri ölünce hemen defnedilmez, 3 gün bekletilir. Öleninin tüm yakınlarının cenaze merasimine katılmaları beklenir. Adına ‘karalı ev’ denilen, Anadolu’daki karşılığıyla taziye evi kurulur. Cenazeye gelenlere birer parça kumaş verilir. Mezarlığa ise, 18 yaşından büyük erkekler gider, kadınların mezarlığa gitmelerine izin verilmez. Ölü evinde cenaze yakınları olan kadınlar başlarını siyah örtüyle kapatırlar.” şeklinde konuştu.
Kırgızların, ‘kımız’ adı verilen At Sütü içtiklerini, milli çalgılarının ise, Kopuz olduğunu söyleyen Mayramgül Dıykanbayeva, Başkent’in ise, Bişkek olduğunu sözlerine ekledi.