ERTUGAY TARIM SEKTÖRÜNÜ ELE ALDI
Tarımda tam bir yıkım dönemi yaşandığını öne süren Ertugay TBMM bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada “Gerek coğrafi özelliğimiz, coğrafi zenginliğimiz gerekse sahip olduğumuz yüksek tarımsal potansiyelimiz, arazi varlığımız, bazı temel ürünlerimiz başta olmak üzere birçok üründe dünya çapında yüksek miktarlarda üretimimiz dikkate alındığında tarımın ülkemiz için önemi ve vazgeçilmezliğinin bir kat daha yüksek olduğu görülecektir. 2008 yılının ilk aylarında dünyada yaşanan gıda darlığına ve gıda fiyatlarının aşırı yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan ve bütün ülkeleri yeni ve ciddi tedbirler almaya zorlayan açlık krizi, tarım sektörünün ve tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu, ihmal edilmeye asla gelmeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ülkemizde kendi kendine yeterliğin ötesinde, bulunduğumuz coğrafyadaki insanları da besleyecek yüksek üretim potansiyelimiz ve değerimiz, en iddialı olduğumuz ürünlerde dahi, bütün bu yüksek değere rağmen zaman zaman en iddialı olduğumuz ürünlerde dahi sıkıntıların yaşanıyor olması, açlığın ve yoksulluğun halen önemli bir problem olarak ortada durması, kırsal kesimde yaşayan insanların yüzde 40'ının yoksulluk sınırının altında olması şimdiye kadar önemini bahsettiğim bu işin ciddiyetinin bu iktidar tarafından yeteri kadar kavranamadığını göstermektedir.” dedi.
TARIM İYİ YÖNETİLMİYOR
Hububat, bazı bakliyat ve daha birçok üründe AB’nin ve dünyanın 1'inci sırasında üretici olan, tahıl ambarı olan Türkiye’nin buğday, bakliyat ithal eder duruma düştüğünü ve bu durumun ülke tarımında ciddi problemler barındırdığını sergilediğini ifade eden Ertugay,
“Bu konum birçok şey yanlış yapılıyor demektir ve daha doğrusu doğru bir tarım politikası uygulanmıyor demektir. Bu şart ve bu imkanlara sahip ülkemizde bir tarafta milyonlarca insanımız sağlıklı ve dengeli beslenme imkanından ve yeterli miktarda gıdaya erişim hakkından mahrumken diğer taraftan altı yıldır dünyanın en pahalı girdisini kullanan ve yüksek maliyetlerin altında ezilen Türk çiftçisi çaresizlik içerisinde kıvranmakta, evini köyünü, yurdunu, çiftini çubuğunu, toprağını terk etmektedir. Tarımda tam bir yıkım dönemi yaşanmaktadır” diye konuştu.
TARIMIN PAYI DÜŞÜYOR
Son altı yılda gayrisafi millî hasılanın sektörel dağılımı içerisinde tarımın payı sürekli olarak ve ciddi oranlarda düştüğünü belirten Ertugay “2002 yılında tarımın gayrisafi yurt içi hasıladaki payı yüzde 12,2'dir. Bu oran 2003'te yüzde 11,8'e, 2005'te yüzde 10,3'e, 2006'da 9,2'ye, 2007'de 8,9'a düşmüştür.” dedi.
TARIM BÜTÇESİNDE DARALMA
Tarım Bakanlığının bütçeden aldığı payın 2007 yılında yüzde 3,29 iken 2008 yılında yüzde 3,10, 2009 bütçesinde ise yüzde 2,94'e düştüğünü anlatan Ertugay, “ Desteklemelere gelince… Bu iktidarın ciddi, kalıcı, istikrarlı bir destekleme politikasını uygulamadığını, böyle bir politikayı uygulamada son derece yetersiz kaldığını defalarca ifade ettik. Bu bütçede de tarıma ayrılan destekler düşük tutulmuş ve giderek de azalmıştır. Daha önce de ifade ettik, 2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu'na göre "Öngörülen destek miktarı gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'inden az olamayacak." hükmüne rağmen her üç yıldaki verilen destekler bu oranın ciddi şekilde altında seyretmiştir. Yine, Tarım Bakanlığına genel bütçeden ayrılan bütçe içerisinde de desteklemeye ayrılan paylar giderek düştüğü gibi, Türkiye toplam destekleme bütçesinden tarım desteklerine ayrılan pay da düşmüştür. 2007 yılında toplam Türkiye destekleme bütçesinden yüzde 7,91 yani yaklaşık 5,3 katrilyon alan Bakanlık, 2009 yılında bu oran yüzde 6,31'e düşmüştür, yani rakamsal olarak da 5,6 milyar YTL olarak gözükmektedir. Şimdi, Sayın Bakan çıkıp diyebilir ki: "Biz, 5,4 milyar YTL olan desteği 5,6 milyar YTL'ye çıkardık." dedi.