Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, genel seçimlerde aday adayı olmak isteyen partililere uyarılarda bulundu. Erdoğan, "Genel Merkezle bu tür şeyler görüşüldükten sonra aday adayı olmak için yola çıkılırsa çok sağlıklı olur. Ama herkesin bu demokratik hakkıdır. Fakat şunu unutmayın ki, eğer her önüne gelen arkadaşımız 'ben de adayım' derse o zaman seçimi kim götürecek? Öyle anlar yaşadık ki, adeta parti teşkilatı o ilde düşer hale geldi. Niye? Çünkü yedekler bile yetmemiştir. Bunun olmaması lazım" dedi.
//ADAY BELİRLEME SÜRECİ
Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,
2011 Genel Seçimleri için 12 Haziran tarihini belirlediklerini, gerekli hazırlıklara da başladıklarını anlattı.
Aday belirleme sürecinde anketlerle kamuoyu yoklamalarıyla her kademedeki partilinin görüş ve önerilerini alarak aday adaylarını tespit edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Öyle adaylar çıkaracağız ki her şehirde tek tek her vatandaşın 'ben de olsaydım onu aday gösterirdim' diyeceği bir hizmet anlayışını devreye sokacağız" dedi.
Erdoğan, seçim öncesinde yapılacak mitinglerde vatandaşa bugüne kadar gerçekleştirdikleri icraatlar ve bundan sonra hayata geçirecekleri projelerini anlatacaklarını belirtrek, "Siyaset laf üretme makamı laf üretme mesleği değildir. Siyaset bir icra makamıdır. İcraata yönelik dertlilerin bir araya geldiği anlayıştır. Bununla çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Muhalefetin ise şu ana kadar 'şunu yapacağız' diyemediğini belirten Erdoğan, "Veya 'iktidar şunu yaparsa iyi olur' dediğini duydunuz mu? Sadece karaleke çalmaya çalıştılar. Ama bunlar işe yaramadı. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz" diye konuştu.
//ADAY OLACAKLARA, GENEL MERKEZLE GÖRÜŞÜN UYARISI
Erdoğan seçimlerden yine iktidar partisi olarak çıkacaklarına inandığını belirterk, "Bir kez daha millete hizmet etme şerefi nasip olacak" dedi. Partililere aday adayı olmak isteyenlere de uyarılarda da bulunan Erdoğan, şöyle konuştu: "Genel Merkezle bu tür şeyler görüşüldükten sonra aday adayı olmak için yola çıkılırsa çok sağlıklı olur. Ama herkesin bu demokratik hakkıdır. Fakat şunu unutmayın ki, eğer her önüne gelen arkadaşımız 'ben de adayım' derse o zaman seçimi kim götürecek? Öyle anlar yaşadık ki, adeta parti teşkilatı o ilde düşer hale geldi. Niye? Çünkü yedekler bile yetmemiştir. Bunun olmaması lazım. Çünkü eğer biz bir davaya inanmış, yeniden büyük bir Türkiye idealin inanmış bir siyasi partiysek, koordinasyon içerisinde adaylarımızı tabana yaygın şekilde, milletin dediği olur anlayışından hareketle, teşkilat ağırlıklı, kamuoyu araştırmalarıyla birlikte gerçekleştirerek, adımımızı atacağız".
SEÇİMLER 12 HAZİRAN'DA
Erdoğan, “Genel seçimlerin ne zaman yapılacağı konusunda ciddi değerlendirmeler yaptık ve partimizin içinde MYK'da şu anda oluşan hava 12 Haziran'da yapılması noktasında bir görüş birliği var. O tarihin her açıdan uygun olduğu, zira okulların tatile gireceği ve son imtihanların yapılacağı bir ay olması nedeniyle, temmuz olursa tatilin başlamış olmasından dolayı tekrar illere dönüşün sıkıntı yaratacağı düşünülerek, böyle bir kanaate varıldı. Seçime 7 aylık bir dönem kaldı. Artık kendi hazırlıklarımızın startını verdik. Teşkilatımız bu yönde hazırlıklarına başladı. Bu konuda en küçük bir rehavet, gönülsüzlük önce partimize sonra da milletimize haksızlık olur. Biz farklı bir partiyiz. Biz makamların değil, hizmetin, hırsların öne çıktığı değil, ben'in değil biz'in öne çıkarıldığı, milletin çıkarlarının gözetildiği bir partisiyiz. Muhalefetin tahrik diline gelmeyecek, bu tuzağına asla düşmeyeceğiz. Milletin üslup noktasında da bizim farkımızı görüyor biliyor ve yaşıyor. Hatalarımız eksiklerimiz olabilir doğrudur. Fakat bunu minimize etmenin gayreti içindeyiz. Genel seçimlerde biz farkımızı açıkça ortaya koymalıyız. İşte onun için 7 ay boyunca halkın diliyle konuşacak, sözümüzle özümüzle içimizle dışımızla aynı olduğumuzu birkez daha göstereceğiz. Biz yaptıklarımızı da anlatacağız, yapacaklarımızı da anlatacağız. Siyaset laf üretme makamı, mesleği değildir. Siyaset bir icra makamıdır. Bir icraata yönelik, dertlilerin bir araya geldiği anlayıştır.” dedi.
//MUHALEFETE TÜRKİYE VİZYONUNU KAZANDIRAMADIK
Konuşmasında muhalefeti eleştiren Başbakan Erdoğan şunları söyledi: “İşte bu süreç AK Parti'yle bu noktalara gelmiş bir süreçtir. Bu süreç 3 Kasım 2002 seçimleriyle kırılma yaşamış bir süreçtir. O emaneti kutsal bilerek yola devam ettiğimiz gün aslında heyecan kazanmış, o yüzden aşama kazanmış yüksele yüksele gelen bir süreçtir. 8 yıldır çok büyük işlerin içine imza attık. Umutsuzluk içinde devraldığımız Türkiye'yi, Umutlu Türkiye haline getirdik.
25 yıl önce temeli atılıp bırakılmış projeleri biz tamamlıyoruz. Rafları temizliyoruz. Ama bunun yanında sıfırdan başladıklarımız da var. Biz bir konuda başarısız olduk. Muhalefete tüm çabalarımıza rağmen, büyük Türkiye vizyonunu kazandıramadık. Sekiz yıldır ısrarla bıkmadan usanmadan muhalefetin Sivas'ın ötesine geçmesini istedim. Liderlerin, Ankara'dan dışarıya çıkmalarını istedik. Diyeceksiniz ki halk oylaması öncesinde çıktılar. Mesele o günlerde gezmek değil, her an Türkiye'yi dolaşmak.
PARTİLERİNİN İÇİNE KAPANDILAR
Parlamentoda ülkemiz için attığımız adımlarda hiçbir zaman yanımızda olmadılar. Her zaman köstek oldular. Nasıl olurda bunun önünü keserizi düşündüler. Desteği hiçbir zaman vermediler. Biz dünyayı da biraz tanıyoruz. Dünyada hiçbir zaman muhalefet bu anlayışla hareket etmez. Eğer ülkesinin çıkarı varsa gelir desteği verir. Halk oylaması bitti, muhalefet Ankara'ya kapandı. Hatta birileri de partilerinin içine kapandı.
İnşallah bir gün Iğdır'ın, Hatay'ın Edirne'nin ötesine gidenler. İnşallah Türkiye'nin içerden ve dışarıdan görme imkânına kavuşurlar. Her zaman yine bir şey söylüyorum. Bu millet çok hayal kırıklığı yaşadı. İşte biz bunları yaşatmayacağız. Eğer yanlış yaparsak, emaneti gerektiği gibi korumazsak sadece Mardin, sadece Trabzon, Mersin, Erzurum, Tekirdağ değil, Şam'da hayal kırıklığı Yaşar, Beyrut'ta, Üsküp'te Prizren, Saraybosna onlarda hayal kırıklığı yaşar. “