SAĞLIK BAKANI AKDAĞ
"AK PARTİ, SAĞLIĞI PİYASALAŞMAKTAN KURTARIYOR"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, büyük şehirler için sağlık kampüsüne ihtiyaç bulunduğunu belirtirken, sağlıkla ilgili binaların yapımı için kamu-özel projesini hayata geçireceklerini söyledi.
Aile Hekimliği Projesi hazırlıklarıyla ilgili de bilgi veren Bakan Akdağ, "Aile hekimliğine karşı çıkanlar, bireyin özgürlüğüne karşı çıktıklarının farkında değillerdir" dedi.
Akdağ, sağlıkta dönüşüm programının hükümetin ortaya koyduğu, yerli ve ülke şartlarını göz önüne alan bir program olduğunu savundu. 4 sene içinde sağlık hizmetlerinin ileri noktalara getirildiğini, bu programda yapılacak çok şeyin olduğunu, ancak programın eksikliklerinin de bulunduğunu kaydetti. Akdağ, "Önemli olan bundan 4 sene öncesiyle kıyasladığımızda nereden nereye geldiğimiz, ne kadar mesafe aldığımızdır. Gerçekten Türkiye'de ciddi mesafe aldığımızı görüyoruz. Bir defa vatandaşlarımız, sağlık hizmetlerine erişme konusunda, geçmişle kıyaslanamayacak kadar geniş imkanlara kavuştu. Artık işçiler, tabiri caizse "sen sadece SSK hastanelerine, işçi hastanelerine gidersin, onun dışında hastanelere gitmek için önüne engeller koyarız, ilaç almak için önünde engeller var, dar hastane koridorlarında saatlerce ilaç almak için kuyrukta bekleyeceksin" mantığından kurtarılmış oldu. Bu çok yanlış bir mantıktı. Yıllarca 30 milyona yakın işçi ve onların yakınları, çile çekti, bu çile sona erdi" diye konuştu.
Yeşil kartlı hastaların da bu dönüşüm sistemiyle rahatlatıldığını bildiren Akdağ, reçetelerin serbest eczanelerden rahatlıkla alınabildiğini belirtti.
"AK PARTİ, SAĞLIĞI PİYASALAŞMAKTAN KURTARIYOR"
58 ve 59. Hükümetler döneminde bakanlığının sağlık hizmetlerinde önemli gelişmeler kaydedildiğini, göreve geldiklerinde bakanlığa bağlı kuruluşlarda tam zamanlı olarak hizmet verenlerin oranının yüzde 2 olduğunu, bu oranının bugün yüzde 59'a çıktığını, bu gelişmenin bile "AK Parti, sağlık hizmetlerini piyasalaştırıyor" iddialarında bulunanların yanılgı içinde olduklarını gösterdiğini savunan Bakan Akdağ, şöyle konuştu:
"Bir buçuk aydan bu yana uygulanan aile hekimliği sonuçlarına baktığımızda, bu uygulamanın büyük bir başarıyla yürüdüğünü görmekteyiz. Aile hekimliğini, şu anki sistem olan sosyalizasyondan ayıran birkaç önemli fark var. En önemlisi de şudur; Bizler, vatandaş olarak aile hekimliğinde kendi hekimimizi seçme hürriyetine kavuşuyoruz. Sosyalizasyon modelinde bir grup vatandaş, bir grup hekim ve onlarla çalışanlardan, sağlık hizmeti almakta. Siz birey olarak hekiminizi seçemezsiniz. Sağlık ocağında sizle ilgili ebe, hemşire kimse, onlar sizin doktorunuzdur, ekibinizdir. Aile hekimliğiyle, bu tercihi elde etmiş oluyorsunuz. Kişinin doktorunu seçmesi kadar tabii bir şey yoktur. Aile hekimliğine karşı çıkanlar, bireyin özgürlüğüne de karşı çıktıklarının farkında değillerdir. Onlara, bunu hatırlatmak istiyorum".
Sağlıkta memnuniyetin de dönüşüm programının hayata geçmesiyle eşzamanlı olarak arttığını, 2003 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre, yüzde 37 olan memnuniyetin, bugün yüzde 50'lerin üzerine çıktığını ifade eden Akdağ, bir soru üzerine, bütün dünyada kalp ve damar rahatsızlıklarıyla kanserin ölümlerde ilk 2 sırayı aldığını, bunların önlenmesi için yaşam biçimi değiştirilerek alınabilecek çok güzel tedbirler olduğunu hatırlattı. Akdağ, bu tedbirleri; sigara içmemek, şişmanlamamak, kolestrolün düşük olmasına dikkat etmek, bol bol meyve ve sebze tüketmek, ayrıca insanın kendisini aktive etmesi olarak sıraladı.
Akdağ, "Aile Hekimliği"ne, Türkiye genelinde geçiş süreciyle ilgili bir soru üzerine de, bu uygulamaya, 2008'in sonuna kadar bütün Türkiye'de geçilebileceğini düşündüklerini kaydetti.
Bakan Akdağ, basın toplantısının ardından 112 Şube Müdürlüğü ile Kamuta Merkezi ve Kriz Merkezi'nde incelemelerde bulundu. Eğitim odasında bir makete kalp masajı yaparak verilerini bilgisayar ekranından izleyen Akdağ, 112 sağlık hizmetleri, polis ve itfaiyenin bir telefon numarasında toplanması gerektiğinin altını çizdi. Akdağ, bu 3 kuruluşun, kimi zaman olaylara birlikte müdahale etmek zorunda kaldığını vurguladı.
Türkiye'de bir de hava ambulans sistemine ihtiyaç duyulduğunu, bu amaçla çalışma yaptıklarını bildiren Bakan Akdağ, 15 tane ambulansın konuşlandırılacağını, bunlardan birisinin de İzmir'de olacağını belirtti.