Türk Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği Başkanı İbrahim Aydemir, Ömer Seyfettin’in kalemiyle sadece hikâyeler anlatmadığını, aynı zamanda bir milletin şuurunu inşa ettiğini belirterek, onun eserlerinin milli kimliği güçlendiren birer yapı taşı olduğunu ifade ederek, “O’nu Her daim rahmet ve minnetle yad edeceğiz” dedi.
MİLLİ ŞUURUN KALEMİYLE NESİLLERE IŞIK TUTTU
İbrahim Aydemir, Ömer Seyfettin’in genç kuşakları milli bir zihinle donattığını, kaleme aldığı her hikâyenin vatan ve millet sevgisini derinleştirdiğini belirtti. “Ömer Seyfettin’in hikâyeleri, insanlara sadece bir olay anlatmak için değil, onlara vatanı, milleti, bağımsızlığı ve cesareti öğretmek için yazılmıştır” diyen Aydemir, özellikle “Kaşağı”, “Falaka”, “Diyet”, “Bomba” gibi eserlerinde bireyin sorumluluklarını ve toplumsal değerleri işlediğini kaydetti.
“Pembe İncili Kaftan” ve “Forsa” gibi hikâyelerinde Osmanlı’nın ihtişamını, Türk’ün onurunu ve fedakârlığını anlattığını vurgulayan Aydemir, Ömer Seyfettin’in yazılarıyla tarihi sadece bir bilgi yığını olmaktan çıkardığını, bir ruh ve karakter meselesi haline getirdiğini ifade etti.
GENİŞ PERSPEKTİFLİ BİR BAKIŞ AÇISI KAZANDIRDI
İbrahim Aydemir, Ömer Seyfettin’in eserlerinin insanlara daha geniş bir perspektiften bakmayı öğrettiğini belirtti. “Ömer Seyfettin, bireyi sadece kendisiyle değil, içinde yaşadığı toplum ve tarihî kökleriyle düşünmeye sevk eden bir yazar olmuştur” diyen Aydemir, “Efruz Bey” adlı eserinde döneminin aydınlarını sorgularken, “Gizli Mabet” ve “Topuz” gibi hikâyelerinde tarih, inanç ve kimlik meselelerini ele aldığını dile getirdi.
Ömer Seyfettin’in, edebiyatı bir aydınlanma aracı olarak gördüğünü vurgulayan Aydemir, “Türk milletinin sahip olduğu büyük mirası ve değerleri genç zihinlere aktarmanın en etkili yolu edebiyattır. Onun gibi yazarlar, nesillerin karakterini şekillendiren, toplumu ayakta tutan fikir insanlarıdır” şeklinde konuştu.
TÜRKÇENİN GÜCÜNÜ KANITLADI
İbrahim Aydemir, Ömer Seyfettin’in sadece anlattığı konularla değil, diliyle de Türk milletine büyük bir miras bıraktığını belirtti. “Sanat için sanat değil, toplum için sanat anlayışını benimsemiş, Türkçeyi yabancı kelimelerin esaretinden kurtarmak için mücadele etmiştir” diyen Aydemir, onun “Genç Kalemler” hareketiyle başlattığı dilde sadeleşme sürecinin, bugünkü Türkçenin temel taşlarından biri olduğunu ifade etti.
Ömer Seyfettin’in “And”, “Mahçupluk İmtihanı”, “Niçin Zengin Olamamış”, “Yalnız Efe” gibi eserlerinde hem sade bir Türkçeyle yazmanın hem de güçlü bir anlatımla okuyucuyu etkilemenin en güzel örneklerini sunduğunu belirten Aydemir, “Bugün onun hikâyelerini okuyan herkes, Türkçe’nin ne kadar etkileyici bir dil olduğunu bir kez daha anlıyor” dedi.
Ömer Seyfettin’in vefatının üzerinden yıllar geçmesine rağmen eserlerinin hâlâ yeni nesillere ışık tuttuğunu vurgulayan İbrahim Aydemir, “Ömer Seyfettin, yalnızca bir hikâye yazarı değil, milletinin hafızasını diri tutan, onu geleceğe hazırlayan bir kalem ustasıdır” ifadelerini kullandı.