23 Ekim 1840 tarihinden itibaren hizmet veren Posta Telefon Telgraf (PTT) Teşkilatı 'teknolojik gelişmelere yenik düştü' derken resmi tebligatlar, kredi kartı ayrıntıları GSM ve ADSL faturaları ile birlikte yeniden gözde bir kuruluş haline geldi. Teknolojiye rağmen PTT'nin hizmetlerindeki bazı sıkıntılar ise yıllardır değişmedi. Kimilerinin muziplik amacıyla kimilerinin ise adresini bilmemesi nedeniyle gayet ciddi olarak yazdığı adresler teşkilatta çalışan postacılara zor anlar yaşatıyor.
TÜRK MİZAHINDAN ÖRNEKLER
Bir taraftanküreselleşen dünyanın gerçeklerini yerine getirerek yenilenen kurum halen daha akla hayale gelmeyen adreslerin yazılı bulunduğu mektup zarflarını sahiplerine ulaştırmaya çalışıyor. Türk mizahına konu olacak şekilde adreslerin yer aldığı zarfları ulaştırmak için kafa kafaya verip fikir alışverişinde bulunan postacılar, dedektifler gibi uzun süre alıcının izini de sürmek zorunda kalıyor. Bulamadıkları adreslerin mektuplarını da dağıtım servisinin camına asıyorlar. Bazı adreslerin bilgisayar ortamından çıktığını belirten bir postacı, "Hakikaten vatandaşların verdiği adresler olduğu için gayet ciddi yazılıyor. İş yoğunluğumuza rağmen bir de böyle adresleri bulmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımız dolaştığı güzergahtaki insanlarla iç içe oluyor. Birçok aileyi herkesten daha fazla tanıyoruz. Ama öyle adreslerle karşılaşıyoruz ki bulmakta zorlanıyoruz" dedi.
ADRESE BAK, HİZAYA GEL
Bulamadıkları adreslerde olduğunu anlatan postacı, şöyle konuştu: "Mesala 'sokağın başından 50 metre sağa dön, 5 metre aşağıya git. Kenarda sarı bir ev var' ya da 'Çeşmenin yanına gittin mi demir kapılı ev' yazanlar da çıkmıştı. Mahalle ve sokaklardaki bakkal ve esnafı tanıdığımız için sora sora arıyoruz. İzini sürerek vatandaşlara mektuplarını ulaştırmaya çalışıyoruz."
Postacılara dedektiflik yaptıran ilginç adreslerden bazıları da şöyle:
"Bir banka tarafından gönderilen mektupda adres olarak 'Sayın Ali Osman T., Emekli Kapıcı yazarken bir mahkumun gönderdiği mektupda Alıcı: Şakir A., Giresun Mahallesi Sis Dağı Sokak Hamdi Bakkala Bırak..."