Gürcistan’ın, Osetya ve Abazya’yı işgal etmesiyle birlikte Kafkasya’da başlayan gerginlik, başta ABD olmak üzere tüm dünya ülkelerinin gözünü Karadeniz’e çevirirken, bölgede yaşanan olaylar, 1920 yılının son dönemlerini akıllara getiriyor.
1920 yılının sonlarında İngiliz devlet adamları tarafından gündeme getirilen Kafkas Hattı Projesi, Kafkasya’da Bolşevik yayılmasının önüne geçmeyi hedeflerken, aynı proje bugün bir başka versiyonla ABD’nin rüyalarını süslemeye başladı.
KAFKAS HATTI PROJESİ
Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Arş. Gör. Ömer Erden, “Kafkasya’da yaşanan gelişmeler, 1920 yılının sonlarında gündeme gelen Kafkas Hattı Projesi’ni anımsatıyor” dedi.
Kafkas Hattı Projesi’nin 1920 yılının sonlarında İngiliz devlet adamlarının Kafkasya’da Bolşevik yayılmasına set çekmek amacıyla ortaya atıldığını söyleyen Erden, bu projeyle, Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan arasında oluşturulacak bir ittifakla bölgede Sovyet yayılmasına engel olunmasının düşünüldüğünü kaydetti. Erden, ayrıca bu devletler arasında ekonomik işbirliğinin sağlanmasının planlandığına dikkati çekerek, İngiliz ve Fransızların bu amaçla Mustafa Kemal başkanlığında Ankara’da yeni kurulmuş olan milli hükümetle ilişki kurma çabalarının bulunduğunu belirtti.
BAKÛ, GROZNİ VE BATUM HAYATİ ÖNEME SAHİP
Sovyet Rusya’nın ise, bu gelişmeleri endişeyle takip ettiğini anlatan Ömer Erden, “Sovyetler bu dönemde Azerbaycan’ı yeni Bolşevikleştirmişler ve bölgede tam olarak hakimiyet kuramamışlardı. Bakü ve Grozni Sovyet Rusya için hayati öneme sahipti. Buralardan elde edilen petrol Sovyet ekonomisini ayakta tutuyordu. Sovyetler İngilizlerin Kafkas hattıyla ilgili çalışmalarını endişe ile takip ediyor ve İngilizlerin Türklerle ittifak kurarak bölgeye hakim olmalarından, böylece de kendileri için hayati öneme sahip Bakü ve Grozni petrol kaynaklarının ellerinden alınacağından çok korkuyorlardı. Bu nedenle de Azerbaycan’ı Bolşevik yaptıktan sonra hızla hareket edip Ermenistan ve Gürcistan’ı da Bolşevikleştirmek ve Kafkas hattı projesine engel olmak istiyorlardı” diye konuştu.
Gürcistan ve özellikle de Batum’un, Rusya için çok önemli olduğunu vurgulayan Arş. Gör. Ömer Erden, petrol fazlasını dışarıya satıp, yerine ihtiyaç duyulan maddeleri alabilmek için Rusya’nın Batum limanına ihtiyacı olduğunu söyleyerek,“Bu nedenle Sovyetler 1920’nin Aralık ayında Ermenistan’ı Bolşevikleştirdikten sonra 1921 Şubat ayında da Gürcistan’ı Bolşevikleştirmek için harekete geçti. Sovyet Rusya’nın bu ülkeleri Bolşevikleştirme çabaları Kafkas Hattı Projesi’nin daha yoğun bir şekilde tartışılmasına neden oldu. Bölgedeki İngiliz temsilcisi Albay Stokes Lord Curzon’a gönderdiği telgrafta artık Türklere karşı Yunanlıları desteklemekten vazgeçilmesini Kafkasya’da Bolşevik ilerlemesine engel olmak için Türklerin desteklenmesi gerektiğini tavsiye etmekteydi” şeklinde konuştu.
İTİLAF DEVLETLERİNİN İSTEDİĞİ OLMADI
1921 Şubat ayında Ankara Hükümeti tarafından Sovyet Rusya ile bir dostluk anlaşması yapmak, ayrıca çok ihtiyaç duyulan para ve silah yardımını Ruslardan almak için Moskova’ya bir heyet gönderildiğini hatırlatan Ömer Erden, “Ankara Hükümeti aynı zamanda İtilaf devletlerinin daveti üzerine Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey başkanlığında başka bir heyeti de Londra’ya göndermiştir. Bekir Sami Bey, Londra’da İngiliz ve Fransız devlet adamları ile Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan arasında kurulması planlanan Kafkas hattıyla ilgili, görüşmeler yapıyor ve bu konuda anlaşma sağlanmasına çalışılıyordu” şeklinde konuştu.
Ömer Erden, şöyle konuştu: “Milli mücadelenin önde gelen isimlerinin bir kısmı Kafkas hattından yana tavır koyuyor ve Bolşeviklere nefretle bakıyordu bir kısmı ise İtilaf devletlerinden hiçbir fayda sağlanamayacağını mutlaka Sovyet Rusya ile anlaşma yapılmasının gerekli olduğunu savunuyordu. Fakat bütün bu projelerin beklide hayallerin ötesinde gerçekler vardı. İngiliz ve Fransız hükümeti hala Yunan ordusunu desteklemekteydi. Bu iki devlette Yunanistan’ın müttefikiydi ve Yunanistan İzmir’i işgal etmiş, Batı Anadolu’yu da işgal etmek istiyordu, yani Türklerle savaş halindeydi. Oysa Türk Milli Mücadelesi’ne tek destek veren büyük devlet Sovyet Rusya idi. Sovyet Rusya da İngilizlerin, Fransızların ve onların müttefiklerinin düşmanıydı. Düşmanlar birdi ve dolayısıyla Türkiye ve Sovyet Rusya doğal müttefikti. Azda olsa Ruslardan yardım alınıyordu ve Moskova’da dostluk antlaşması imzalandıktan sonra daha da çok yardım alınabilecekti. Bu nedenle Sovyetlerle anlaşıp Kafkas hattı sevdasından vazgeçmek en akıllıca yoldu. Böylede yapıldı 16 Mart 1920’de Moskova Dostluk Antlaşması imzalandı”
KAFKAS HATTI PROJESİ’NDEN 88 YIL SONRA BU KEZ KAFKAS PAKTI GÜNDEME GETİRİLİYOR
Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Arş. Gör. Ömer Erden, 88 yıl sonra bu kez de Kafkas Paktı konusunun tartışılmaya başlandığını anlatarak, oyunun baş aktörünün ise bu kez Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olduğunu dile getirdi. Sovyetlerin dağılmasından sonra Rusya’nın bölgedeki kontrolünün zayıfladığını anlatan Erden, bölgeyle Amerika Birleşik Devletleri’nin de yakından ilgilenmeye başladığını ifade etti.
Arş. Gör. Ömer Erden, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatta gün geçtikçe bölgede büyük çıkarlar elde eden ABD, bölgenin tekrar Rusya’nın tam kontrolüne girmesini asla istememektedir. Son olarak Gürcistan ve Rusya arasındaki çatışmalar bölgede bir güvenlik paktının oluşturulması için tartışmaları gündeme taşımıştır. Fakat sorulması gereken soru şudur: Güvenlik paktı, kime karşı oluşturulacak? Kafkas Hattı Projesi’nde olduğu gibi Rusya’ya karşı mı, yoksa Rusya’nın da dahil olacağı bir pakt mı? Bölgede Türkiye’nin de çıkarları vardır. Ve Rusya bölgede hala güçlü bir devlettir. Akla gelen bir diğer soru ise, bu pakt Türkiye’nin Rusya ile iyi ilişkilerini nasıl etkileyecektir? Rusya’nın bu pakta dahil edileceği söyleniyor. Doğrusunu söylemek gerekirse bölgede Rusya’nın dahil olmayacağı bir güvenlik işbirliği projesinin başarılı olması, Rusya’nın bölgedeki etkinliği ve gücü göz önünde bulundurulursa, çok zordur. Belki de milli mücadele döneminde olduğu gibi Rusya ile sıkı iş birliği Türkiye için çok daha faydalı olacaktır”