Hastane yönetimlerinin idari ve mali açıdan özerk bir yapıya kavuşturulması için kamu hastane birliklerinin oluşturulmasını öngören tasarının yasalaşmasını takiben 3 ilde pilot uygulamanın başlatılacağına dikkati çeken Furunci, “Bu yasa tasarısı maalesef, Sağlık Bakanlığı’na devredilmiş olan bütün hastanelerin satışıyla elden çıkartılmasını öngörmektedir. İlgili 2 Komisyondan geçmiş ve TBMM Genel Kurulu’nda 2007’den beri görüşülmeyi beklemektedir. Eylül’de TBMM açıldığında tasarı geçecektir. 7 yıl önce 2003 Haziran ayında başlatılan, IMF ile DB eliyle “Sağlıkta Dönüşüm” Programı bu yıl tamamlanmak isteniyor. 1. Basamağın özelleştirilmesi amaçlı Aile Hekimliği ile başlayan süreç; SSK’nın beş yüzü aşan tüm sağlık kurumlarına Sağlık Bakanlığı’nca bedelsiz el konmasından ve SSK ilaç fabrikasının kapatılmasından sonra 1 Ekim 2008’de yürürlük alan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile yol aldı. Ocak 2010’da Tam Gün Yasası ile sürdürüldü ve KHBYT ile de noktalanmak istenmektedir.” diye konuştu.
//FURUNCİ, TASARININ İÇERİĞİNİ AKTARDI
KHBYT’nin, Sağlık Bakanlığı mülkiyetinde ve yönetimindeki 800 hastanenin 40 “Birlik” çatısında toplanarak hem yönetiminin hem de mülkiyetinin satılarak devrini öngördüğünü dile getiren Furunci, “KHBYT, incelendiğinde; 3/d ve 6/ç maddelerinde bunları çok net olarak görüyoruz. Tasarının 3/d maddesinin; ‘Birliğin her türlü araç, gereç, malzeme, taşınırları ile tapuda Birlik adına kayıtlı taşınmazları üzerindeki yapı ve tesisler ile birlikte satmak, kiralamak, kiraya vermek, devir ve takas işlemlerini yürütmek; 6/ç maddesinde ise Birliğin gelirleri kapsamında satış gelirleri öngörülüyor: “Tapuda Birlik adına kayıtlı olan taşınmazların üzerindeki yapı ve tesisler ile birlikte satışı, kiralanması, işletilmesi veya işlettirilmesinden elde edilecek gelirler ile Hazine’ye ait ve Birliğe tahsisli taşınmazların üzerindeki yapı ve tesisler ile birlikte tahsis amacı doğrultusunda kiralanması, işletilmesi veya işlettirilmesinden elde edilecek gelirler’ şeklinde oluştuğunu kaydeden Furunci, bu tasarının olumsuz bir takım sonuçlar doğuracağını ileri sürdü.
//“TASARI, ANAYASA’NIN EŞİTLİK İLKESİNE DE AYKIRI”
MMO Temsilcisi Furunci, “Bir örnekle açıklarsak, Hakkari ve yöresindeki Kamu Hastane Birlikleri satılarak şirketlere devredildikten sonra diyelim ki mali bakımdan zora girdiler. İflaslarını ilan ettiler. Bu bölgede sağlık hizmetlerini kim sunacak? KHBYT, kâr etmeyen Birlik’lerin “işletme” statüsünün kaldırılacağını belirtiyor. Yeniden kamulaştırılacak mı? Ülkenin doğu ve güneydoğusunda çok özel koşullar olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burada piyasa koşulları çalışmıyor, insanlarımız yoksul, sağlık hizmeti gereksinimleri yoğun. Öte yandan, bütün hastaneler A, B, C, D, E diye 5 sınıfa ayrılıyor. Hastanelerin sınıflandırılması “herkese eşit sağlık hizmeti evrensel ilkesine bir kere aykırılık taşıyor. Anayasa’mızın 10. maddesi herkesin yasa önünde eşitliğini öngörür. Tasarı dolayısı ile Anayasa’ya da aykırı.” şeklinde konuştu.
//‘KHB TASARISI SAYESİNDE HASTANELER TİPİK BİR İŞLETME HALİNİ ALACAK”
Aile Sağlığı Merkezlerinin daha şimdiden 4 sınıfa ayrıldığını anlatan Furunci, “Üstelik bu model 2010 içinde tüm ülkeye yaygınlaştırılacak. Sağlık çalışanları açısından değerlendirirsek; KHB yasa tasarısı gerçekleştiğinde, yönetsel kadrodaki başhekim, hastane müdürü, hemşirelik hizmetleri müdürü ve yardımcıları konumlarını yitirecek, yerlerine sözleşmeli yöneticiler alınacaktır. Başhekim artık yöneten başhekim olmayacak. 7 kişilik Birlik Yönetim Kurulu bir tür “Sağlık Holdingi”nin başında olacak. İl Sağlık Müdürü ve Sağlık Bakanlığı’nın atadığı bir hekim bu 7 kişinin içinde 2 hekim. Ancak o kadar ilginç kurallar var ki, örneğin; Yönetim Kurulu Başkanı’nın gündem konusunda mutlak bir egemenliği var. Yönetim Kurulu Başkanı’nın kabul etmediği hiçbir madde gündeme alınamıyor; bir kez bu antidemokratik. Bu 7 kişilik kurulda demokrasi diye bir şey yok. KHB, tipik olarak birer işletme olarak tanımlanıyor. Yönetim Kurulu’nda Ticaret ve Sanayi Odalarının temsilcisi var. Taslakta merkezi yönetimin vesayetine ilişkin hemen hemen hiç düzenleme yok. Denetim hizmeti bile satın alınacak! Dolayısıyla ulusal ölçekte sağlık insan gücü planlamasını kimler ve DPT nasıl yapacak? En önemlisi sağlık çalışanları için iş güvencesi bitiyor! Her yıl sözleşmeleri yenilenecek, yenilenmeyecek, Tekel işçilerinin reddettiği şu ünlü 4/c’ye kaydırılmış olacaklar. Dolayısıyla pek çok sağlık çalışanı, bir anda kendilerini Tekel İşçileri gibi işsiz bulabilir. 657 sayılı yasanın 4/c kapsamında bile güvence sağlamayan esnek istihdama sözleşmeye, iş güvencesizliğine razı olacaklar veya işsiz kalacaklar. Bir başka nokta ise şu: Sözleşmeli eleman alınacağı için buralara, 7 kişilik KHB Yönetim Kurulu’nun kendi seçimini yapma riski var. Ciddi bir kadrolaşma olayı olabilir. Ayrıca bölgesel eleman alma eğilimi, ulusal kaynaşma, uluslaşma sürecine de ciddi sakınca oluşturabilir” şeklinde konuştu.