Erzurum Gazetesi Arşiv

BİLİM MEŞALESİ 50. KEZ TUTUŞTURULDU Atatürk Üniversitesi 2007-2008 akademik yılı, bugün düzenlenen törenle başladı. Törende Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz'ın yaptığı terörü kınama konuşması ayakta alkışlandı.Atatürk Üniversitesinin yeni akademik yılının başlaması dolayısıyla yerleşke içinde bir tören düzenlendi. Atatürk Gençlik ve Bilim Anıtı'na çelenklerin konulmasıyla başlayan tören, daha sonra AÜ Kültür Merkezinde devam etti. BÖLÜCÜ TERÖRE KINAMA Kültür Merkezi Salonu'nda düzenlenen tören, saygı duruşu ve Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden oluşan koronun İstiklal Marşı'nı okunmasıyla başladı. Öğrenciler adına Meryem Alişan'ın açılış konuşması yapmasının ardından kürsüye çıkan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sütbeyaz, son günlerde artan bölücü terör örgütünün eylemlerini kınadığını belirtti. GÖZYAŞLARINA ENGEL OLAMADI Atatürk Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Sütbeyaz, yeni akademik yılı açılış töreninde, son zamanlarda artan terör eylemlerini kınayarak, şehit ailelerinin acısını ''en derin duygularla'' paylaştığını ifade ettiği sırada gözyaşlarına hakim olamadı. Rektör Prof. Dr. Sütbeyaz, açılış konuşmasının başında terör olaylarını dikkat çekerek, ''Son zamanlarda artarak devam eden terör eylemelerini nefretle kınıyor, vatanın her köşesine düşen şahadet ateşinin yaktığı yüreklerin acısını en derin duygularla paylaşıyorum'' diye konuştu. Bu sırada gözyaşlarına hakim olamayan Prof. Dr. Sütbeyaz'ı, salonda bulunanlar uzun süre ayakta alkışladılar. ŞEHİT ANNELERİNE HİTAP Rektör Sütbeyaz, şehit ailelerinin acılarını yürekten paylaştığını ifade ederek, "Vatanın her köşesine düşen şahadet ateşinin yaktığı yüreklerin acısını paylaşıyorum. Atatürk Üniversitesi adına, Atatürkçülüğün gerektirdiği yurtseverliği, umudu, kararlılığı, inancı, özveriyi ve çalışkanlığı taşıdığımızı belirtmek ve bu vesileyle Kıbrıs, Kerkük ve Anadolu üzerinde farklı emeller besleyenlere Türk istiklal ve cumhuriyetine kastedenlere, mutlaka hüsrana uğrayacaklarını hatırlatmak istiyorum. Türk ulusunun dostu olmak mutluluk kaynağıdır, düşmanı olmak ise kendi sonunu hazırlamaktan başka bir işe yaramayacaktır" diye konuştu. Türk ulusunun milli onurunun her şeyin üzerinde olacağını kaydeden Sütbeyaz, herkesi birlik ve beraberlik içerisinde olmaya çağırdı. Rektör Sütbeyaz'ın terörü kınama konuşması, katılımcılar tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Rektör Sütbeyaz da bu durum karşısında duygulandı. 50’İNCİ GURUR YILI Rektör Sütbeyaz, açılış konuşmasının giriş bölümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ön görüsüyle kurulan ve onun adını taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük ve önemli yüksek öğretim kurumlarından biri olan Atatürk Üniversitesi’nde 50 nci akademik yılını açıyor olmanın mutluluk ve gururunu yaşadığını kaydetti. DOĞU’YA YAYILAN BİLİM IŞIĞI Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş dönemine değinen Rektör Sütbeyaz, “1954 yılında çıkarılan 6373 Sayılı Kanunla adı belirlenerek kurulması kararlaştırılan Atatürk Üniversitesi, Atatürk’ün, geleceği bilimin aydınlığında planlama anlayışının ve uzakgörülü Erzurumluların başarılarının somut bir göstergesidir. Bugün 14 fakülte, 5 yüksekokul, 9 meslek yüksek okulu, 6 enstitü ve 16 araştırma merkezinden oluşan Üniversite, kurulduğu bölgenin kaderini değiştirme kararlılığını geleceğe taşımaktadır Bununla birlikte Atatürk Üniversitesi, eğitim ve bilim tarihimizin önemli kurumlarından biri olarak işlev gördüğü 50 yıllık geçmişiyle ülkemizin “tarihsel” kurumlarından biri olma niteliğini kazanmıştır. Bin yıllık bir eğitim ve bilim merkezi olma niteliğini ancak müzeler aracılığıyla izleyebildiğimiz bir Anadolu yaylasını yeniden bir eğitim ve bilim merkezine dönüştüren Üniversitemiz, bir gelişim tarihinin de örneği durumundadır. Atatürk, Onuncu Yıl Nutkunda “Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir.” derken toplumu yönlendirecek öncü kurumları belirlemiştir. Bunlar, müspet ilimin üretildiği üniversitelerdir. Yani Türk üniversiteleri Türk aydınlanmasını sağlayacak çağdaşlaşma atılımının bir soncu olarak kurulmuşlardır. Ulu Önder, Doğuda bir üniversite kurulmasını isterken de ülkemizin her köşesinde etkili olacak bir kalkınma ve çağdaşlaşma kültürünü oluşturmayı amaçlamıştır. O, bilim ve araştırma kültürü yaratılmadan çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkma hedefinin gerçekleştirilemeyeceğinin bilincindeydi. Çünkü bir ülkenin "araştırma kültürü" o ülkenin tüm kaynaklarının, tarihinin, geleneklerinin, eğitiminin, genel kültürünün kurumsallaşmasının sonucunda oluşur. Üniversiteler bu örgütlenmeyi sağlayacak en önemli kurumlardır.” dedi. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ’NİN ÜNİVERSİTELER İÇİNDEKİ FARKLILIĞI Rektör Sütbeyaz, Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş sürecinde dünya üniversitelerinin konumlarının da incelendiğini, araştırma, eğitim toplumsal hizmet üçgeninde kurulduğu bölgenin kalkınmasına öncülük edecek şekilde konumlandırıldığını; kuruluş amacı ve felsefesinin, Atatürk Üniversitesine diğer üniversitelerden farklı bir özgörev yüklediğini söyledi. Sütbeyaz konuşmasını şöyle sürdürdü:”Bu, “Batının kalkınmasına ışık tutacak İstanbul Üniversitesinden ve Orta Anadolu’yu aydınlatacak Ankara Üniversitesinden sonra, tabiî şartları itibariyle kalkındırılması çok daha çetin ve ayrı özellikler taşıyan Doğu Anadolu’nun Batı ile aynı derecede geliştirilmesi için “her şubeden ilkokulları ile ve nihayet Üniversitesi ile modern bir kültür şehri yaratma” görevidir. Kurulacak Üniversite, “yeni bir bilim merkezi olmakla beraber, öncelikle ve bilhassa Doğu Anadolu’nun bir taraftan millî ve içtimaî, diğer taraftan maddî ve iktisadî kalkınmasına hizmet etmekle” yükümlü kılınmıştır.” ÜNİVERSİTE, CUMHURİYET MEŞALESİDİR Atatürk Üniversitesi’nin elli yıllık geçmişinde beklentileri karşıladığını; bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına; Türkiye Cumhuriyetinin yirminci yüzyılın en büyük kültürel devrimini gerçekleştirmesine, siyasal ve toplumsal anlamda mucizevi bir başarının altına imza atmasına önemli katkılar sağladığını vurgulayan Rektör Sütbeyaz şunları söyledi: “ Atatürk Üniversitesi, böylece Cumhuriyetimizin aydınlanma ülküsünü Doğu Anadolu’dan başlatan bir başarı öyküsnün kahramanı olmuştur. Bu öykü, Atatürk’ün bağımsızlık meş’alesini yakmak üzere seçtiği Erzurum’un Türkiye Cuhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatma yolundaki kararlılığının da bir göstergesidir.” ÜNİVERSİTENİN BAŞARI ÖYKÜSÜ Üniversitenin kısa tarihini oluşturan başarı öyküsünün, Erzurum’u bir kış sporları merkezi durumuna getirdiğini; Erzurum’u Dünya Üniversiteler Arası Kış Oyunları şehri yaptığını ifade eden Rektör Sütbeyaz: “2011 UNİVERSİAD, bir bölge üniversitesi olarak kurulup bu işlevini dünya üniversitesi nitelikleriyle birleştirme yolunda önemli başarılar elde eden Üniversitemizin etkinliğinin ve saygınlığının bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Bağımsızlık savaşında maddî ve manevî bütün varlığıyla Büyük Önderimizin yanında yer alan Erzurum, Atatürk Üniversitesiyle de Atatürkçü düşüncenin teminatı olacaktır. Çünkü çağdaş uygarlığın oluşması ve benimsenmesi, toplumda bilimsel düşünce anlayışının yaygınlaşmasına bağlıdır. Bu konuda öncülüğü de yüksek bilim kurumları yapmaktadır. Bunun için Atatürk, Doğu’da kurulacak üniversiteyi “mutlu bir eser” olarak nitelemiştir: “Bu hayırlı teşebbüsün doğu vilâyetlerimiz gençliğine bahşedeceği feyiz Cumhuriyet hükûmeti için ne mutlu bir eser olacaktır.” Atatürk’ün bir çağdaşlaşma stratejisi olarak oluşturduğu düşünce sistemi, sürekli gelişmeyi hedeflediği; akıl ve bilimi tek yol gösterici olarak kabul ettiği için yüzyılımızın üniversite mantığına da uygundur. Atatürkçü Düşünce Sistemi, bilimsel doğrular ve gelişmeler ışığında sürekli yenilenmeyi ve iyileşmeyi içerir. Atatürkçü yaşam biçiminde karamsarlık yoktur, sorunları zamana bırakmak yoktur; bunların yerinde yurtseverlik vardır, çağdaşlaşma yolunda inanç ve kararlılık vardır, özveri vardır, etkin bir biçimde çalışmak vardır. Bu nitelikleriyle Atatürkçülük bir ideoloji değil; bir çağdaşlaşma, maddi ve manevi olarak kalkınma programıdır ve Cumhuriyet’imizin kuruluş ve gelişme felsefesidir. Atatürkçülüğü ideoloji kavramının dar sınırlarına sıkıştırarak Anayasadaki konumunu tartışmak bilimsel anlayışla bağdaşmamaktadır.” dedi. ÜNİVERSİTE’NİN İŞLEVİ Üniversitelerin üstlendiği görev, fonksiyon ve işlevlerine de değinen Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Sütbeyaz şunları kaydetti: “Cumhuriyetimizin öz ülküsü olan çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkma sürecinin sağlıklı biçimde yönetilmesi, hiç kuşkusuz üniversitelerde bilimsel süreçlerden geçerek bilince dönüşen bilginin kullanılmasıyla mümkün olacaktır. Atatürk’ün yakın silah arkadaşı ve Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın üniversitenin işlevine ilişkin sözleri, Cumhuriyet’in felsefesini de yansıtmaktadır: “Üniversite milletin dimağıdır. Üniversite öyle mukaddes bir ışık kaynağıdır ki karanlıklar içinde nereye gideceğini şaşıran bu milleti aydınlatacak ve bu millete yol gösterecektir.” Bu anlayış, sürdürülebilir başarının ön koşulu olan bilimsel liderlik anlayışıdır. BİLİMİN ETKİNLİK SINIRI Konuşmasında, Akademisyenlerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve üniversitelerin etkinlik alanlarının genişletilmesinin üniversitenin ve toplumun geleceği açısından son derece önemli olduğunu belirten Rektör Sütbeyaz: “Üniversitelerde akademik ve idarî kadro sorunu olmamalı ama ne yazık ki var. Yüksek öğretim kurumlarında toplam kalite kültürünün yaygınlaşması öncelikle nitelikli insan kaynaklarının oluşturulmasına bağlıdır. Yeterli sayıda akademik kadronun tahsis edilmemesi öğretim üyesi yetiştirme kaynağının kuruması demektir; yeterli sayıda idarî kadronun tahsis edilmemesi de hedeflenen niteliğin gerçekleştirilememesi sonucunu doğuracaktır. Kalkınmanın yürütücü gücü olan üniversitelerin güçlendirilmesinin ülkemizin hedefleri açısından yaşamsal öneme sahip olduğunu bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.” sözleriyle üniversitelerin maddi sorunlarına değindi. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ EMİN ADIMLARLA GELECEĞE İLERLİYOR Atatürk Üniversitesi’nin bilimsel ve kurumsal kimliğini tarif eden Rektör Sütbeyaz şu vurguları yaptı:” Kurumsal kimliğini 50 yıllık bir tarihsel boyutla zenginleştiren Atatürk Üniversitesi, nereden ve nasıl geldiğinin güveniyle nereye ve nasıl gideceğini sorgulamaya başlamış, gelecekteki konumunu kendi gücü doğrultusunda ve bilimsel veriler ışığında planlama yoluna gitmiştir. Öz ülküsünü geleceğin üniversitesi olacak şekilde belirlemiş, öz görevini bu ülkü doğrultusunda tanımlamış ve olmak istediği yere ulaşmak için stratejiler oluşturmuştur. Atatürk Üniversitesi neyi niçin ve nasıl yapması gerektiğinin bilinciyle geleceğin üniversitesi olma yolunda emin adımlarla yürümektedir. Bunun için gerekli alt yapıyı iyileştirmiş, çağdaş eğitim anlayışına ve araştırma etkinliklerine uygun ortamlar oluşturmuş; yaşama ve öğrenme kültürünü yaygınlaştırmıştır. Atatürk Üniversitesi fiziksel altyapısı, teknolojik donanımı, bilgi kaynakları merkezi (kütüphaneler) ve öğrenme kültürüyle; geleceğin oluşturmacı, senteze dönük, proje tabanlı, sorgulamaya, araştırmaya, yaparak veya sanal gerçeklik ortamlarında yaşayarak öğrenmeye dayalı, dinamik ve etkileşimli eğitimine hazırdır. Atatürk Üniversitesi, öğretim süreçlerini gözden geçirip yeniden yapılandırarak, sürekli iyileştirme çalışmaları yaparak ve en önemlisi yaşam boyu öğrenme kültürü yaratarak geleceğin üniversite anlayışına uygun eğitim değerleri oluşturma konusunda önemli gelişmeler sağlamıştır. “ DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMA HEDEFİ Atatürk Üniversitesi’nin, disiplinler arası araştırmaları destekleyen düzenlemeler yaptığını ifade eden Rektör Sütbeyaz sözlerini şöyle sürdürdü:” Ayrıca ulusal ve uluslararası çeşitli kurumlar tarafından desteklenen proje sayılarının giderek artması Üniversite başarımızın önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmesi gerekir. Üniversite için önemli başarı ölçütlerinden birisi de bilimsel yayınlardır. Bu anlamda Atatürk Üniversitesi, Türk Üniversiteleri arasında önemli bir konumdadır. Ancak sizin de bildiğiniz gibi iyi olmanın sınırı yoktur. Bilim insanı kimliğimizle dünyanın geleceğini yönlendirmede; öğretici kimliğimizle de ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefini gerçekleştirmede önemli sorumluluğumuz var.“ KATILIMCILAR Rektör Sütbeyaz'ın ardından Vali Vekili Kasım Yekeler de kısa bir konuşma yaptı. Son günlerde yaşanan terör olayları sebebiyle önceki yıllar gerçekleştirilen müzik dinletisi ise iptal edildi. Törene Erzurum Vali Vekili Kasım Yekeler, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Demiral, askeri yetkililer ve çok sayıda öğrenci katıldı.