SP GENEL BAŞKANI KUTAN GÜNDEME İLİŞKİN KONULARI DEĞERLENDİRDİ
"TÜRKİYE'DE DİNİ İRTİCA OLDUĞUNA İNANMIYORUM"
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, Erzurum'da yaptığı açıklamada "Türkiye'de dini irtica olduğuna inanmıyorum." dedi.
Partisinin Erzurum İl Teşkilatınca bugün Erzurum Palandöken Kış Turizm Merkezi'ndeki Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne ait Kartanesi Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğine katılan Recai Kutan, gündeme ilişkin konularnda basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
TÜRKİYEDE İRTİCA YOK
Kutan, son günlerde yapılan irtica söylentileriyle ilgili olarak sorulan bir soruya; "Ben Türkiye'de bir dini irtica olduğuna inanmıyorum." şeklinde cevap verdi.
Kendisinin 1951 yılında üniversite öğrencisi olduğunu ve o dönemde de irtica söylentileri yapıldığını anlatan Kutan, şunları söyledi: "İrtica denilen şey ülkemize ilk defa geliyor değil. Bu Osmanlı döneminde de yapılmış bir söylentidir. Özellikle jöntürkler döneminden beri süregelen bir şey bu. 1908 yılında ünlü hiciv şairimiz Eşref'in bir beyiti var. Diyor ki; “Dolanıp durma derunumda yıkıl git/ Yoksa mürtecidir diye ey dost seni ihbar ederim”. Demek ki o günden beri bu söylem var. İrtica eğer geriye dönüş şeklinde bir tarifse sadece dini irticadan bahsetmek fevkalede yanlıştır. Türkiye'nin edindiği bazı güzellikler var. Yeteri kadar olmasada bir demokratik düzenimiz var. Eğer birileri çıkarda bu demokrasi ve insan haklarını geriye götürecek bazı baskılar yapmaya başlarsa, bunun adı da irticadır. Türkiye'yi geriye götürmek isteyen özellikle bazı medya kuruluşlarının bu konuda özel bir gayreti olduğuna inanıyorum."
BU İŞTE ADALET VAR MI?
Lübnan'a Türk askerinin gönderilmesi konusundaki bir soruya ise, İsrail'in Amerika ve İngiltere'nin desteğiyle Lübnan'a saldırdığını ileri süren Kutan; "İsrail gitti Lübnan'ı havadan, karadan bombaladı. BM en son karar alıncaya kadar ölen sayısı bin 84. Bir milyona yakın Lübnanlı evlerini terketti. 6 milyar dolara yakın tahribat meydana geldi. Ne zaman ki tabiri caizse Hizbullah direnişçileri İsrailliler'i perişan etmeye başladı ve BM ateşkes uygulansın diye hemen devreye girdi. Orada katledilenlerin hesabını kim verecek. 6 milyar dolarlık tahribatı kim karşılayacak. Saldıran ve kontrol edilmesi gereken güç İsrail'ken BM gücü neden Lübnan'a konuşlandırılıyor. Bu işte adaletin zerresi yoktur." diye konuştu.
HAZİNEDEN YARDIM ALMIYORUZ
Kutan, partiye yapılan yardımlarla ilgili olarak açılan davayla ilgili olarak da, Saadet Partisi'nin hazineden herhangi bir yardım alamadığına belirterek, yönetimde bulunanların şahsi çabalarıyla parti masraflarının karşılandığını ifade etti.
Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddesine göre yapılacak bağışların 2 milyardan fazla olamayacağını kaydeden Kutan, "Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Başsavcılığı'na bu konuda duyuruda bulunuyor. Yani fedakarlık yapmışız para vermişiz. Şimdi niye para verdiniz? diye dava açılıyor. Bu yasalara yüzde 100 uyalım anlayışıdır. Konu parti masraflarının parti yönetiminde bulunanlar tarafından karşılanmasıdır." şeklinde konuştu.