Kurtuluşun 92’ci yılında yaşanan acılara, büyük dramlara dair ortada bir eser olmamasının eksiklik olduğunu söyleyen Korkut, “Toplumların hafızasında yer edinen büyük acılar, coşku ve kıvançlar milli birlik ve dirliğin temeli olduğu gerçeğinden yola çıkarak dedelerimizin yaşadığı Ermeni zulmünü unutmamalıyız. Kurtuluş yürekten hissedilen acılarla anılmalıdır” dedi.
//MİLLİ HAFIZAYI KORUMALIYIZ
Ali Korkut, Rus işgali sonrası Erzurum’da, ülkenin başka bölgelerinde Ermeni Taşnak çetelerinin işledikleri vahşetin hafızalarda canlı kalmasının önemli olduğunu söyledi. Korkut, Ermeni zulmünü anıtlaştıracak simgesel çalışmaların olmadığına dikkat çekerek, “Bakın Kazım Karabekir Paşa 12 Mart sabahını şöyle dile getiriyordu: "Erzurum'da halk gözyaşları içinde kimi babasını, kimi kardeşini yakılmış ya da süngülenmiş buluyor, saçlarını yoluyordu, sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu." Ermenilerin yalnız son gece (11–12 Mart 1918) 3000 Müslüman Türk'ü öldürdüklerini, Erzurum'daki Rus Yarbayı Twerdo- Khelebof anılarında ifade etmiştir. "Demiryolu istasyonunda sanki bir mezarlık ölülerini dışarıya çıkarmıştı. Cenazeler arasından geçerek feci duruma gözlerimizle şahit olduk. Bilhassa Tahtacılar semtinde karşılıklı yer alan Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurulup yakılan ve katledilen Erzurumlular insanı titretiyordu." Erzurum'da resmi belgelere göre 9563 yerli Türk ahali Taşnak Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir. Ancak bu gerçekler ortada iken Türk milleti soykırımcı damgasıyla damgalanmak isteniyor. ABD Temsilciler Meclisi kararı ve başka ülke parlamentolarında alınan kararlar bu amaca hizmet ediyor. Bizim eksiğimiz yok mu? Evet bu acıları yaşayan halkın çocukları olarak bu güne kadar bu vahşeti simgesel anlatan eserler ortaya koyamadık. Erzurum’da işlenen vahşet yüzlerce film çıkartır, biz bunu da yapamadık” şeklinde konuştu