AHMET AKBUĞA (İHA) - Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, Erzurum Adliye Sarayı'nda özel yetkisi elinden alınan Savcı Osman Şanal ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada, "Hiçbir partili, hiçbir ideolojinin, hiçbir siyasal tarafın olmayan ama sadece toplumun olan bir adalet sisteminin yaratılması şarttır" dedi.
//ŞANAL ZİYARETİ
Erzurum'da önce H Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Erzincan eski Başsavcısı İlhan Cihaner'i, ardından da özel yetkisi elinden alınan Savcı Osman Şanal'ı ziyaret eden Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, Orhan Gazi Ertekin ve Dernek Genel Sekreteri Kazan Hakimi Kemal Şahin basın açıklaması yaptılar. Doç. Dr. Can, "Süreci anlamaya çalışıyoruz. Diğer savcılarımızla da görüşüp belki politika veya yüksek yargıya bir çağrı yapabiliriz. Adalet Bakanlığımız, HSYK, yüksek mahkemeler bu süreçte
biraz daha dikkat etmelidir" dedi.
//ADALET SİSTEMİ
Hiçbir partilinin, hiçbir ideolojinin, hiçbir siyasal tarafın olmayan ama sadece toplumun olan bir adalet sisteminin oluşturulmasının şart olduğunu ifade eden Can, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'i ziyaret ettikten sonra söylediğimiz bazı ifadeler var. Adliyede çalışan arkadaşlarımız var. Hakimlerimiz ve savcılarımız var. Yargı bağımsızlığı tartışması onların tartışması, yargı bağımsızlığına ve yargı güvencelerine sahip olması gereken onlar. Ama bağımsızlık ve güvenceler bugünün yargısı açısından bakıldığı zaman sadece ve sadece yüksek mahkemeler HSYK için geçerlidir. Adliyemizde bugün bütün tarafları, bütün mağdurları gördük, onlarla konuştuk. Bugün sürece baktığımız zaman sadece mağdurların adliyelerde olduğunu, esasen bunun hep böyle olduğunu gördük. Zaten böyleydi ama bu hiç değişmedi.”
//ANKARA’DA POLİTİK TARTIŞMA
Ankara'da politik bir tartışma olduğunu belirten Can şunları kaydetti:” Ankara'da yargı bağımsızlığı açısından ya da güvenceler açısından herhangi sorunları olmayan yüksek mahkemeler ve HSYK vardır. Bir de Adalet Bakanlığı vardır. Bunun da ayrıca altını çizmemiz gerekiyor. Herhangi bir sorunları yok ve sorunları olan arkadaşlarımız burada. Bu arkadaşlarımızın rahat çalışabilmeleri açısından hiç olmazsa yüksek mahkemelerin, HSYK'nın ve Adalet Bakanlığı'nın bu konulara biraz daha duyarlı olması gerekebilir. Özellikle ve özellikle medyamızın. Tutuklanan savcımız, tutuklanan savcı hakkında talebi dile getirenler, onlar hakkında soruşturma yapan savcılarımız hakkında, Erzincan Başsavcısı, Erzurum Başsavcısı hakkında, yeni yetkilendirilen arkadaşlar hakkında duyarlılıkla ve nezaketle bağdaşı olmayan bazı yayınlar yapılabiliyor. Bu konuda basın mensupları arkadaşlarımızdan biraz daha dikkat talep ediyoruz. Biraz daha duyarlılık talep ediyoruz. Tüm taraflar için basından bu konuda bir duyarlılık talep ediyoruz. Çünkü siz onlar hakkında dünyanın yayınını yapabiliyorsunuz ama bu arkadaşlarımızın hiçbirisi kendileri ile ilgili bir açıklama yapacak durumda değiller. Bu arkadaşlarımızın hiçbirisi Yüksek Mahkeme üyeleri, mahkeme başkanları ve HSYK gibi bağımsız değiller. Bunları da unutmayın. Adalet buralarda gerçekleşir. Taraflar orada sizin karşınızda, daha doğrusu size ait hakim ve savcılar karşısına
çıkıyorsunuz. Orada taleplerinizi dile getiriyoruz. Toplum orada taleplerini dile getiriyor. Bu talepler orada bir yargılama sürecinden geçiriliyor ve orada tesis ediliyor. Dolayısıyla bu arkadaşlarımız hakkında biraz daha duyarlı olmamız gerekiyor. Şu anki yargı sistemi, hiyerarşik bir yargı sistemidir. Hiyerarşik yargı sistemi demek alt derece mahkemelerin alt derece hakim ve savcı arkadaşlarımızın üst derece mahkemeleri, HSYK ya da Adalet Bakanlığı'nın şu ya da bu doğrultuda etkileşimine açık
demektir. Bunun yasal araçları vardır. Bunun anayasal araçları vardır ve bu şu an Türkiye'de bütün toplumu şu ve bu şekilde adaletsizliklerle karşı karşıya getirebilmektedir. Bu adaletsizlikler hepimizi incitecektir. Bu adaletsizlikler bütün toplumsal kesit açısından sorun oluşturacaktır. Oluşturmaya devam edecektir ve bu açıdan hatta bugünden sonra bu sorunlar daha da derinleşebilecektir."
//YARGI GÜVENCESİ
Adliyede çalışan hakim ve savcıların da bağımsızlık ve güvenceleri açısından gerekli standartları sağlayan bir yargı reformunun şart olduğunu söyleyen Can, "Bugünden tezi bu şarttır ve bu açıdan bütün tarafların bunu çok dikkatli dinlemesi lazım. Çok dikkatli bir şekilde izlemesi gerekiyor. Aksi takdirde hepimiz kaybederiz. Ama öncelikle adliye hakim ve savcıları kaybeder, zaten kaybediyor. İçerde neler konuştuğumuzu söyleyemeyiz. Biz tarafları dinlemeye çalıştık. Çünkü yargısal süreçle ilgili herhangi
bir yorum yapmadık. Sabahtan itibaren tüm muhataplarla yaklaşık 8 saat konuştuk. Bu 8 saat içerisinde bize birçok şeyi söylediler ve bu sözlerin hepsi bize emanettir. Biz bunları çok daha ayrıntılı bir rapor haline getirip kamuoyuna sunmayı istiyoruz. Bunun için de bir süre talep ediyoruz. Sanırım bir iki gün içerisinde rapor halinde sunacağız. Ama ayrıntı ve net olarak bir şey söyleyemeyiz şu an" diye konuştu.